Just translate Turkish
1,454 parallel translation
Я и не подозревал, что современные дети любят лаунж.
d Don't take your car, just ride your bike d Çocukların bu günlerde böyle eylemsel şeylerle ilgilendiğini fark etmemiştim.
Я хочу, чтобы ты хотя бы раз признал, что поступил неправильно.
- d I am dyin'd d just for you d Bir kereliğine de olsa yanlış yaptığını kabul etmeni istiyorum.
Токиоми.
yüzünü görebilmeyi ne kadar isterdim. { he just mad he can't have Aoi-san }
My friend just asked you a question, a polite question.
Arkadaşım az önce sana kibarca bir soru sordu.
Ay, hijo chaqueta. You no hear so good, old man, or you just stupid?
Yaşlı adam, kulağın mı sağır yoksa aptal mısın?
- Just my bill.
- Sadece burnum kanıyor.
They were just laughing, whatever.
Şakalaştılar falan.
We're just three people, walking down the street, nothing suspicious.
Sadece sokakta yürüyen üç kişiyiz. Şüpheli bir durum yok.
Just the two of us. It may not turn out the way we would hope.
Biz sadece iki kişiyiz ve umduğumuz gibi dışarı çıkamayabiliriz.
- Having fun just like old times.
- Eski günlerdeki gibi eğlendik.
"Darlin', just come visit me from time to time. Let me know how it's going."
"Tatlım, ara sıra gel ki, nasıl olduğunu görebileyim" demişti.
I just..
Ben...
Oh, just when we're gettin'to know each other.
Birbirimizi daha yeni tanımaya başlamıştık.
Just give him a few more years.
Bırak birkaç yıl daha yaşasın.
And, that maybe he comes here every day just to be around other people.
Belki de buraya başka insanlarla bir arada olmak için geliyordur.
Even if it's only for a half an hour, just, just to be around people.
Yarım saat bile olsa etrafında insanlar oluyor.
Father, can we just deal with what happened today.
Peder, günah çıkarmayı bugünle sınırlandıralım.
Cloths just hang off you the right way.
Giysiler sadece kendine yakışanı bulmanı bekliyor.
That's what I'm saying, you know, a change of wardrobe can be just the thing
Şunu söylerim, insanın gardırobunda değişiklik yapması güzel oluyor.
Just turn to friends their help transcends to love.
# Arkadaşlarına dön. Onların yardımıyla her şeyi aşarsın # Aşka # Aşk!
there's a wolf behind you! camel holocaust no wait, it's just a dog camel holocaust hair!
â ™ ª Arkanda bir kurt var â ™ ª â ™ ª Deve katliamı â ™ ª â ™ ª Yok ya Sadece bir köpekmiş â ™ ª â ™ ª Deve katliamı â ™ ª â ™ ª Kıllar!
Я просто человек Я понимаю ветер
# I'm just a man I understand the wind #
я прекрасно помню, что оставил тебя но для нас пробил час
# And I know so much better than to leave you alone # # I guess you and me were just passing the time #
тогда закончится время что останется навсегда со мной глубоко в сознании когда я один, я осушу всё вино.
# I'm guessing that we were just passing the time # # But I'll always carry you with me # # in the back of my mind # I've drunk all your wine when I've been alone #
Бруно Марс, "Just The Way You Are".
Bruno Mars, Just The Way You Are.
Просто забудь о нем, хорошо? He's just another small-minded mutt!
Sana ne olduğunu biliyorum, Nora.
The fish has just got me all twisted.
Balık aklımı karıştırdı.
So, why don't we just drive a real Ferrari then?
Peki biz neden bir Ferrari kullanmıyoruz?
I just can't stand that Klaus has driven a real Ferrari.
Klaus'un Ferrari kullanmış olmasına katlanamıyorum.
I just love the original details in these old buildings.
Bu eski binaların özgün detaylarına bayılıyorum.
Открой, сука! Oh, can't we just let Jeff and Hayley live at the house?
Jeff ve Hayley'nin bizimle yaşamasına izin veremez miyiz?
It's not just a car, it's a tent on wheels.
Bu sadece bir araba değil, tekerlekleri olan bir çadır.
Uh, sorry, sir, but we don't just let these cars out the door so easily.
Üzgünüm efendim ama bu arabaların dışarı çıkmasına o kadar kolay izin veremiyoruz.
Are you trying to tell me these things are just walking out of the store?
Bunların mağaza dışına öylece yürüyebildiklerini mi söylemeye çalışıyorsun?
Y-You're just waiting for me to finish so you can say your next thing.
Sadece benim bir şey dememi bekliyorsunuz ve sonra kendiniz devam ediyorsunuz.
I just need to find a place to take a ( bleep ).
Sadece tuvaletimi yapmam için bi yer lazım.
Just trust me, this will work.
Bana güven, işe yarayacak.
I have to think about the election. You can't just use me up and then leave me!
Sen beni kullandın ve şimdi terk ediyorsun!
You're thinking that's blood. ( chuckles ) It's just ketchup from the Dumpster burger.
Sadece Dumpster burgerden birazcık ketçap.
Подождите, пожалуйста! I just need enough money to get through the month so my daughter'll move out!
Kızım evden taşınsın diye biraz para lazım sadece!
You can have the shoes! Just leave the orthotics!
Sadece ortezleri bırak!
Just, get out of here, man!
Ayakkabı.
I-I am, I am just, I am very near death.
Ben, ben ölümle cebelleşiyorum. Sizin önünüze geçebilir miyim?
I did things with my hands and my mouth that I'm not proud of just to get by!
Yaşamak için, ellerimle ve ağzımla gurur duymadığım şeyler yaptım! Yapılacak tek şey buydu!
I'm just so happy that you kids are here, safe with us.
Burada bizimle olduğunuz için çok mutluyum.
This, this huff has just got me so emotional.
Burnumdan çektiğim şey herneyse beni aşırı duygusal yaptı. Hepinizi seviyorum...
Не могу ничего придумать.
I just can't think of anything.
Переводчики : sikildyavka, s2312, WaterLove, marwin348
d That you just wanna hear d d d d cause my heart's full of love d d yeah, my heart's full of love d d yeah, my heart's full of love d
Look, it's just one month.
Bak, sadece bir ay.
Just ten bucks, man.
Sana tam olurlar.
I know just the place.
Yeri biliyorum.