In fact translate Turkish
30 parallel translation
Каждая группа в этой стране которая её составляет и доходит до определённого уровня имеет свой собственный журнал. У нас есть журнал "Работающих матерей", журнал "Чёрных антрепренёров",
In fact, any activity, Hatta bu ülkede, her türlü, aklınıza gelebilecek her türlü ve en az dört kişinin yaptığı her aktivitenin bir dergisi var.
" In fact, I married three
Aslında üç kez evlendim.
I mean, in fact, I think that everyone should cut their food like this :
Aslında, bence herkes yiyeceklerini... ... bu sekilde kesmeli.
Фактически, я знаю что у них такого понимания нет. In fact, I know they don't.
Aslında olmadığını biliyorum.
So hot, in fact, it led to a torrid affair With Sarah's director husband.
Öyle ateşli ki bu durum, Sarah'nın yönetmen kocasıyla ihtiraslı bir ilişkiye sebep oldu.
In fact, you probably planned it all along.
Muhtemelen bunu uzun zamandır planlıyordunuz.
In fact, how about I go downstairs and make a four course meal for all of you.
Hatta, aşağıya inip hepinize 4 kâse yemek hazırlayayım mı?
In fact, you don't know anything.
Aslında sen hiç bir şey bilmiyorsun.
In fact, this may be your only one ever.
Aslında bu senin için tek olabilir.
Ahh. [Chuckles] Virginia : Taking it, in fact, for credit...
Ya da dersi alıyorum diyelim, şimdilik kredi için.
In fact, I'm open to anyone, everyone.
Hatta herkese açığım, herkese.
In fact, he's going to bea lot more eligible than I am.
Hatta benden daha uygun bir aday.
In fact, I'm not surewe've had our last.
Hatta daha çocuğumuz bile olabilir.
In fact, I'm wondering if you're hearing a word I say.
Aslında, söylediklerimin bir kelimesini bile duyuyor musun emin değilim.
In fact, it is that dtente which brings us all here tonight.
Aslında bizi bu gece buraya getiren o çıkışımdı.
In fact, I have a hot date tonight.
- Ayrıca bu gece ateşli bir randevum var.
Я даже название нашей звездной паре придумал.
In fact, I came up with a power couple name for us.
In fact, I already am.
Aslını istersen, duyuyorum bile.
In fact, it was a pain in the ass.
Tam bir baş belasıydı.
Более того, она ушла потому, что у них с её парнем закрутился страстный роман.
In fact, the reason she quit is, Aslında bırakmasının nedeni, sevgilisine karşı arzu dolu olmasıydı.
А Генерал Кёртис Лемей, у которого я служил... And General Curtis LeMay, whom I served under под непосредственным руководством, во время Второй Мировой Войны, сказал : ... as a matter of fact, in World War II, was saying :
Dünya Savaşı'nda emrinde hizmet ettiğim General Curtis LeMay ise diyordu ki :
She thinks your reaction, the fact that you've- - well, you've given up, it's the reason why we have dropped out, why we are stuck out here in the middle of nowhere.
Tepkinizin, ya da sizin pes etmenizin geminin FTL'den çıkmasına ve ıssız bir yerde kalmamıza neden olduğunu düşünüyor.
Прошло уже 40 лет с момента выхода альбома Cold Fact Родригеза.
Rodriguez'in Cold Fact isimli albümünün yayınlanmasının üzerinden 40 yıl geçti.
( Cегермен ) Остается загадкой, как первая копия Cold Fact попала в Южную Африку.
Cold Fact'in ilk kopyasının Güney Afrika'ya nasıl geldiği hâlâ gizemini koruyor.
И каждый раз вы бы нашли Cold Fact Родригеза.
Ve Rodriguez'in Cold Fact albümünü de görürdünüz.
На Cold Fact было четыре имени.
"Cold Fact"'in üzerinde 4 isim var.
У меня с собой находится для вручения Родригезу, за продажи альбома Cold Fact.
Ben buradayım, Rodriguez'in Cold Fact albümünü satışa sunuyorum.
I thought it was wonderful.As a matter of fact, I'm in Newport quite a lot.
- Bana sorarsanız harikaydı. - Aslında ben daha çok Newport'tayım zaten.
In fact, you can take out the trash for the whole house.
Bundan böyle sen boşaltabilirsin.
I know for a fact that I was not wrong, so how can I look him in the eyes and say that I was?
Hatalı olmadığım gerçeğini bilirken nasıl olur da gözlerinin içine bakıp hatalıydım diyebilirim?