Quite translate Turkish
54 parallel translation
There really is nothing quite like total ignorance, is there?
Kara cahil olmak gibisi yok, değil mi?
Они просто никогда не выглядели такими... красивыми раньше.
They've just never looked quite so... beautiful before.
Я совсем не знаю в каком мире мы окажемся после нашего удара по Кубе. I don't know quite what kind ofa world we'll live in after we've struck Cuba.
Küba'yı vurduktan sonra nasıl bir dünyada yaşayacağımızı bilmiyorum doğrusu.
И весьма искренне, я следую этому правилу. And quite frankly, I follow that rule. Это очень хорошее правило.
Doğrusunu söylemek gerekirse, ben bu kuralı izliyorum.
Quite unique.
Tamamen eşsiz.
Парни, у вас вчера был походу неплохой миксер.
Güzel bir karışım yapmışsınız siz çocuklar dün akşam yatmış olmalısınız. Quite a mixer you boys must have had last night.
They couldn't quite put their finger on it, но что-то их беспокоило.
Bu konuyla çok uğraşmışlar ama yine de bir şeyler uykularını kaçırmış.
I made it quite clear, DI Drake.
Bunu yeterince açık anlattım, DI Drake.
Мэри, Мэри, не поверить.
Mary, mary, quite contrary.
You've grown into quite a man in the past six years, Clark.
Son altı yılda oldukça yakışıklı biri olmuşsun Clark.
Вы могли заметить, что я много раз просил наполнить мой бокал.
You might have noticed I've gotten quite a few, uh, refills.
Actually I've started a new business venture and it's really quite successful.
İşin aslı yeni bir ticari girişime başladım ve oldukça başarılı gidiyor.
But when Beckett is working mall security, I guess following her around isn't gonna have quite the same allure.
Ama Beckett alışveriş merkezinin güvenliğinde çalışmaya başlayınca peşinde dolanmak bu kadar çekici gelmeyecektir.
That would be quite an act.
Bundan iyi numaralar çıkardı.
Мы плывем по волнам, ветерок в помощь нам,
Here we are on a ship Moving at quite a clip
This lady was dragged along the highway for quite a space.
Bu hanım, otoyolda epey sürüklenmiş.
Слушай, вечер был трудным для всех нас, Ксандр часто использует меня для отвлечения таких как ты.
Bak, bu gece hepimiz için zor oldu... except Xander quite often has me do a Iot more to distract peopIe.
That was quite a surgery, huh?
Zor bir ameliyattı değil mi?
I don't quite have a finger on you yet.
Henüz seni pek tanımıyorum.
That bullet bounced around quite a bit. Но не задела ничего важного.
Kurşun içeride bayağı bir dolaşmış fakat önemli bir yere isabet etmemiş.
I feel quite nervous.
- Çok gerginim.
I thought it was wonderful.As a matter of fact, I'm in Newport quite a lot.
- Bana sorarsanız harikaydı. - Aslında ben daha çok Newport'tayım zaten.
I know this sounds rather dodgy, Bates, but there is nothing underhandin what we're trying to achieve - quite the reverse.
Biliyorum kulağa şüpheli geliyor Bates,... ama yaptıklarımızın sinsi bir tarafı yok, tam aksine.
They're quite well-known, apparently.
- Çok bilinen bir şeymiş görünüşe göre.
It's just a lowly barony, I'm afraid, but it's quite old.
Sadece düşük bir baronluğum var, ancak çok köklüdür.
Oh, quite late.
- Epey geçti.
It's quite a mysterybut I confess to a certain relief he won't be at the table tonight.
Büyük bir gizem ancak itiraf etmeliyim bu gece masada olmayacağı için rahatladım.
That's quite all right.
Hiç sorun değil.
This is your family.This may be my familybut these are not quite my people.
- Bu senin ailen. - Bu benim ailem olabilir ancak bunlar tam olarak benim halkım değil.
Breakfast is done but there arestill quite a few in the ballroom.
Kahvaltı bitti ancak balo salonunda hala insanlar var.
And you're quite sure your wife iswilling to take this on?
Eşiniz bunu yapmaya gönüllü mü, emin misiniz?
But I warn you - he can be quite picky.
- Fakat uyarıyorum, çok zor beğenir.
I have to tell you that in your absence, things have become quite dire.
Şunu söylemeliyim ki yokluğunda işler arap saçına döndü.
I was in the last position for a quite a while, так что я немного волновался.
Epey bir süre boyunca sonuncuydum, bu yüzden biraz endişeliydim.
- I quite like it.
- Beğendim.
Harebrained as this test was, you had to be quite certain I was the thief to even think of it.
Bu aptal testi yapmayı düşündüyseniz bile benim hırsız olduğumdan eminsiniz demektir.
Сэм не дружит с головой уже довольно долго.
Sam's been out of his head for quite a while now.
Well, beta blockers are used to treat the condition quite effectively.
Beta engelleyicilerle oldukça iyi tedavi edilebiliyor.
Oh, I wouldn't be so sure. I am quite good at tag.
Ebecilikte çok iyiyimdir.
Looks like quite a hike.
Batıdan gireceğiz. Uzun bir yürüyüş olacak gibi.
♪ And I can see ♪ ♪ Quite clearly now ♪
Ve şimdi bunu görebiliyorum gayet açık bir şekilde
Of course, evolved thinkers like us know that life's not quite so absolute.
Bizim gibi evrimci düşünürler tabii ki hayatın tamamen mutlak olmadığını bilirler.
I was actually quite jealous that I wasn't in it.
Aslında o bölümde olmadığım için kıskanıyorum.
To my knowledge, no other show has done anything quite so strange, and I think that that's one of the big reasons that the fans have stuck around, is that it's taken these risks
Önceden içinde olduğum dizilere kıyasla burası çok daha farklı. Sanırım hayranların da diziyi izlemesinin büyük nedenlerinden biri...
Actually, quite the opposite.
- Aslına bakarsan, tam tersi.
Uh, yeah, but I'm not quite sure what to make of it yet.
Evet ama bunun ne manaya geldiği konusunda pek emin değilim.
Все равно не лучший настрой для разговора с сестрой.
It's still not sounding quite right for sister talk, buddy.
- Не думаю, что это подходит...
- I don't think that's quite...
But when she began cheating on me with a French chef, she became quite the wiz in t kitchen.
Fransız aşçıyla beni aldatmaya başlayınca mutfakta harikalar yaratmaya başladı.
I mean, I just didn't quite know what to get someone I've only been dating a month. Yesterday you said you got me a great gift.
- E, dün bana harika bir hediye aldığını söylemiştin.
You are quite right.
Çok haklısınız.