Drunk translate Turkish
26 parallel translation
The Drunk the Dead. ( Пьяные и Мёртвые )
"Sarhoş ve Ölü".
одно пришло в ночь пятницы, и оно было задиктовано... One had come in Friday night, and it had been dictated человеком который либо был пьян, либо находился под огромным стрессом. ... by a man who was either drunk, or under tremendous stress.
Biri cuma gecesi gelmiş veya sarhoş ya da muazzam stres altında bir adam tarafından yazılmıştı.
- "crying drunk chick" ( ревущая пьяная чикса ) - ну конечно
- "Boynuzlanmış Defolu Çıtır." - Elbette.
He's mortal drunk. - --
Bayım... Beni -
THE NASHVILLE TEENS ♪ оставив меня помирать в одиночку ♪ ♪ посреди Табачного пути. ♪
I was born in a funk mama died and my daddy got drunk left me here to die alone in the middle of tobacco road
Я полагаю, Энни и Диксон с Лиамом, а Наоми где-то пьет после восковой эпиляции.
Annie, Dixon ve Liam birlikteler, and apparently Naomi is drunk ve görünüşe göre Naomi balmumu gezisinden sonra sarhoş oldu...
тогда закончится время что останется навсегда со мной глубоко в сознании когда я один, я осушу всё вино.
# I'm guessing that we were just passing the time # # But I'll always carry you with me # # in the back of my mind # I've drunk all your wine when I've been alone #
A drunk Santa?
Sarhoş bir Noel Baba mı?
Okay, he is drunk.
- Tamam, O sarhoş.
What, were you drunk?
- Sarhoş filan mıydınız?
- I wasn't drunk, no.
- Sarhoş değildim, hayır.
These guys are drunk every night.
Bu çocuklar her gece sarhoş.
They're drunk in the mornings, too.
Gündüzleri de sarhoşlar.
♪ But I drunk myself blind ♪
# But I drunk myself blind #
I got three drunk assholes operating power tools behind me.
Arkamda iş makineleri kullanan üç sarhoş götveren var.
It's just a drunk old lady in there.
Silah milah yok tamam mı? Alt tarafı sarhoş bir teyze var içeride.
Translation, "Spaghetti fried shit drunk."
Tercüme edersek, "Spagettinin pişmiş pislikten farkı yok."
No! Drunk college students or drunk businessmen.
Sarhoş öğrencilerden ya da sarhoş iş adamlarından.
Jimmy Sue was drunk and disruptive while Carmen was singing.
Sue, Carmen şarkı söylerken onu kızdırmış olmalı.
This is Elena leaving Jake's hotel room clearly a bit drunk.
Bu Elena. Jake'nin otel odasından hafif sarhoş olarak ayrılıyor.
Oh, come on, why would I want to spend my night with a bunch of drunk, obnoxious, screaming fans when I could be curled up on the couch... with the man I love?
Bir grup sarhoş, çirkin ve çığlık çığlığa taraftarla gecemi geçirmek yerine sevdiğim adamla birlikte kanepeye kıvrılmak daha güzel olmaz mı?
They'll have to walk through the exhibit to get to the bar to get drunk, which is what they're coming for, anyway...
Bara gidip sarhoş olabilmek için sergiyi geçmeleri gerekecek ki asıl gelme amaçları bu, herneyse...
Вы были пьяны? Может, потому и забыли?
Were you drunk, and that's why you don't remember perhaps?
Are you drunk again?
Yine sarhoş musun?
Yeah, I haven't been drunk in a day. And I'm not feeling particularly handsome.
Bir gündür içki içmedim ve kendimi bilhassa yakışıklı hissetmiyorum.
- she calls "getting drunk" "getting stoned." - ( laughs )
Aman Tanrım.