English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ M ] / Mirror

Mirror translate Turkish

42 parallel translation
- Я из "Американ..." - "Миррор".
- "American" dan geliyorum. - The "Mirror".
У меня есть четыре с половиной миллиона человек, которые..... каждую неделю покупают National Mirror.
Her hafta National Mirror gazetesini alan dört buçuk milyon insan var.
Я Фрэнк Квинлан из National Mirror.
Ben National Mirror gazetesinden Frank Quinlan.
Они из газеты, из National Mirror.
Onlar National Mirror gazetesinden.
Да, лучше не говорить о войне, смерти и махинациях с пенсионным фондом.
Savaş, ölüm veya Mirror Emeklilik Fonu'ndan bahsetmeyin de.
О войнах, голоде и махинациях с пенсионным фондом...
Savaşlar, kıtlık, Mirror Emeklilik Fonu olayı...
Она знает человека в газете "Mirror", 500 фунтов за интервью.
Debbie telefonda. Mirror'da röportaj başına 500 sterlin veren birini tanıyormuş.
Я читаю "Мирор".
Ben Mirror okurum.
Если уж "Миррор" смогли внедрить туда человека за три недели я уверен, что справлюсь за день.
Mirror üç haftalığına adamını oraya sokabiliyorsa eminim ben de öğleden sonra sokabilirim.
Миссис Саксон, я Вивьен Рук из "Сандей Миррор".
Bayan Saxon. Ben, Vivien Rook, Sunday Mirror'dan.
If you could get out of that mirror
? Eğer o aynadan uzaklaşabilseydin?
Особенно о зеркале.
Özellikle Mirror Gazetesi'ne.
Он не должен был давать комментарии в Миррор обо мне.
Mirror röportajında benim hakkımda o şeyleri söylemeyecekti.
You put the mirror over my bed.
Bana, cazibemi yeniden hatırlattın.
Ага, все для "человека в зеркале".
Her şey Man in the Mirror için.
This guy's been eyeballing the mirror since he got here.
Adam geldiğinden beri aynaya bakıyor.
Передадим всю информацию "Дейли Миррор"?
Her şeyi Daily Mirror'a vermek mi?
Был один начинающий репортёр, Который работал в "Нью-Йорк дейли миррор" в 30-е годы, когда Уинчел туда пришёл.
1930'larda "New York Daily Mirror" da tam da Winchell'in çalışmaya başladığı dönemde orada çalışan acemi bir muhabir varmış.
Последнее, что нам нужно - это кучка журналистов, искажающих наши слова особенно вы, шуты-пересмешники, из "Миррор".
En son istediğimiz şey, bir sürü gazetecinin sözlerimizi çarpıtmasıdır. Özellikle sen, Mirror'ın kopya maymunu.
- Ты читала Миррор?
- Mirror'ı okumadın mı?
И что же там?
Ne olmuş Mirror'a?
Хранил фотографии с автографом бывшего редактора Дейли Миррор и репортёра Си-Эн-Эн Пирса Моргана.
Daily Mirror'un eski editörü ve CNN kışkırtıcısı Piers Morgan'ın imzalı fotoğraflarını toplamış.
Элтон Джон получил 150000 долларов от "Сандэй Миррор", и все, что они писали, было о том, что он на какой-то там диете, где он жевал свою еду но не проглатывал.
Elton John "The Sunday Mirror" dan $ 150,000 kazandı ve yazdıkları tek şey yemekleri çiğneyip yutmadığı bir diyet yaptığıydı.
Violet, I don't mindlooking in the mirror because what I see is a womanwho's not afraid of the future.
Violet, aynaya bakmaktan çekinmiyorum,... çünkü gelecekten korkmayan bir kadın görüyorum.
"Зеркало", сердце политической и культурной жизни Санта Барбары.
The Mirror, Santa Barbara'nın politik ve kültürel ruhu.
Before you know it, you'll be using the nearest teaspoon as your makeup mirror, or to adjust the knot in your tie.
Çok kısa bir süre içinde, makyaj aynası olarak en yakınınızdaki çay kaşığını kullanıyor olacaksınız ya da kravatınızdaki kırışıklığı düzeltmede.
Дайте мне Сесил Кинг из Сандэй Миррор.
Sunday Mirror'dan Cecil King'i bağla bana.
Я увидел зеркало. Подумал, может, тебе не помешает помощь.
- The Mirror'u gördüm ve faydam dokunabilir diye düşündüm.
Право, так, что мне, в Hodgsons, три соседа, мальчики от зеркала и женщина сотрудник милиции.
Yani kaç kişi var? Ben Hodgsonlar, üç komşu, The Mirror'dan gelen çocuklar ve kadın polis memuru.
Он беспокоится, что ты приносишь в августе обществе которых он находится президент дурную славу с вашей доверчивостью и ваше зеркало заголовки.
Başkanlığını yaptığı saygın derneğe Mirror manşetlerinle ve saflığınla gölge düşüreceğinden endişeleniyor.
Ты говорил с Дугом или кто-нибудь в зеркало?
Doug'la ya da Mirror'dan kimseyle konuştun mu?
'Итак, у вас есть около шести часов чтобы получить историю injuncted или это все к завтрашнему зеркало.'
Mahkemeden hikayeye dair yayın yasağı çıkarman için 6 saatin var. Yoksa hepsi Mirror gazetesinde çıkar.
На языке крутится... – Мастер Зеркал.
Durun, ben bulacağım. Adı... - Mirror Master.
Спасибо, у нас на Земле был свой Мастер Зеркал,
Teşekkürler, bizim dünyamızda da Mirror Master vardı.
А ещё я взломал камеры безопасности и видел как ты дрался с Волчком и Зеркальным мастером в своём костюме с белой эмблемой версии 2017 года, конечно же.
O yüzden güvenlik kameralarına girdim ve seni Top ve Mirror Master'la dövüşürken gördüm. Üzerinde beyaz amblem olan eski kostümün vardı. 2017 versiyonu.
Это не Зеркальный Мастер и не Волчок.
Bana Mirror Master ya da Top bir şey yapmadı.
Опять Зеркальный мастер и Волчок.
Mirror Master ve Top yine iş başında.
Мы можем пойти за ней.
Mirror Master'ın gittiği her yere de gidebiliriz.
Странный поворот, и впервые, за последнее время, свидетели утверждают, что не один, а два алых спидстера ответственны за поимку Сэма Скаддера и Розалинд Диллон. Также известных как Зеркальный мастер и Волчок.
Bugün yaşanan garip bir olayın tanıklarının iddiasına göre Mirror Master ve Top isimleriyle bilinen Sam Scudder ve Rosalind Dillon'ın yakalanmasında bir değil iki Scarlet Speedster rol oynadı.
В газетах бы об этом писали. - В National Mirror.
National Mirror'da.
Вы из National Mirror?
Sen National Mirror gazetesinden misin?
Барри, у нас здесь нет Флэша.
Şehirdeki tek suçlular Top ve Mirror Master değil. Barry, bizim Flash'ımız yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]