Okay translate Turkish
826 parallel translation
Если отец не продал черного жеребца все будет хорошо.
Söyledim. Yine söylüyorum. Baba o yağız tayda ısrar ederse everything's gonna be okay.
Это мост через Окэй Гриик.
Okay Creek'in üstünde bir köprü var.
Okay, я возьму криминальное право.
- Evet. Tamam, ben ceza hukukunu alıyorum...
Okay.
Tamam.
Окей?
Okay?
Остановились.
Durduk. Oh, okay.
Хорошо.
Okay.
- Oх, ох. Иду, иду.
Okay, okay.
Okay, okay.
Tamam, tamam.
- Okей, дай мне выйти.
- Okay, çıkmama izin ver.
Хорошо, S-4B стабильна, вставные панели движутся свободно.
Okay, S-4B kararlı, slot paneller serbest hareket ediyor.
Ну, пока.
Okay, bye.
- Конечно.
- Okay.
Okay. Bye-bye.
Hoşçakal.
Так, ну все.
Okay, that's it.
Ладно, ты ведь этого не слышала, верно?
- Okay, but it didn't get back to you, did it? Huh?
- Хорошо.
- Tamamdır. Okay.
Ладно.
Okay.
Okay!
Tamamdır!
Okay, это та которая у нас уже была.
Bu zaten elimizde olan küpe.
Okay, давай-ка разберемся.
Bakalım doğru anlamış mıyım!
Okay.
Peki.
Okay, минуточку.
Bekleyin biraz.
Okay, начинается.
Pekâlâ, işte başlıyoruz.
Okay, подожди.
Peki, bekleyin biraz.
Ну, хорошо. Спасибо.
Okay, thank you.
Ок, хм, ага.
Okay, aw, yeah.
Слушай Зак, я правда сожалею.
Bak, Zak, üzgünüm, okay?
Okay, let's think.
Tamam, düşünelim.
Okay, let's think.
Tamam, hadi düşünelim.
Okay, one more time.
Tamam, bir kez daha.
Okay, I'll get it.
Tamam, Oldu işte.
Я просто хочу, чтобы ты знал, что насколько я могу сказать, мы снова окей.
- ---And I just want you to know, as far as I'm concerned, we're okay again. - ---Bilmeni isterim ki, aramızın tekrar iyi olması konusunda kaygılıyım.
- Да, только дай мне денег. - Okay.
- Tamam, para ver.
Okay, Amy, I'm gonna save you some time, okay?
Tamam Amy, sana zaman kazandıracağım, tamam mı?
Look, I was thinking, if it's okay with Monica I would like to invite Amy to Thanksgiving.
Bak, düşünüyordum da, eğer Monica için sorun olmazsa... ... Amy'i Şükran Gününe çağırmak istiyorum.
Okay, it's time for dinner.
Tamam, yemek zamanı.
Okay, just to be clear, comedy with the plates will not be well-received.
Tamam, açık olalım, tabaklarla yapılan şakalar hoş karşılanmayacaktır.
Okay, listen, I know you're having a bit of a family crisis but you don't have to take it out on the plates.
Tamam, küçük bir aile krizi yaşadığını biliyorum... ... ama bunu tabaktan çıkartmak zorunda değilsin.
Okay, how about this?
Tamam, peki şuna ne dersin?
Okay.
Anlaştık.
Ладно, послушайте, сэр.
Okay, anlaşıldı efendim.
Ладно.
Amin. Okay.
Лады?
okay
- Okay.
- Pekâlâ.
Okay.
İstemiyorum. Tamam.
Okay.
Hayır, sadece biraz gecikecek o kadar.
Отлично.
Okay.
Кто пойдет?
Okay.
Понятно?
Okay?
Okay, one more time.
Tamam. Bir kez daha.