Surely translate Turkish
23 parallel translation
У нее никогда бы не было сына.
You share her memories, Alia. Surely, her motives can't be that complex.
Сюрли Фьюнке.
Surely Fünke!
Сюрли Фьюнке!
Surely Fünke!
Сюрли умирает?
- Surely ölüyor mu?
У входа в здание суда Сюрли Фьюнке выступала с речью.
Mahkeme binasının dışında, Surely Fünke kalabalığa hitap ediyordu.
А Джордж Майкл решил раз и навсегда покончить с Сюрли Фьюнке.
George Michael, Surely Fünke sorununu kökten çözmeye karar verdi.
- Сюрли победит свой недуг.
- Surely bu hastalığı yenecek.
Любой маг сможет спрятать даму бубен.
Mahkeme binasının dışında, Surely Fünke kalabalığa hitap ediyordu.
Где деньги, мам? Мне нужны деньги. Ты их не получишь.
George Michael, Surely Fünke sorununu kökten çözmeye karar verdi.
Я Шурели. [Surely - Вероятненько]
Adım Surely.
Вот увидишь, внутренняя красота Шурели будет заслонена ее внешним уродством.
Surely'nin çirkinliği iç güzelliğine perde olacak, göreceksin.
Или убитая горем Шурели Вулвбик? [~ Или Конечненько Буфдет убитая горем? ]
Yoksa acı-tatlı Surely Wolfbeak mi?
Стало ясно, что победительницей станет Шурели, которая не собералась побеждать.
Açıkça Surely kazanacak gibi duruyordu.
100 ) } kodoku koso itooshii { \ 1cHB0B0B0 } Solitude itself is precious 100 ) } yuiitsu no mikata to naru darou { \ 1cHB0B0B0 } It will surely become your sole ally they're drenched in blood
Yalnızlığın neden sevimli olduğunu gösteriyor Ve bu tek dostun olacak Teker teker, kanla sulanacak
Собираюсь И не называй меня Конечно.
Ben ciddiyim. "Ve bana * Shirley deme." ( Surely : muhakkak )
Surely you're not asking me to dress up like an elf?
- Herhalde benden elf kılığına girmemi beklemiyorsun?
Surely you can rule out the one single man in the world you're related to.
Eminim, şu dünyada akraban olan tek bir adamla bağlantını koparabilirsin.
But surely, if they know these men, they can question themand find out what happened.
Fakat bu adamlar biliniyorsa, onları sorgulayarak neler olduğunu öğrenebilirler.
Surely not.
- Elbette hayır.
But if that were true, surely I would have heard of him?
Ama öyle olsaydı, elbette onun adını duymuş olurdum.
Несомненно, вы хотите загладить вину передо мной.
Surely you want to make things right with me.
А теперь, когда я завоевал ваше внимание, хочу сделать заявление, что ровно через год я заставлю эту прекрасную яхту исчезнуть.
- Karşılarınızda... Surely Fünke! Ayrıca ölen bir kıza kim sinirlenebilir ki?
Мейби, где Джордж Майкл?
- Surely bu hastalığı yenecek.