Jt translate Turkish
416 parallel translation
- Его зовут JT. - JT.
- Onun adı JT.
Смотри-ка, JT.
Buraya bak, JT.
Сходи в "Dwayne at JT Optical".
JT Opikteki Dwayne'e git.
Я должен увидеть, как Джей Ти удастся выкрутитъся из этого, потому что Коллин собиралась его убить.
JT'nin nasıl kurtulacağını görmeliyim. Colleen onu öldürmek üzereydi.
Я проскользну незамеченным сквозь тьму, как тёмное... незаметное, обтекаемое создание.
Karanlığın içinden göze çarpmadan sıyrılıp bir gölge gibi, fark edilmeden, vııjt diye gideceğim.
- Джей-Ти Санборн.
Ben JT Sanborn.
А что, Джей-Ти, ты сам еще не понял?
Bilmiyorum, JT. Neden böyleyim, bilmiyorum.
Все просто. Lamps и JT. Работа вместе в идеальной гармонии.
Kusursuz bir uyum içinde çalışmak.
звонивший в магазин... Сын ДжейТи?
Dükkânı arayan JT'nin adamı mıydı?
В ее календаре была заметка в 3 часа - инициалы Ти Джей
Ajandasında saat 15 : 00 için bir not var. JT yazıyor.
Зовите меня Джей Ти.
Bana JT de.
Эта плаксивая пиздня Джей Ти.
JT, karıyla flört ediyordu.
Некоторые да. Это было нытьё Джея Ти по поводу его вины на счёт Томаса. Он развалил брак.
Okuduklarımda JT, Thomas konusundaki suçluluğundan başarısız evliliğinden ve Clay ile benim yakınlaşmamdan bahsediyordu.
Они нашли старые письма Джона
JT'nin eski mektuplarını bulmuşlar.
Он был убит до того, как та встреча состоялась
O toplantı gerçekleşemeden JT öldürüldü.
Джон никогда бы не притронулся к наркотикам.
JT uyuşturucu işine hiç bulaşmazdı.
Джон был хорошим бизнесменом
JT iyi bir iş adamıydı.
JT laid his bike down on 580, was crushed by a semi.
JT 580. Karayolu'nda motorundan düştü, sonra da tır altında kaldı.
Lowell Senior disappeared the next week, and he was the only one JT trusted to work on his bike.
Lowell Senior sonraki hafta ortadan kayboldu ve JT tamir için motorunu bir tek ona emanet ederdi.
Пайни сказал, что знает о том, что я убил Джона.
Piney, JT'i benim öldürdüğümü bildiğini söylüyor.
Он знает о том, о чем знали только я и Джон.
Sadece JT ile benim bildiğim şeyleri biliyordu.
I think she found some of JT's letters.
Sanırım onda JT'ni bazı mektupları var.
You told me JT's weakness was gonna bring violence to Charming.
Bana JT'nin zayıflığının, Charming'e kan getireceğini söylemiştin.
JT wasn't weak, he was conflicted.
JT zayıf değildi, o bir şeyler için güç sarfediyordu.
JT suspected you made two attempts to kill him.
JT, onu öldürmek için iki girişimde bulunduğundan şüpheleniyordu.
Подвергнуть риску Клэя...
Clay'i tehlikeye soktu. JT için küçük düşürücüydü.
Письма JT будут очень болезненными.
John Teller'ın mektupları çok zarar verebilir.
Я нашла часть старых писем Джона Тейлора.
JT'nin bazı eski mektuplarını buldum.
JT наплевал на всех нас.
JT hepimizi sattı.
Что ж, JT не многое исправил.
JT'nin pek bir şeyi düzeltebildiği söylenemez.
Я нашла часть старых писем Джей Ти.
JT'nin bazı eski mektuplarını buldum.
Ты знала истинную причину, почему Клей хотел смерти Джей Ти?
Clay'in JT'i öldürmek istemesinin gerçek sebebini biliyor muydun?
То, что он хотел... прекратить торговлю оружием?
JT'nin silah işini bitirmek istemesini.
Ты знала, что Клэй пытался убить Джей Ти?
Clay'in JT'i öldürmeye çalıştığını biliyor muydun?
Я знаю, ты читал письма Джей Ти.
JT'nin mektuplarını okuduğunu da biliyorum.
Келлан давно давал какие-то запутанные обещания Джей Ти.
Kellan JT'e verdiği manyakça bir sözü tutuyormuş.
Джей Ти и Келлан решили, что клуб не должен торговать оружием, купленным у ИРА.
JT ve Kellan kulübü IRA'den uzaklaştırıp, silah kaçakçılığını sonlandırmak istiyordu.
Единственный человек, которого Джей Ти подпускал к своему байку
JT'nin motoru üzerinde çalışmasına izin verdiği tek kişi, Lowell Sr.'dı.
Я не такой, как Джей Ти.
Ben... Ben JT gibi değilim.
В смысле, я понимаю, почему ты остановил Опа, но... ты узнал о Джей Ти...
Opie'yi durdurmanı anlıyorum ama JT'e olanları da öğrendin.
"Джей Ти Форбс, исследователь."
JT Forbes tıbbi araştırmacı.
Джей Ти Форбс?
JT Forbes?
Нет, Джей Ти, я не вредил ей.
Hayır JT onu ben incitmedim.
Потому что, знаешь, что такое безумие, Джей Ти?
Evet çünkü deliliğin ne anlama geldiğini biliyorsun JT.
Вот так, Джей Ти, это моя жизнь.
Artık yetti JT bu benim hayatım.
Привет. Отличная идея насчет машины Джей Ти, правда, я разбудила троих его студентов.
JT'nin arabasını görmen iyi işti ama üç öğrencisi ile konuştum.
Джей Ти единственный, кому я могу доверять.
JT güvenebileceğim tek kişiydi.
- или..? - Джей Ти, ты не против?
JT izin verir misin?
Из них ясно видно, что Джей Ти хотел вытащить нас из торговли оружием, а Клэй этого не хотел.
Mektuplarda açıkça JT'nin kulübü silah kaçakçılığından çıkarmak istediği ama Clay'in buna yanaşmadığı yazıyordu.
Джей Ти вычислил, что Клэй собирается его убить.
JT, Clay'in onu öldüreceğini tahmin etmiş.
Это из-за Клэя и Джей Ти.
Bu Clay ve JT ile alakalı.