Floating translate Turkish
7 parallel translation
ПОВЕСТЬ О ПЛАВУЧЕЙ ТРАВЕ
A STORY OF FLOATING WEEDS
This morning Senator Scott said,'The war which we can neither win, lose, nor drop свидетельствует об идеологической зыбкости... ... is evidence of an instability of ideas размытой последовательности решений нашей политики нервного умиротворения, которая вызывает крайнюю обеспокоенность.'... a floating series of judgments, our policy of nervous conciliation which is extremely disturbing.'
"Galibi veya mağlubu olamayacağımız ve bitiremediğimiz bu savaş, fikirlerin istikrarsızlığının değişken bir dizi kararın, son derece rahatsız edici ürkek uzlaşmalı politikamızın bir kanıtıdır".
And at the exact same time, the ship came to a dead stop, and now we're floating aimlessly in empty space.
Ve tam olarak aynı anda gemi tamamen durdu ve şimdi boş uzayda amaçsızca duruyoruz.
It's floating in liquid, so it expanded... edema.
Sıvının içinde yüzüyor, bu yüzden şişti... ödem.
When I was little, I thought that what happened when you died was just that you were floating in the sky, do you know, by the moon.
Küçükken ölünce gökyüzünde yalpalanıyor ayın yanında dolaşıyoruz diye düşünüyordum.
When I'm just floating out in space and I'm so alone'cause nobody I love is even around- - ah.
Bilemiyorum, uzayda dolaşacağım çok yalnız olacağım ve sevdiğim hiç kimse yanımda olmayacak.
The trembling swan, floating on the surface of the water...
Ne istiyorsun?