English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ D ] / Don ' t you

Don ' t you translate Turkish

482 parallel translation
449 00 : 17 : 17,048 - - 00 : 17 : 22,453 ( holding note ) : 450 00 : 17 : 22,520 - - 00 : 17 : 24,121 451 00 : 17 : 24,205 - - 00 : 17 : 25,639 Now don't let Julia's situation put you off of sex.
Krepten tabak
И вытащи палец из уха! Понял?
Şu parmağı kulağından uzak tut You don't know where it's been.
It don't take too much high IQ to see what you're doing to me
Bana ne yaptığını anlamak için yüksekzekâ gerekli değil
But I was gonna change that, I'm not if you keep doing things I don't
Ama onu değiştirecektim, yapmayacağım şeyleryaparsan, Hayır
Tryin'to make people lose their mind Now, be careful you don't lose yours
İnsanları delirtmeye çalışırken Dikkat et, kendin çıldırma
But I was gonna change my mind if you keep doing things I don't
Ama benim yapmayacağım şeyleri yaparsan fikrimi değiştiririm
Let me in, baby I don't know what you got
Bırakgireyim, bebeğim Neyin varbirgöreyim
Come on Baby, don't you wanna go
Haydi Bebeğim, gitmek istemiyormusun
The warden said Buddy, don't you be no square
Müdür dedi, Buddy, açıkgörüşlü ol
# Don't you #
# Don't you #
When you're troubled, don't think!
Ne yapıyorsun?
When you're unhappy, don't think!
Ne demeye çabalıyorsun?
If you don't think then you won't worry, you won't worry yeah you won't worry!
Baştan dinleseydin ya. Öncelikle, kibar olalım.
Ты меня изматываешь. Я не хочу, чтобы это случилось.
D You tire me out d Don't want to let that happen
You were the one so tender, ўЬ How could you do that to me... ўЬ I can't believe you're going, ўЬ I don't believe good-bye.
Daima öyle narindin ki... ~ Nasıl yapabildin... ~ Nasıl yapabildin... Bunu bana... ~ İnanamıyorum beni bıraktığına... ~ İnanmıyorum, bu bir veda olamaz.
Тебе не дано понять меня.
"You'll never know if you don't know now"
Ты не проси меня улыбаться.
Well, now, don't you tell me to smile [Peki, hadi, bana gülümse deme]
- Он сказал бы, что в Ваших словах есть железо то, что Вы знаете, что есть железо в моих словах, то, что я знаю, как в словах есть железо то ваша жизнь - то, чего вы не знаете.
- Evet. O derdi ki, "There's iron in your words that you know... as there's iron in my words that I know. And there's iron in the words that you ain't livin'if you don't know it."
Он пел "Ты не принес мне цветы"?
"You Don't Bring Me Flowers" ı söyledi mi?
AND I DON'T REALLY CARE IF YOU THINK I'M STRANGE
Tuhaf olduğumu düşünmeniz pek umurumda değil
♫ BUT DON'T FORGET WHO'S TAKING YOU HOME ♫
AMA UNUTMA Kİ SENİ EVE KİM
♫ BABY DON'T YOU KNOW I LOVE YOU SO ♫
BEBEĞİM SENİ NE KADAR SEVDİĞİMİ BİLMİYORSUN MUSUN?
♫'CAUSE DON'T FORGET WHO'S TAKING YOU HOME ♫
ÇÜNKÜ UNUTMA Kİ SENİ EVE KİM
You don't love me anymore
~ sevmiyorsan, bana aşık değilsen. ~
Молодой человек, все имеет свою цену. Тем более, что у вас вообще нет денег.
Young man, everything can be measured in money, especially, when you don't have any.
Конечно, если ты не собираешься быть затянутым в вентилятор.
Sure, if you don't mind getting Ginsu-ed by the intake fan.
Honey, I don't know how to tell you this but if something were to happen to Ross or myself you wouldn't get the baby.
Tatlım bunu sana nasıl anlatırım bilemiyorum... ... ama eğer Ross'a ya da bana bir şey olursa... -... bebeği sen alamazsın.
You guys die and I don't get your baby?
Siz ölüyorsunuz... ... ve ben bebeği alamıyor muyum?
And truthfully, you don't seem connected to the baby.
Ve açıkçası, sen bebekle fazla ilgili görünmüyorsun.
Okay, listen, I know you're having a bit of a family crisis but you don't have to take it out on the plates.
Tamam, küçük bir aile krizi yaşadığını biliyorum... ... ama bunu tabaktan çıkartmak zorunda değilsin.
But it did hurt my feelings, and I want you to know that if I die you don't get Joey.
Ama bu benim duygularımı incitti ve bilmeni istiyorum, eğer ben ölürsem... ... sen de Joey'i alamıyorsun.
You can fix it up. Я не хочу возвращаться к этому, потому что я точно знаю, что я хотел сказать. I don't want to go back, because I know exactly what I wanted to say.
Baştan almak istemiyorum, çünkü diyeceklerimi gayet iyi biliyorum.
Я не хотел произносить это, но вы знаете что мы победили, и я знаю что мы победили. "I don't want you ever to say it, but you know we won, I know we won."
Hiçbir zaman söylemenizi istemem, ama kazandığımızı biliyoruz. "
Если вы не знаете, я не стану говорить вам. If you don't know, I'm not going to tell you.
Siz bilmiyorsanız ben hiç söylemem.
She said, "Well, okay, why don't you write a contract with the president и если он примет эти условия, то соглашайся."... and if he'll accept those conditions, do it. "
Bu şartları kabul ederse, evet de. " dedi.
"Разве вы не понимаете, что мы боролись с китайцами в течение 1000 лет? " Don't you understand that we've been fighting the Chinese for 1000 years?
Biz Çinlilerle tam bin yıldır savaşıyoruz, anlamıyor musunuz?
Но вы не обладаете доступом к моментам непредусмотренным вовремя. But you don't have hindsight available at the time.
O zaman geriye dönüp bakacak bir veri yoktu.
... and if you don't, no matter what...?
Anlatmazsanız her halükarda...
IF YOU CAN ONLY DO THIS IN THE PULSE-UP... I DON'T CARE, BUT IN TIME GET IT UP.
İkincide sadece bu kadarını yapabiliyorsanız, önemli değil, ama zamanla daha da kalkın.
DON'T DO THIS EVERY DAY, YOU DON'T NEED IT.
Bu egzersizi her gün yapmayın, ihtiyacınız yok.
YOU DON'T WORK OTHER PARTS OF YOUR BODY EVERY DAY, AND YOU SHOULDN'T WORK ABS EVERY DAY,
Vücudunuzun diğer bölgelerini her gün çalıştırmıyorsunuz, karın kaslarınızı da her gün çalıştırmamalısınız.
§ Не кричи больше... §
# Don't you cry no more... #
§ Не кричи §
# Don't you cry #
§ Не кричи ты больше §
# Don't you cry no more #
( terry ) you don't want the book to come to an end,
Juliet.
Please don't let my tears persuade you
# Lütfen gözyaşlarımın seni ikna etmesine izin verme #
Hope you don't mind I'm bending the truth.
Gerçeği biraz çarptığım için kızmadın umarım.
Ты не думаешь, что заслужил это?
Don't you think you deserve a time out?
Ты ведь не хочешь меня расстроить
You don't want to piss me off.
Клер, не думаю, что ты должна - -
Claire, I don't thinkthat you should be doing - -
In a gadda da vida, baby don't you know that I'll always be true?
Öyle kal! Hadi, hadi! Şimdi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]