Heading translate Turkish
17 parallel translation
Человек на фотографии был опознан как полковник Одуя из Британского управления разведки и здесь показано прибытие генерала Остина Пирса представляющего американские военные силы,'he's heading inside Downing Street right now.'
Bu kişi BİRİM'den Albay Oduya olarak teşhis edildi. Ve bu görüntüler canlı yayından. Bu kişi General Austin Pierce.
Ты со мною рядышком
Senin gözlerine bakınca. You riding right next to me and we both become one heading towards the sun following the line following the redline to the sun you are the air I breathe without you I am incomplete you are the only one for me Tam yanımda oturuyorsun.
Do you really think that manufacturing is a relevant indicator of where the world economy's heading in 2010?
Dünya ekonomisinin 2010'da ilerlediği yolda üretimin alakalı bir gösterge olduğunu mu düşünüyorsun?
Didn't know you were heading up here.
Buraya geleceğini bilmiyordum.
I'm taking Jean with me, heading back to Colorado in the morning.
Jean'i de alıp sabahleyin Kolorado'ya geri dönüyoruz.
I'm heading home.
Ben eve gidiyorum.
Мы едем на юг к моему брату, начнем все сначала.
We Heading south to my brother and a fresh start.
I think he's heading to a party in the canyon.
Kanyondaki bir partiye gidiyor.
Shaw, I'm heading your way.
Shaw, oraya geliyorum. - Reese?
No, I just finished with the DMV and now I'm heading to the store.
Hayır, DMV'deki işim bitti ve şimdi de markete gidiyorum.
Heading?
- Rotası?
♪ Heading on up to South Park, gonna see if I can't unwind ♪
South Park'a doğru yol alıyorum, bakalım rahatlayabilecek miyim?
You heading out to do some more of that painting of yours?
Gidip birkaç resim daha mı yapacaksın?
Продолжайте двигаться к выходу.
Just keep heading to the exits.
Едет сюда.
Heading back now.
You heading south?
- Güneye mi gidiyorsun?
So, why is a nice girl on her own heading to King's Landing?
Peki senin gibi tatlı bir kız niye tek başına Kralın Şehri'ne gidiyor?