Killed translate Turkish
96 parallel translation
Это был Чарли МакКой.
A cop was killed. It was Charlie McCoy.
Эти люди были убиты таким же образом, как наш парень.
These people were all killed the same way as our guy.
Юн Понгиль убит в парке Ханькоу, Шанхай
- BG Yoon killed Shanghai daki Honxiao Parkında, öldürüldü.
Because I managed to survive whatever it is that killed the three of you
Çünkü siz üçünüzü öldüren her neyse, ben hayatta kalmayı başardım!
Что он убивал людей напрасно. He's killed people, unnecessarily.
Gereksiz yere insanlar öldürmüştür.
... but a lot of them were gonna be killed. They knew that и они находили причины не идти над целью. ... and they found reasons to not go over the target.
Bunu biliyorlar ve hedefe varmamak için sebepler buluyorlardı.
Дием был свергнут... Diem was overthrown и он, и его брат были убиты. ... and he and his brother were killed.
Diem devrildi o ve kardeşi öldürüldü.
- Сегодня было объявлено что общее количество американских жертв во Вьетнаме... - It was announced today that total American casualties in Vietnam теперь исчисляется числом : 4877, включая : 748 убитыми. ... now number : 4877, including : 748 killed.
Bugün bildirildiğine göre, Amerika'nın Vietnam'daki kaybı şu ana dek 748'i ölü toplam 4877 kişi.
"... когда вы потеряли 3 400 000 вьетнамцев убитыми... "... when you lost 3,400,000 Vietnamese killed... "... что в пересчёте на нашу популяцию, эквивалентно 27-ми миллионам американцев?
3.400.000 Vietnamlı öldüğü halde ki bu bizim nüfus bazımızda 27 milyon Amerikalıya eşdeğer.
543 killed in action. Another 1247 were wounded and hospitalised.
1247 yaralı hastaneye kaldırıldı.
Южно-Вьетнамцы оценивают свои потери за неделю в : 522 убитых. South Vietnamese put their losses for the week at 522 killed.
Güney Vietnam bu haftaki kaybını 522 ölü olarak bildirdi.
- К этому моменту, сколько Американцев погибло во Вьетнаме? - At this point, how many Americans had been killed in Vietnam?
O noktada Vietnam'da kaç Amerikalı ölmüştü?
Less than half от числа окончательных потерь : 58-ми тысяч. ... of the number ultimately killed : 58,000.
Savaş boyunca öldürülen 58.000'in yarısına yakın.
Любопытство убило Кошку.
Curiosity Killed the Cat.
- Ее убили за день до Хэллоуина.
- She was killed a day before Halloween.
"Killed By Death". "Metropolis". "Overkill".
- "Killed by Death" - "Metropolis" - "Overkill" - "I Don't Believe A Word"
Кто-то скажет : " Killed By Death?
Bazı insanlar " Killed by Death mi?
Get all the other heroes to stand up to be counted... And be killed.
Diğer tüm kahramanları da toplayıp onları öldürecekler.
And she went running off. So the night that your wife was killed, She e-mailed your mistress,
Yani karınız, öldürüldüğü gece metresinize bir mail attı ve siz de bunun söylemeye değer olmadığını mı düşündünüz?
And you wanted to urge her to reconsider, and when she didn't, you killed her.
Yeniden düşünmesi için baskı yaptığınızda ve kabul etmediğinde de onu öldürdünüz.
Sarah was killed with an axe, Reese.
Sarah bir baltayla öldürüldü, Reese.
Whoever killed her, got blood on their clothes And on their shoes.
Kim öldürdüyse elbiselerinde ve ayakkabılarında kan izi olmalı.
You think I killed them.
Onları benim öldürdüğümü düşünüyorsunuz.
Up till now, all the victims have been killed in their homes.
Şu ana dek tüm kurbanlar evlerinde öldürüldü.
Word gets out that I got someone killed leveraging color... Hmm.
Ten rengi kozunu kullanırken, birisinin ölümüne neden olduğum duyulursa...
That's why you killed him, had me cover it up.
O yüzden onu öldürüp bana da cinayeti örtbas ettirdin.
Does she know the real reason why you killed her old man?
Kocasını öldürmenin ardındaki gerçek nedeni biliyor mu?
Georgie Caruso- - he's the one who killed her.
Georgie Caruso. Katil oymuş.
I could have been killed.
- Ölebilirdim.
The hours killed me, so I invented an iPhone app that I sold to Russia called "Words with Comrades."
Çalışma saatleri çok yorucuydu. Ben de bir iPhone aplikasyonu icat ettim. "Kanka lügati" adıyla Rusya'ya sattım.
Дай мне кое что тебе сказать They bound to get us all killed.
Hepimizin ölümüne sebep olacaklar.
Yeah, well, no wonder Booth thinks that one of them killed her.
Evet, Booth'un gruptaki birinden şüphelenmesi normal.
Judging by the staining, this poor woman was struck in the head before that truck killed her.
Lekelenmelere bakılırsa, bu kadıncağız, ölmeden önce başına bir darbe almış.
Right, so you killed her before she could see this credit card statement and catch you.
Evet, sen de kredi kartı ekstresini görüp seni yakalamadan önce onu öldürdün.
She sold you a bill of goods about breaking the sire bond because she wanted access to that power, and you gave it to her when you killed those 12 people.
Efendilik bağını kırmadan seni dolandırmış çünkü o güce erişmek istemiş ve sen o 12 kişiyi öldürdüğünde bu gücü ona vermişsin.
There's only one reason Beverly killed himself and that's you.
Beverly'nin kendisini öldürme sebeplerinden biri de sensin.
- that killed five suspected militants.
-... militanın öldürüldüğüne dair bir haber var.
Whip-its are what killed Demi Moore.
Azot protoksit Demi Moore'un sonu olmuştu.
She was killed on a case.
Bu kadın bir davada öldürüldü.
Значит, кто-то надеялся, что она попадёт в утреннюю погрузку, исчезнет под грудой мусора.
she was killed elsewhere, then dumped here. Birisi sabah gelen çöp kamyonuna binip bir çöp alanında yok olmasını umuyormuş.
I should have killed you when I had the chance.
Fırsatım varken seni öldürmeliydim.
Is that why you killed her?
Onu bu yüzden mi öldürdün?
I... I killed you...
Sizi öldürdüm...
I-I killed you all.
Hepinizi öldürdüm.
We've killed a few sacred cows along the way.
Birkaç kaideyi çoktan değiştirdik bile.
Although I wonder where your family's concern for its fellow citizens was when they ordered the construction of the earthquake machine that killed 503 people.
Gerçi merak ediyorum 503 kişiyi öldüren deprem makinesinin yapım emrini verirken ailenizin halk hakkındaki düşünceleri neydi.
That I killed that guy because he was going to kill you.
O adamı seni öldüreceği için öldürdüğümü söylüyorum.
Just because I can't change you doesn't mean I have to let you be in my life until you get yourself killed.
Seni değiştiremeyecek olmam kendini öldürtene kadar hayatımda olmana izin vereceğim anlamına gelmiyor.
While Kaiser was in New York, Dunne killed the bookie with Olivia's help.
Kaiser New York'tayken Dunne Olivia'nın yardımıyla bahisçiyi öldürdü.
... and he took it down to 5000 feet, and I lost my wingman который был обстрелян и сбит. "... he was shot and killed. "
Vurulup öldü. " dedi.
She killed her kids.
Onu duydum.