Happen translate Turkish
61 parallel translation
Странные... вещи, которые творятся со мной.
# Strange # # Things are happen in'
Ты меня изматываешь. Я не хочу, чтобы это случилось.
D You tire me out d Don't want to let that happen
Зачем ты это допустил?
Why did you let that happen?
Я не хочу, чтобы это случилось.
Don't want to let that happen
я только, случайно, знаю технику.
I just happen to know a technique.
Honey, I don't know how to tell you this but if something were to happen to Ross or myself you wouldn't get the baby.
Tatlım bunu sana nasıl anlatırım bilemiyorum... ... ama eğer Ross'a ya da bana bir şey olursa... -... bebeği sen alamazsın.
I mean, these things happen.
Böyle şeyler olur.
What wiII happen to him?
Ona ne olacak?
Третье - что стало-бы с Кубой? Она была-бы полностью уничтожена. " Three, what would happen to Cuba?
Küba'ya ne mi olurdu?
"... but I want to know what's gonna happen. "Останется-ли спрос таким-же, понизится, или повысится? " Is it gonna stay the same, go down, or go up?
Aynı mı kalacak, inecek mi, çıkacak mı?
Если этот малый народ, опустится в болото, и не сможет отстоять независимость... If this little nation goes down the drain and can't maintain independence спросите себя : - что случится со всеми другими малыми народами? ... ask yourself : - what's gonna happen to all the other little nations?
Bu küçük ülk e heba olur ve bağımsızlığını k oruyamazsa tüm diğer küçük ülk elere ne olacağını k endinize sorun.
Good,'cause I don't happen to agree with miss Pelosi's views about the troubled assets relief program.
Güzel çünkü ben Bayan Pelosi'nin sorunlu malvarlıklarının kaldırılması konusundaki görüşlerine katılmıyorum.
- I just happen to have a spare.
- Evet, elimde yedek bir tane varmış.
Что же теперь будет с домом? Что с ним будет, если мы уедем?
What will happen to the house?
¶ Oh, you know that I can't help But wonder ¶ ¶ What's gonna happen next ¶
Oh, merak etmeden duramıyorum Bundan sonra ne olacak
Or do you happen to have some compromising photos of me that you'd like to share with the class?
Ya da bizimle paylaşma istediğin başka özel fotoğraf var mı?
We're not gonna let that happen.
Bunun olmasına izin vermeyiz.
I bet Ganz was calling to ask why the hell Violet Young was still alive. Did you happen to get a location on mannis'phone?
Bence Ganz, neden Violet'in hâlâ hayatta olduğunu sormak için aramıştır.
- I'm sorry it had to happen like this.
- Böyle bir şey yaşandığı için üzgünüm.
- It had to happen one day.
- Bir gün elbet olacaktı.
These things happen fast, though, okay, so I'm sure that this whole thing is great, but promise me you'll be careful.
Bu işler çok hızlı ilerler, her şey harika görünüyor olabilir ama bana söz ver dikkatli olacaksın.
You promised me this would never happen.
Bir daha olmayacak demiştin.
It didn't happen, uh, more than 30 minutes ago.
Bu olamaz, öleli yarım saatten fazla oldu.
Finish this fucknut, or accidents can, and will happen.
O aşağılık herifin işini bitir, yoksa kazalar olabilir.
Let's make this shit happen.
Harekete geçelim. - Cidden mi?
I'll try not to let it happen again.
Bir daha yapmamaya çalışacağım.
Make it happen!
Yap gitsin!
Этого не будет, Скотт.
Böyle bir şey olmayacak, Scott. going to happen, Scott.
That can't happen.
- Olamaz bu.
She's just waiting for it to happen and I'd rather get in on the ground floor.
O sadece olmasını bekliyor ama ben temeline girmek istiyorum.
Well, that wouldn't happen if you were hiding behind the tree along the Path of Tranquility.
İşte, Huzur Yolu'nun yanındaki ağacın arkasına saklansaydın beni fark ederdin.
I can't believe this is actually gonna happen.
Bunun gerçekleştiğine inanamıyorum.
I just happen to be an Arthur Murray fan.
Ama Arthur Murray'nin büyük hayranıyım.
What's going to happen now?
Şimdi ne olacak?
I mean, how do the- - the producers of the show let this happen?
Nasıl oldu da birisi öldü? Yani, nasıl oldu da şovun yapımcıları bunun olmasına izin verdi?
Using the Internet, which you also happen to have access to.
İnterneti kullanarak ki ne tesadüf senin de erişimin var.
You don't get to jump down his throat just because you happen to be having a lousy week.
Sırf kötü bir hafta geçirdin diye tepesine binmiyorsun.
Whatever did happen to them was over 60 years ago.
Her ne olmuşsa 60 yıl önce olmuş.
Because, I once had a thing happen to me with some stuff.
Çünkü bir zamanlar benim de başıma böyle bir şeyler gelmişti.
I'll promise to look after you day and night and give my personal guarantee should anything happen, it comes out of my share.
Sana gece gündüz göz kulak olacağıma söz veririm ve herhangi bir şey olursa kendi payımdan karşılanacağı garantisini veririm.
I swear on the body and blood of our Lord Jesus Christ this will never happen again.
Tanrı üstüne yemin ederim ki bir daha olmayacak.
People only give Valentines because they're scared of what would happen if they didn't.
İnsanlar hediye veriyorlar çünkü eğer vermezlerse olacaklardan korkuyorlar.
Or did that not happen because that's not the way men are?
Yoksa erkeklerde durum böyle olmadığı için olaylar bu şekilde gerçekleşmedi mi?
As would happen in a car accident.
Sanki araba kazasında olmuş gibi.
Yeah, they... well, these particular Jews happen - to be rich, but they worked hard.
Bu Yahudiler zengindir ama o kadar çalışmışlardır ki...
У нас за это не наказывают.
Down here, we can make that happen.
I know. Who were we kidding? It was so gonna happen.
Kimseyi kandırmaya gerek yok, illa olacaktı sonuçta.
- Did something happen?
- Bir şey mi oldu?
That doesn't happen very often.
- Bu çok sık olmaz.
I've seen it happen recently with a man I know.
Tanıdığım bir adamda bunun olduğunu gördüm.
Такое часто случается?
Does this happen often?