English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ L ] / Lamas

Lamas translate Turkish

372 parallel translation
С соображалкой у черноусых китов проблемы.
Siyah bıyıklı balinanın algılaması zayıfmış.
Я создал этой лошадке идеальные условия чтобы она ни в чем не нуждалась.
Oh, yanılıyorsun. O atı hoş bir otlağa kapattım ki bir daha hiçbir yarışa katılamasın.
Надоело постоянно терпеть издевательства этих типов.
Bu adamların beni aşağılamasından yoruldum.
Знаешь, твоя семья будет разочарована... если ты не дашь им возможности подготовиться к твоему приходу.
Eğer onlara küçük bir hoş geldin karşılaması yapmaları için şans vermezsen üzüleceklerdir.
Представляешь, прежде чем это сделать... он позвонил ее подруге и попросил встретить жену.
Olaydan önce bir arkadaşını arayıp karısını karşılamasını istemiş.
Я ненавижу, когда люди смотрят свысока на тех, кто не сделал им ничего плохого.
Aslında, katlanamadığım şey bazı..... insanların diğerlerini aşağılamasıdır.
Сложная подача, капитан?
Karşılaması zor bir servisti, değil mi Kaptan?
Какую встречу?
Ne karşılaması?
Встречи, знакомства, и то, что нас пустили в общежитие, пока не готова квартира. Когда я преподавал в Канзасе...
Karşılaması, tanıştırması, yerlerimiz hazır olana dek Inn'de konaklatması.
Их прочтение меня расстроило.
Onu algılaması beni sarstı.
Чтоб она могла купить себе все, что ей нужно.
Neye ihtiyacı varsa karşılaması için.
По-вашему, осуждать родителей - дурно?
Birinin ailesini yargılamasının kötü olduğunu mu düşünüyorsun?
Я отправил человека в аэропорт встретить тебя
Seni karşılaması için havaalanına Peugeot'yu gönderdim.
Именно дизраптеры виновны в том, что троглиты отказались от дальнейших разработок зенайта.
Yıkıcılar zenitin çıkarılamasına karşı çıktılar.
6, 7, 42! Ну и медленный же...
Bu herifin algılaması da çok yavaşmış.
Нельзя позволять миру судить себя слишком строго.
Dünyanın seni fazla yargılamasına izin veremezsin.
Нужно их наказать и не дать им уйти " "
Onlar kötü amaçlarını gerçek kılamasın. "
Представим себе место, где скорость света вместо действительных 300 000 км / с имеет очень скромную величину, например, 40 км / ч, и так же является предельно допустимой.
Bir dünya hayal edelim ki 300.000 km / sn bir hız ışık hızını tanımlayamasın. Diyelim ki ışık hızı 40 km / st olsun ve bu hız aşılamasın.
После выходки Сабуро... как ещё он мог сохранить лицо?
Saburo'nun aşağılamasından sonra... yüzünü başka nasıl saklayabilirdi?
Я думаю, что ему стоит оплатить свадьбу... но важно, чтоб он не показался посмешищем.
Bence, düğünü onun karşılaması lazım ama gülünç görünmemesi önemli.
Я не позволю этому уёбку оскорблять меня.
Bu kabarık saçlı elemanın beni aşağılamasına göz yumacak değilim.
Она даже не сходила на урок к Lamas.
İnanabiliyor musun? Lama sınıfına bile gitmedi.
Думаешь, я позволю мелюзге вроде тебя подорвать общество? Отнять у нас все? Я с тобой легко справлюсь!
Senin gibi cik cik öten birisinin, medeniyeti aşağılamasına sahip olduğumuz her şeyi mahvetmesine izin veririm mi sandın?
Соседи говорят, что она всегда была такой, не отвечала, не реагировала, однако....
Hep şu andaki gibiymiş. Tepki ve algılaması yok. Ama...
Со временем я стал понимать, что в том, что он говорит, есть своя правда.
Oysaki yıllardan beri bir hayat sürdürüyorum Onun bile normal karşılaması gereken bir hayat ;
В-третьих, Лёген - морской офицер, его дело должно расследовать Морское ведомство.
Üç : Le Guen bir denizcidir. Davasının yargılaması denizcilerce yapılacaktır.
Расположенный сразу за сонной артерией нервный кластер связан с той частью мозга, котороая отвечает за выброс эндорфинов.
Burada şahdamarının arkasında. sinir topluluğu var Uyarılar Beyinin doğar endorfin, hormonu salgılamasına neden oluyor.
Они подавляют действие слюнных желез при высыхании тканей языка. Это действует постоянно.
