Kept translate Turkish
29 parallel translation
Razor wire should have kept anyone out, let alone moving fast.
Bu yaylım ateşi kimseyi sağ bırakmaz, o kadar hızlı değilse tabii.
I kept it for you, just in case you might need it someday.
Belki bir gün, ihtiyacınız olur diye sizin için saklamıştım.
As for the deeds of men by the words of your lips I have kept from the paths of the violent.
"İnsanların yaptıklarına gelince dudaklarından çıkan emirle kendimi şiddetin izinden uzak tutarım."
I know why God kept me alive now.
Tanrı'nın neden ölmemi istemediğini artık biliyorum.
he kept a shop in london town
Londra'da bir dükkanı vardı
I kept my mouth shut.
Gagamı kapalı tuttum.
Chuck 5x09 Chuck Versus the Kept Man Original Air Date on January 6, 2012
Çeviri :
He kept it on his aluminum clipboard.
Kalemini aluminyum bir klasörde saklıyordu.
I thought it was because of the crappy grade I got on my bread mold project, but they kept on excusing themselves to discuss it in private.
Ekmek küfü projemde aldığım not yüzünden sanıyordum ama ikide bir özel olarak görüşmek için bahane arıyorlarmış.
Orton's kept pretty much to himself since his release from prison.
Orton, hapishaneden çıktığından beri bayağı bir kendi içine kapanıkmış.
He kept telling me not to worry.
Sürekli olarak endişelenme dedi.
I'm afraid so.Kept in the dark about what?
- Maalesef. - Ne konuda?
( Berglind ) We came to this one flag, and everyone kept on running just the obvious path- - широко открытый путь.
Bir bayrağa geldik, ve herkes hemen besbelli olan yoldan - apaçık yoldan koşmaya devam etti.
Даже думал, что это больно, Вы знаете, он держал - he kept reassuring me that, yeah, we're still ahead, we still got this.
Acımasna rağmen, biliyorsunuz, o beni - rahatlatmaya devam etti, evet, hala öndeyiz, hala başarabiliriz..
See, the animals are kept in pens next to the parking lot at the same studios the Veg-Ta-Bills use.
Hayvanlar, Veg-Ta-Bills'in kullandığı stüdyodaki otoparkın yanındaki ağılda tutuluyor.
Trouble kept finding me.
Dertler başımdan hiç eksik olmadı.
Not 100 % sure, but I did feel, like, 1,000 volts shoot through my thighs at one point, and my eyes rolled back into my head, and the orgasms just kept coming, fast and bi-furious.
Tam emin değilim ama öyle hissediyorum. Sanki orama tek bir noktadan 1.000 voltluk bir giriş oldu ve gözlerim döndü, orgazmlar gelmeye devam etti.
Дамы и господа, it looks like the initial delay has kept us here at the gate.
Baylar ve bayanlar, görünen o ki ilk gecikmemiz kapıda kalmamıza sebep oldu.
They kept us waiting five hours.
- Bizi beş saat tuttular.
It's just part-time, but it's kept my eye sharp...
Yarım zamanlı bir iş ama paslanmamamı sağlıyor.
You know, I think we actually kept half that furniture, too.
Biliyor musun, mobilyaların yarısına dokunmamıştık.
I kept dozing off.
Basiretim bağlandı.
Всё, что мы держали в тайне ради национальной безопасности, С каждым днем становится опаснее.
Everything that we have kept secret in the name of national security while every day we're becoming less secure.
Если следовать логике Дрилла, То это значит, что смерть Эллиота не позволила отцу сделать что-то.
Eğer If we follow Drill's pattern, then Eliot's death would've kept his father from doing something.
- Мы, и для нас это было чрезвычайно сложно, - постоянно возвращались к конкретному обвинению и конкретному событию,
- What we did... - And it was a big struggle for all of us... Is, we kept going back to the charge that was put forth to the jury as to the actual event, that one moment in time.
And I won't be kept from my daughter.
Ben de kızımdan uzak kalmayacağım.
Shepherd kept telling me that it would happen one day, but I didn't believe it.
Shepherd bir gün olabileceğini söyleyip dururdu ama ona inanmazdım.
Different dads, different names, and according to Zane's publicist, he kept it quiet.
Farklı babalar, farklı isimler, Ve Zane'in halkla ilişkiler uzmanına göre, Kendisi gizli kalmasını istemiş.
think how snug it'll be underneath the flannel when it's just you and me and the English channel in our cozy retreat, kept all neat and tidy we'll have chums over every Friday by the sea anything you say
Ne kadar da sıcak olurdu Örtümüzün altında Sadece sen ve ben Manş'ın kıyısında