Meant translate Turkish
31 parallel translation
Может, вы слышали мою пластинку "You Were Meant For Me," RCA Victor. Ты была мне предназначена...
Kendi arabalarını almak yerine Torrio'nun daha büyük olan arabasını alırlar.
Я слышал, что, когда они заехали на заправку, и вышли купить сигарет
Belki plaklarımı dinlemişsinizdir. "You Were Meant For Me ( Sen benim için yaratılmışsın )" Victor Plakçılık. Sen benim için yaratılmışsın
Я говорила правду, когда утверждала, что передам тебе наследство.
I really meant it sincerely when I said I'd give you my inheritance.
Could have meant anything.
Olabilir bir şey ifade ediyorlardı.
It could've meant less money, uh...
O ah, az para demek olabilirdi...
I meant I was actually lost at sea.
Ben gerçekten de denizde kayboldum.
Come on, I meant the donkey, but
Hadi, eşeği kastetmiştim, ama...
Младший и Энджи остались с загадкой, что же это значит.
Junior and Angie were left to wonder what it all meant.
- I meant it.
- Özellikle söyledim.
I don't know, V, at some point we might have to accept that it's not meant to be.
Bilmiyorum V, bir noktadan sonra bunun kaderimiz olduğunu kabullenmemiz gerekebilir.
Was I meant to get an STD at 17 from some lame-ass rapper that would trash my tubes?
Kıçı kırık bir rapçiden 17 yaşımda hastalık kapıp yumurtalıklarımı sikmiş olmam da mı kader yani?
Was I meant to Google him all afternoon to find out he has eight kids?
Sekiz çocuğu olduğunu öğrenmek için tüm öğlen araştırmış olmam da mı kader?
Was I meant to friend him on Facebook to write on his wall some psychotic rant about how he ruined my life?
Facebook'ta ekleyip duvarında hayatımı nasıl mahvettiğiyle ilgili psikopatça şeyler yazmam da mı kader?
They're the way they're meant to be.
Doğal halleri işte.
No, I meant the thing that you were thinking when Lance accused me of dealing out of the club.
Yok, Lance beni kulüpte uyuşturucu satmakla suçladığında düşündüğün şeyleri kastettim.
The Love I Meant To Say?
- The Love I Meant To Say mi?
Как насчет их первой встречи, когда Аманда пытается покончить с собой, а Джесси останавливает её песней "Любовь, что я хотел бы выразить"?
İlk defa tanıştıkları sahneye ne dersin? Amanda intihar etmeye çalışırken Jesse'nin onu The Love I Meant To Say parçasını söyleyerek durdurur. Evet.
So I guess the note was meant to throw us off.
- Sanırım not bizi atlatmak içindi.
I meant how charming it would beto see it with Mrs Levinson.
Bayan Levinson ile birlikte gezmek ne kadar çekici olurdu demek istiyorum.
- That's what I meant.
- Evet. - Ben de bunu demek istedim.
- That's not what I meant.
Hayır. Öyle demek istemedim.
I promise, I never meant Frankie to notice me.
Yemin ederim, Frankie'nin beni fark etmesini asla istemedim.
Yes. I can't tell you how much it's meant to me that you guys all read my book.
Hepinizin kitabımı okuması benim için ne kadar önemli, anlatamam.
Эй, когда ты сказала, что я заслуживаю лучшего, you just meant, like, in general, right?
Daha iyisini hak ettiğimi söyledin ya hani? Genel anlamda dedin, değil mi?
I meant you no offense.
Yani kusura bakmayın.
Потому что я-я-я Извини, я сказал эту жуткую вещь громко Это было супер родео
I'm feeling kinda naughty tonight â ª â ª Sorry I said that creepy stuff out loud â ª â ª That was super rando â ª â ª I meant to say I want to do cutesy stuff â ª
I know things will work out the way they're meant to.
İşlerin olması gerektiği şekilde sonuçlanacağını biliyorum.
I meant prior to me coming up and investigating this.
Buraya gelip bunu soruşturmamdan önce demek istedim.
# Meant for someone else but not for me #
Başkası içindi Benim için değil
Not meant to be?
Kaderimiz mi?
What I meant was,
Bunu öğreniyorum.