English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ O ] / Olam

Olam translate Turkish

1,889 parallel translation
Объясни мне, как же я все эти годы, как дурак, считал их своими детьми! А я не могу иметь их!
Bunca yıldır, çocuğum olamıyorken bu çocukların benim olduğunu düşünmeme nasıl izin verdin!
что и сам точно не знаю.
İnanın bana, şu anda ben bile o kadar emin olamıyorum.
У тебя сложная жизнь, Фиона, и ты постоянно это всем показывала, потому что была искренней.
Hayatın kolay değil, Fiona. İnsanların bunu görmesine engel olamıyorsun çünkü sahtekâr değilsin.
"Я не могу быть удовлетворена"?
"Tatmin olamıyorum" mu?
Почему я не могу чувствовать себя как Бейонс?
Neden Beyonce gibi olamıyorum? !
Помнишь, на днях, ты спросил, почему мы не вместе? Ну так вот поэтому.
Geçen gün neden beraber olamıyoruz diye sormuştun ya işte bu yüzden.
Никогда не понятно, что у нас происходит с отношениями.
Onun için ne ifade ettiğinden asla emin olamıyorsun.
Я как Моцарт или Джонни Ноксвилл, мой талант неукротим!
Aynı Mozart ve Johnny Knoxville gibi yeteneğime engel olamıyorum!
Некоторые женщины не очень общительны, когда у них спущены трусики.
Bazı kadınlar pantolonları inikken arkadaş canlısı olamıyor.
Мне просто трудно вписаться. Я не такая классная, как ты.
Ne kadar uğraşsam da sizin gibi havalı olamıyorum.
Я не могу просто отключить.
Artık engel olamıyorum.
Может, потому-то я и не получил повышение.
Belki de bu yüzden terfi olamıyorum. Belki.
Я не могу сосредоточиться на типе винограда, пока ты гундишь о насекомых.
Sen böcekler hakkında vızıldarken ikramlara konsantre olamıyorum.
Давай это сделаем. Я что, недостаточно намекнула?
Yeterince açık olamıyor muyum?
Почему ты не можешь быть с ней?
Peki neden sahip olamıyorsun?
Я думал, что мы это уже оставили вместе с Тиной Винсент в отеле Пенвик.
Onu Tina Vincent ile birlikte Penwick'te bıraktık sanıyordum. - Bırakmıştık. Ama işin içinde Haskell varsa, insan emin olamıyor.
Почему люди не могут так?
Niye insanlar böyle olamıyor?
Послушайте себя! Я встретила человека, который мне нравится, теперь я супер наказана и не могу иметь дверь? Не понимаю.
Kendinizi bir dinleyin! ve kapı sahibi olamıyor muyum?
Но похоже я не могу сама себе помочь что приводит меня к вере в то, что не смотря на все мои усилия, возможно я так и не изменилась
Ama kendime hakim olamıyorum ki bu da şuna inanmanı sağlıyor. Çok gayret ettiğim halde, belki ben değişemedim.
У меня не может быть такой записи в деле, понимаешь... в этом проблема.
Bir kişi olamıyorum. Sorun... Sorun da bu.
Ничего не могу с собой поделать.
Engel olamıyorum.
- Если не можешь быть рядом с любимыми... - Прекрати, остановись.
- Eğer sevdiğinle birlikte olamıyorsan...
Я не мог с собой справиться.
Kendime engel olamıyorum.
Я не сплю с парнями в первый же вечер.
Erkeklerle ilk gece birlikte olamıyorum.
Значит, он всегда прав? !
Kimse onunla farklı fikirde olamıyor mu?
- Мне так нравится шоппинг.
- Alışveriş yaparken kendime hakim olamıyorum
Они не мoгли завести детей, пoэтoму пoехали к бpату, у кoтopoгo их бьıла пpopва.
Çocukları olamıyordu, bundan dolayı bir sürü çocuğa sahip kardeşlerini görmeye geldiler.
Почему декан не может быть британцем?
Neden o İngiliz olamıyor?
- Мы не спорим. Байрон, ты даже не можешь признать, что мы ссоримся.
Byron, kavga ettiğimiz konusunda bile benimle hem fikir olamıyorsun.
... и достал выписку по счету.
- Sorun nedir peki? Bay İnanılmaz konusunda senin kadar optimist olamıyorum. O yüzden banka hesaplarını takip ettim ve kredi kartı ekstresini ele geçirdim.
Хватит материться. Я не могу сосредоточиться.
Amına koyayım deyip durma, konsantre olamıyorum.
Ты просто... ты не можешь получить меня всю, из-за того что я есть, и ты....
Sadece- - Vampir olmamdan ötürü, benimle istediğin gibi birlikte olamıyorsun.
Я не хочу причинять ему боль, но я не могу помочь, так я чувствую.
Üzmek istemedim ama hislerime engel olamıyorum.
я ничего не могу поделать, это то, что я чувствую.
- Hislerime engel olamıyorum.
Почему меня тебе не достаточно?
Neden yeterli olamıyorum?
Эллен иногда злится на него.
Ellen onunla pek arkadaş olamıyor.
Почему не можешь сосредоточиться?
Neden bir türlü konsantre olamıyorsun?
Если у меня нет информации, пусть она умрет с вами!
Eğer bilgiye sahip olamıyorsam o zaman seninle birlikte ölecek.
Что-то мы с тобой всё время не мы. Как это так?
- Neden kendimiz olamıyoruz?
Плоть слаба и все такое.
İnsan nefsine hakim olamıyor.
Эта стерва просто не может держать себя в руках.
- O kaltak kendisine engel olamıyor.
Вообще-то, мы не так уж много вместе работали.
Çok fazla birarada olamıyoruz.
Значит, я быть героем не могу, а ты можешь?
Ben kahraman olamıyorum, ama sen olabiliyorsun.
Мы можем противодействовать нисходящему моменту банка с чем-то поднимающимся.
Tabi ya. Aşağı doğru olam momentuma yukarı doğru bir itiş yaparsak onu dengeleyebiliriz.
Знаешь, порой я не понимаю, кто пугает меня больше
Bazen beni neyin daha çok korkuttuğundan emin olamıyorum.
Я переспал с ней не потому что я хотел переспать с твоей сестрой, а потому что я не могу быть с тобой.
Kardeşinle yatmak istediğim için onunla yatmış değilim. Kardeşinle yattım çünkü seninle birlikte olamıyorum.
Дети узнают о мире от корпораций, а потому уже не могут быть объективными.
Çocuklar dünyayı firmalar için en iyi olan şeylere dayalı öğreniyorlar. ve tarafsız olamıyorlar.
Рафаэль - инвалид. Поэтому сегодня не смог прийти.
O engelli ve bu gece burada olamıyor.
Я не могу быть счастлив в этом доме, наставник!
O evde mutlu olamıyorum koç.
Жаль моего мужа отвлекли неотложные дела.
Acil işlerinden ötürü kocam bu şerefe nail olamıyor.
Да, и видеть тоже, и иногда невозможно быть по-настоящему уверенным.
Evet, ve bazen görebiliyorum ve bazen de hiç bir zaman gerçekten emin olamıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]