Plan translate Turkish
23,395 parallel translation
Проблема твоего плана в том, что тебе понадобятся мостовые весы и...
Planındaki tek sorun bir kantara ihtiyacın olması..
Это самая гениальная часть моего плана.
Planımın asıl dahiyane kısmı da bu zaten.
однако у меня был хитрый план чтобы помешать ему.
Ama onu şaşırtmak için bir atış planım var.
Я лишился авианосца а флот Джеймса остался целым. Я должен сравняться.
Hava kuvvetlerimin düşmesiyle....... ve James'in de filosu sapasağlam duruyorken, planımı değiştiriyorum.
Этот план сильно облегчил нашу задачу.
Bu plan işimizi çok kolaylaştırmıştı.
Поэтому они придумали гениальный план, который, к сожалению... провалился, не так ли, Боб?
Bu nedenle dahice bir plan yaptılar ama maalesef her şey felaket şekilde ters gitti, değil mi Bob?
The plan was set.
Plan yapılmıştı.
Невозможно посчитать, сколько потратил Генри Форд в попытке обставить Феррари но приблизительно, самое меньшее на сегодняшние деньги, это £ 360 миллионов.
Henry Ford'un 3 yıllık Ferrari'yi alt etme planı için ne kadar para harcadığını hesaplamak imkansız ama uzmanlar bugünün parasıyla en az 1.5 Milyar Lira olduğunu tahmin ediyor.
Так у него родился следующий план :
Böylece bir planı çizdi. İşte budur :
Когда был выработан план, наступило время двигаться дальше.
Bir plan yürütüldüğünde, Tekrar hareket etmenin zamanı geldi.
С нашим новым- - ну, почти новым- - планом, мы ещё раз отправились в путь.
Yeni olanımızla- - Iyi, yeni olan- - Yerinde plan yapmak, Bir kez daha yola çıktık.
Вот почему на следующее утро я разработал радикальный план.
Ve bu nedenle, ertesi sabah, Radikal bir plan çıkardım.
Учитывая, что альтернативы не было, пришлось принять план этой мартышки.
Alternatif olmadığı göz önüne alındığında, Maymun planıyla gitmek zorunda kaldık,
- Я сейчас проведу дебрифинг по...
- İzin verin size planımız hakkında bilgi...
Посвятите в план?
Benim de planı öğrenmemi sağlar mısınız?
Именно так.
Planım bu.
Я только хотел поблагодарить за то, что ты доверилась мне.
Bana ve planımıza güvendiğin için teşekkür etmek istedim.
Так каков план?
Planın ne?
Если это его настоящий план, тогда зачем оповещать нас о нем?
Eğer gerçekten planı buysa o zaman bunu niye şimdi bize ilan ediyor ki?
- План?
- Plan mı?
Вот об этом я и говорю
İşte sana anlatmak, istediğim şey buydu. Şimdi planımız şu şekilde olacak.
У меня был другой план.
Plan böyle değildi.
Какой план?
Hangi plan?
План, как рассказать ей, что я нашел его.
Babamı bulduğumu, anneme nasıl söyleyeceğim planı.
Малыш, не знала, что у тебя был план.
Onun için bir planın olduğunu bilmiyordum bebeğim.
Не могли бы вы прислать мне фото?
Sanırım onları hiç yapmadığın planının içinde bıraktın.
Всё идёт по плану без всякого плана, можно даже сказать, по плану Ноя.
Hepsi plansızlık planından dolayı, veya "Nuh Planı" ndan dolayı.
По-вашему, у Ноя был план, когда он отчаливал от...?
Sizce Noah o hayvanları gemisine almaya başladığında bir planı...
Само собой, следующий этап нашего путешествия без плана — фаза планирования.
Plansızlık planımızdaki sonraki adım bir plan yapmak olacak.
Я полностью всё спланировал для Чарльза.
- Tüm planımı Charles üzerine yapmıştım.
Я знаю, что у тебя уже готов план.
Zaten planın olduğunu biliyorum.
И я хочу победить, поэтому следующие восемь часов я готова делать всю твою ботанскую чепуху.
Kazanmak istiyorum, bu yüzden önümüzdeki sekiz saat boyunca buram buram ineklik kokan her planına varım.
Ты прочитала план, добавления к нему и всё остальное!
Planı okumuşsun, ekleri falan hepsini!
Ты знаешь, как много надо спланировать, чтобы сюда пришло столько доставщиков пиццы одновременно.
Bu pizzacıların hepsini aynı anda buraya getirtmek için nasıl plan yapmak gerekir biliyor musun?
Целая папка планирования.
Klasörlü falan bir plan gerekir.
И следующая часть моего плана : "инцидент на роликах".
Planımın sonraki evresi, "paten kazası"
Когда мы получим результаты анализов, я намечу план лечения.
Test sonuçlarını aldığımda bir tedavi planı belirleyeceğim.
План отхода готов.
Kurtarma planı beklemede.
Уверяю тебя, план уже в действии.
Seni temin ederim, plan çoktan harekete geçti.
- Мне нравится этот план.
- Plan çok hoşuma gitti.
Каков наш план "Б"?
B planımız ne?
Верите или нет, но я не хотела убивать её.
İster inanın ister inanmayın, ama planım asla onu öldürmek değildi.
Думаешь, Флинн хотел не изменить историю, а оставить нас тут?
Flynn'in planının tarihi değiştirmek olmadığını mı söylüyorsun yani? Bizi buraya hapsetmek mi istedi?
Но прежде чем идти, надо придумать план.
Ama gitmeden önce bir plan yapmamız lazım.
План такой - мы с тобой тянем время, пока Руфус ищет запчасти.
Plan şu, sen ve ben onları oyalarken, Rufus'da makina için gerekli malzemeleri toparlayacak.
Что у каждого из нас есть некая судьба, предначертанная какой-то...
Hepimiz için yapılmış bir plan var, hepimiz bir şeyin parçasıyız...
Но я не заполнял план полета.
Ama uçuş planını dosyadım.
Чип – последняя часть плана Шепард.
Bu çip, Shepherd'ın planının son parçası.
Мне просто кажется, что как только мы планируем что-то классное на выходные, что-то случается и я должна быть на телефоне.
Ne zaman haftasonu için plan yapsak hep bir şeyler çıkıyor ve çalışmak zorunda kalıyorum.
Что будем делать?
Yeni plan nedir?
Ну, какие планы на завтра?
Yarının planı nedir?