Dil dokuları kuruduğunda tükürük bezlerinin salgı salgılamasını engelliyor.
Она даже не сходила на урок к Lamas.
Lamas sinifina gitmemis bile.
Мы делаем вид, что ничего не происходит, но на самом деле это не так.
Karşısındaki Marsellus'un karısı. Anlayışla karşılamasını bekleyemezsin.
Я больше никогда её сюда не приведу. Наверное было бы слишком - ожидать от собственной семьи доброжелательности к человеку, который мне небезразличен.
Değer verdiğim birini ailemin hoş karşılamasını beklemek fazla oluyor herhalde.
Как думаете он сможет понять?
Bunu anlayışla karşılamasının herhangi bir yolu var mı?
Я засёк около 80 000 гуманоидных био-сигналов на западном континенте, несколько простых строений и технологии, но там нет энергии, достаточной для звездолета.
Batı kıyası üzerinde yaklaşık 80.000 insansı yaşam formu algılıyorum, bazı ilkel yapılar ve teknoloji, ancak içerisinde yıldız gemisi kadar yeteri derecede büyük bir enerji algılaması yok.
Предполагаю, что остаточные нейропептиды повысили его восприимчивость к телепатии.
En iyi tahminimce, nöro-peptit kalıntılar onun telepatik algılamasını yükseltti.
Скажите Седьмой из Девяти, пусть ждет меня там.
Seven of Nine'a beni orada karşılamasını söyle.
Сегодня утром за тобой послали в аэропорт человека. Но тебя не было.
Bu sabah seni karşılaması için birini gönderdiler ama orada yokmuşsun.
Она хочет, чтобы ее собеседник протянул руку дальше своей половины.
Duyduğuma göre el sıkışacağı zaman elini fazla uzatmıyormuş. Karşısındaki insanın onu karşılamasını beklermiş.
Дэниел, думаю, на этом помощь новоприбывшим кончилась.
Daniel, hoşgeldin karşılaması bu kadardı.
Если два человека заключают договор, например, о неразглашении, а затем один из них нарушает его по настоянию третьей стороны, на нее могут подать в суд за причинение ущерба.
Haksızlık yaratan karışma. Eğer iki şahıs arasında bir anlaşma varsa, gizlilik anlaşması gibi, ve bir tanesi bu anlaşmayı, üçüncü bir şahıs tarafından ikna edilerek bozarsa, üçüncü şahsı karışmadan çıkan zararları karşılaması için dava edilebiliyor.
К сожалению, этого было достаточно, чтобы борги восприняли нас как угрозу.
Maalesef bu Borg'un bizi tehdit olarak algılaması için yeterliydi.
Ты хочешь, чтобы мужчина удовлетворил твои эмоциональные нужды. Тебе плохо оттого, что ты в этом нуждаешься. Ты думаешь, что это делает тебя слабой.
Normalden büyük kulpu olan bir erkeğin, duygusal ihtiyaçlarını karşılamasını istiyorsun ve bunları istediğin için kendini kötü hissediyorsun.
А ты думаешь, что я позволю младшему брату себя унизить?
Kardeşimin beni aşağılamasına izin vereceğimi mi sanıyorsun?
Она могла быть генетически запрограммирована, чтобы он мог видеть свою "маму" Рииту.
Bu Reetou "anneyi" algılaması için genetik olarak değiştirilmiş olabilir.
В 1997 году Суд Палермо потребовал возобновления слушания по делу Гаэтано Бадаламенти как организатора убийства Пеппино Импастато.
Palermo Savcılığı 1997'de, Gaetano Badalamenti'nin cinayetin azmettiricisi olarak yargılaması için dava açmıştır.
Внутри него слишком много помех для их сенсоров, чтобы что-то засечь.
İçinde, tarayacıların algılamasını engelmek için bir çok karışım var.
Ты не должен допускать, чтобы эта цыпа унижала тебя на людях.
Yapardım. Kızların insan içinde seni aşağılamasına izin veremezin.
- Больно мне смотреть, как он тебя нагибает.
Seni aşağılamasını görmezlikten gelemiyorum.
Мы все хотели бы жить в мире где люди не встречают друг друга по одежке, и возможно, однажды такой день настанет.
Hepimiz öylesini isteriz insanlar birbirini görünüşüyle yargılamasın, belki bir gün olabilir.
Я боялась, что он осудит меня.
Beni yargılamasından korktum.
Ненавижу такую вот проституцию.
Birisinin kendisini bu şekilde aşağılamasından nefret ediyorum.
Это уже стало практически традицией.
" Yüzyılın geleneksel erkeklik kavramında açtığı yaraların çarpıcı bir algılaması.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]