Hands translate Turkish
141 parallel translation
* Гуляет по рукам *
Changing hands
Курс юго-запад к югу, мистер Хэндс
Güneybatı-güney yönü, Bay Hands.
Флинт был как цветок среди навоза как говорит Израиль Хэндс
Flint en iyisiymiş, lsrael Hands öyle dedi.
Добро пожаловать на борт, Мистер Хэндс
Merhaba, Bay Hands.
Я вернулся на борт что бы завладеть кораблем, мистер Хэндс
Gemiyi ele geçirmeye geldim, Bay Hands.
Я возьму штурвал, Мистер Хэндс
Şimdi dümeni ben alayım, Bay Hands.
Еще один шаг, Мистер Хэндс, и я вышибу вам мозги
Bir adım daha atarsan, beynini dağıtırım, Bay Hands.
Я подслушал вас, Дика, и Израиля Хэндса, который теперь на дне моря.
Seni, Dick'i ve şu an denizin dibini boylayan lsrael Hands'i duydum.
- Hands К стене.
- Ellerini duvara daya.
Ричард, это Джуди Суэйн из организации "Счастливая Рука Помощи".
Richard, bu Happy Helping Hands Kurumu'ndan Judie Swayne.
Сидят на кровати и держат ваш hands where, мы можем видеть их.
Yatağa otur ve ellerini görebileceğim bir yerde tut.
Знaeшь пecню "У нeгo в pyкax вecь миp"?
He's Got the Whole World in His Hands'i biliyor musun?
# And I'm tight like spandex What I do with my hands next #
Ve spandex bitmek üzere. Sonra ellerimle mi yapayım?
HE HAD TO PUT THOSE HANDS IN THE AIR.
Elleri havada, bu daha zor.
AUDRA'S GOT HER HANDS ON THE FLOOR,
Audra'nın elleri yerde.
SUPPORT WITH YOUR HANDS IF YOU NEED TO.
Gerekiyorsa ellerinizden destek alın.
HANDS ARE HIGH FOR THE BALANCE,
Eller yukarıda, denge için.
EVERYBODY GETS THEIR HANDS OFF THE FLOOR!
Herkes ellerini yerden kaldırsın.
YOU CAN SEE NOW, SWITCH HANDS.
Gördüğünüz gibi, eller yer değiştiriyor.
OKAY, AND THEN SWITCH THE HANDS.
Eller yer değiştiriyor.
EVERYBODY DOWN, HANDS ON THE FLOOR NEXT TO YOUR BODY.
Herkes uzansın, eller vücudun yanında yerde.
STAYS THE SAME. HANDS ARE HERE.
Eller burada.
- SHE'S NOT ALLOWED TO HIT MY HANDS.
Ellerime dokunmaması lazım.
18, 19- - DON'T HIT MY HANDS!
18, 19... Ellerime çarpma!
YOUR HANDS NEVER GO OVER YOUR HEAD.
Eller başın hizasını geçmesin.
HANDS TO THE CEILING ONLY.
Eller sadece tavanı gösterecek şekilde.
THE HANDS NEVER COME PAST HERE, SHE PULSES UP.
Eller bu hizayı geçmiyor.
JASON, HANDS NEVER COME PAST HERE, GET IT UP.
Jason, eller bu hizayı geçmiyor.
BRING THE FIST, THE HANDS TOGETHER, CLASP THE HANDS.
Elleri birleştirip, yumruk yapın.
U 429 ПОДВОДНАЯ ТЮРЬМА
IN ENEMY HANDS ( DÜŞMAN ELLERDE )
These are the hands That drop your trust
Güvenini yitiren Bu eller
[ПЕСНЯ] Squeeze all within my hands
Ellerimin arasında sıkış
Choke within my hands
Ellerimin arasında boğul
Если бы я имела хотя бы половину ответов на все "почему" в этом городе I'd have a bestseller on my hands.
Bu kasabadaki nedenlerin yarısına cevap verebilseydim elimde bir en çok satanlar kitabım olurdu.
Хендс, может, просветишь?
Hands, sen anlatır mısın?
Зря я доверился тебе, Хендс.
Sana bunu gizli söylemiştim, Hands.
- Здравствуйте, миссис Гейнтс.
- İşte geldik. Hands'i hatırlarsınız.
Это Хендс Холловей.
Bu Hands Holloway.
Хендс, теперь ты.
Beğendim. Hands, sen?
I feel like I should have something in my hands.
Ellerimde bir şeyler tutmam lazım gibi hisse kapıldım.
Участие в акции "Поддерживаем Америку".
Hands Across America'ya katılıyordum.
Я занят. Картина "Се человек" к маю. "Похлопывание руками" к июню.
"Ecce Homo" yu Mayısa kadar "Washing of the Hands" i Hazirana kadar "Saint Veronica" yı Ağustosa kadar bitirmelisin.
Так мы заключили сделку. "Понтий Пилат, умывающий руки" за голландско-турецкий ковёр.
Cocqs'un sayesinde "Pontius Pilate Washing His Hands" karşılığında Hollandalı Türk halısı işini bağladık.
Забираю Ричарда Хэндса.
Richard Hands'ı alacağız.
Руки судьбы.
Hands of Fate.
Манос : Руки судьбы.
Hands of Fate.
I suggest that dialogue with the 456 is taken out of my hands.
456 ile görüşmelerimin elimden alındığına dikkat çekmek istiyorum.
И сейчас считается нормальным увидеть кого-нибудь, кто за рулем и в машине один, и разговаривает вот так вот...
evet aynen öyle. eğer yalnız başına araba kullanırken böyle konuşan birini görürseniz... mutlaka hands-free ( elleri kullanmadan telefonla konuşabilme ) özelliği kullanıyolardı ve kafayı yemiş değiller.
Остается надеяться, что у этого человека hands-free гарнитура, а не психическое расстройство. Потому что если бы в старые-добрые времена увидели, как кто-нибудь едет за рулем и разговаривает вот так... Они бы сказали "ну давай, езжай", и сменили бы полосу.
eskiden böyle araba kullanıp ve böyle konuşan birini gördüğünüzde... ve eğer yalnızlarsa, hemen yolunuzu değiştirirdiniz.
I'VE GOT MY HANDS ON THE FLOOR.
Ellerim yerde.
Нашего прототипа интуитивной системы управления hands-free навигация
El kullanılmadan navigasyon.