Minutes translate Turkish
70 parallel translation
Его уже анонсировали на следующий выпуск "60-ти минут".
Önümüzdeki hafta 60 Minutes programına çıkacak.
Нет, вы посмотрите ТВ, посмотрите "60 Минут".
Televizyon seyredin, 60 Minutes'ı seyredin. Beyaz adam çok öfkeli dostlarım.
Около 45-ти минут спустя, Бобби позвонил снова... Perhaps 45 minutes later, Bobby called again и сказал, что президент умер. ... and said the president was dead.
Galiba 45 dakika sonra Bobby tekrar aradı ve başkanın öldüğünü söyledi.
Я не хочу править твою речь, т. к. она выглядит великолепно I hate to modify your speech because it's been a good one найди в ней две минуты для Вьетнама find two minutes in there for Vietnam
Konuşmanı değiştirmek istemezdim, çünkü iyi bir konuşma ama Vietnam hakkında 2 dakika bir şeyler söyleyebiliriz.
We've got to check it out here... 97-мь минут спустя 97 minutes later
Buradan kontrol etmemiz gerekecek. 97 dakika sonra
- Last 10 minutes. [Осталось 10 минут ] 35.70? [ Через 5 минут у нас совещание с бразилийцам] What?
Yine mi tehlikeli bir durum?
Мы все видели "60 минут", да?
Yani hepimiz, 60 Minutes filmini izledik değil mi?
Откуда знать, что если бы Ленни Брюс не умер, он не занял бы место Энди Руни в конце "60 минут"?
Lenny Bruce ölmeseydi 60 Minutes'in sonunda Andy Rooney'nin yerine geçmeyeceğinin garantisi mi var?
Кажется, я видел что-то подобное в программе "60 Минут".
Biliyor musun? Bunun hakkında bir şeyler izlemiştim "60 Minutes" da.
I knew it after 10 minutes.
İlk 10 dakikada anladım.
I'm only going to take five minutes of your time.
Ben sadece almaya gidiyorum zaman beş dakika.
я никогда не играла в бутылочку, никогда не играла в — емь минут на небесах, €...
Seven Minutes in Heaven seyrederken acı çekmedim.. ben..
NYPD says the truck was hit two minutes ago.
NYPD, kamyonun iki dakika önce soyulduğunu söyledi.
Mrs. Suit just bought you an extra five minutes.
Bayan Takım size fazladan bir 5 dakika kazandırdı.
Okay, okay, if you just help me now for five minutes, then I'll go get you up into bed, okay?
Tamam, bana beş dakika yardımcı olursan yatağa gideriz.
Why don't you wait here about 10 minutes, and then come on in.
Neden burada on dakika bekleyip, sonra içeri gelmiyorsun?
You know, you got about eight minutes before the cops call.
Polisler gelmeden önce yaklaşık sekiz dakikan var.
It didn't happen, uh, more than 30 minutes ago.
Bu olamaz, öleli yarım saatten fazla oldu.
I got 15 minutes to get to the store before my family starves.
Ailem açlıktan ölmeden markete gitmek için 15 dakikam var.
The security camera shows you left your register for almost five minutes.
Güvenlik kamerası, yaklaşık 5 dakika kasanızda olmadığınızı gösteriyor.
"60 минут" собираются сделать репортаж обо мне, и Лесли Стал собирается задать жару.
60 Minutes benle ilgili bir program yapıyor ve Leslie Stahl beni zorlayacak.
Meet me at the church in five minutes.
- Beş dakikaya kilisede buluşalım.
Remind Sloan we've got the draft in 10 minutes.
Sloan'a 10 dakika içinde oyuncu alımlarının başladığını söyle.
Fantasy football draft starts in 10 minutes.
Fantezi futbol oyuncu alımları 10 dakikaya başlıyor.
I'd like this for my five minutes tonight.
Bu geceki beş dakikam için bunu istiyorum.
The e-mail goes viral in 15 minutes.
E-mail 15 dakikada yayılıyor.
Two minutes.
İki dakika.
Get paid for a double, and I only work 15 minutes.
Çift maaş alıp yalnızca 15 dakika çalışıyorum anlayacağın.
You know what? Have her stick around. I gotta hit the Alibi in ten minutes away.
Aslında kalsa iyi olur, nasılsa on dakika sonra bara kaçacağım.
I'll see you in five minutes.
Beş dakikaya görüşürüz.
I mean, at least for a few more minutes.
En azından bir süre için.
Resuming in five minutes.
5 dakika içinde duruşmaya devam edilecek.
I'm gonna try to keep an open mind on it for ten minutes.
Bu konu hakkında 10 dakikalığına açık fikirli olmaya çalışacağım.
That's a waste of ten minutes.
Boşa giden bir 10 dakika olacak.
Clock stopped 45 minutes ago.
Mesai 45 dakika önce bitti.
It'll take a couple of minutes.
Birkaç dakika sürer en fazla.
He drank his fill ten minutes ago.
Kendi doyumluğunu on dakika önce içti.
25 minutes later, he was seen leaving a restroom inside the terminal.
25 dakika sonra, terminalin içindeki tuvaletten çıkarken görüldü.
Truck is scheduled to leave the FEMA depot in 20 minutes.
Kamyon 20 dakika sonra FEMA deposundan çıkış yapacak.
He's given me exactly five minutes, at which point he intends to call council so Randall can share his story, after which our hands are clean and you are most likely, well, dead.
Konseyi çağırıp Randall'ın hikayesini paylaşmadan önce bana tam olarak 5 dakika verdi. Bundan sonra da biz temize çıkmış ve sen muhtemelen ölmüş olacaksın.
You have exactly five minutes to commit it to memory, after which you will reproduce this page to the best of your ability.
Bu sayfayı hafızana atmak için 5 dakikan var. Sonrasında, elinden geldiği kadar kopyasını tekrar oluşturman gerekiyor.
Whether or not I can memorize this page in five minutes proves nothing.
Bu sayfayı 5 dakika içinde hatırlayıp hatırlayamamam hiçbir şeyi kanıtlamaz!
Three days with the Urca's schedule, three minutes with whatever the fuck this is.
Urca'nın programı için 3 gün ama bu siktiğimin şeyi için 3 dakika.
Ah, two minutes in, and the Pistons are already down by ten.
İki dakika olmuş ama Pistons on sayı geride.
If he'd been there ten minutes earlier...
- On dakika önce çıksa...
I've only got five minutes.
- Sadece beş dakikam var.
9-ять минут спустя 9 minutes later Адмирал Шарп :
9 dakika sonra
"Я думал ты сказал это 60 минут." " Это десять минут, убирайся отсюда.
Geçen 60 Minutes programında gördüm Michael'ı.
We have a meeting with the Brazilians in 5 minutes right?
Dedikodular yarın yayılmaya başlar.
Actually, I was done ten minutes ago, but I was afraid to come out.
Olanları duyduğun için üzgünüm.
Ќикогда не целовала никого?
Seven Minutes in Heaven seyrederken hiç acı çekmedim hiç mi... kimseyi öptün mü?