Whit translate Turkish
114 parallel translation
- Уит смотрел на меня, качал головой мне не хватало твоей поддержки.
- Nasıl yani? - Whit, bana bakıp kafasını sallar, ve senin gibi zeki biri olmamı diler dururdu.
- На Уита?
- Whit mi?
Ты всегда ему очень нравился, Джефф.
Hiç kimse seni Whit'ten daha fazla düşünmemiştir.
Разве Уит хоть раз втягивал тебя в неприятности?
Bak, Whit seni hiçbir zaman kötü bir işin içine sürüklemedi, değil mi?
И вдруг я увидел ее, в свете солнца и понял, что Уита волновали вовсе не сорок тысяч.
Ve sonra güneşin içinden çıkıp göründü işte o zaman 40 bin doların neden Whit'in umurunda olmadığını anladım.
Я решил сообщить Уиту, что нашел ее но почта была закрыта на время сиесты.
Whit'e onu bulduğuma dair telgraf çekmek üzere postaneye gittim ama siesta nedeniyle kapalıydı.
Уит не умер.
Whit ölmedi.
Я позвонил Уиту, но ничего не сказал.
Whit'e telgraf çektim, ama hiçbir şey anlatmadım.
Чтобы начать новую жизнь и скрыться от Уита.
Kendimize bir yaşam kurmak, Whit'ten uzaklaşmak için.
- Ты не знаешь Уита.
- Whit'i tanımıyorsun.
Никогда.
Whit değil.
Ты мог это запомнить, Уит.
Bunu biliyor olmalısın, Whit.
Уит, в этом мире миллионы женщин, и все они похожи одна на другую.
Whit, dostum, şu dünyada milyonlarca kadın var ve hepsi de ona benziyor.
Уит должен получить ее назад.
Whit onu geri almalıymış.
Скажи Уиту, где мы, и он выплатит тебе награду.
Whit'e nerede olduğumuzu söylersen belki avucuna birkaç metelik sıkıştırabilir.
Он ничего ему не расскажет.
Whit'e hiçbir şey söyleyeceği yok.
Уит такой великодушный.
Elbette ki Whit geniş görüşlü biridir.
Ты знаешь, что Уит найдет тебя где угодно. Сейчас.
Whit'i tanırsın ve gücünün nerelere kadar uzanabileceğini iyi bilirsin.
Он был против нас, он работал на него.
Aleyhimize çalışırdı, Whit'e giderdi.
Это было давно - вдруг он о чём-то узнал?
Whit'i görmeyeli çok zaman oldu. Ne kadarını bildiğini bilmiyorum.
- Не хотел обидеть твои чувства.
- Duygularını incitmek istememiştim, Whit.
- Уит сказал, что вы очаровательны.
- Whit bana çekici olduğunuzu söylemişti.
Уит сказал, что вас есть информация.
Whit diğer nedenini de senin anlatacağını söyledi.
Уит доверял мне дважды.
Hatta Whit iki katı güvenir. Ya sen?
Уит решает избавиться от Илза и заодно свести счеты со мной.
Whit, Eels'in sahneden inmesini ve benimle de eski bir hesabı kapatmayı istiyor.
Илз умирает, а его бумаги они были в папке, которую забрала Мита бумаги попадают к Уиту.
Eels ölüyor ve vergi belgeleri de onlar Meta'nın aldığı evrak çantasındaydılar, değil mi? Belgeler Whit'e geri dönüyor. Ve ben de kurban olmuş oluyorum.
Уит умеет ненавидеть, да?
Şu Whit nefret etmesini gerçekten biliyor, değil mi?
Ты сказала, что он не забудет.
Bir keresinde, Whit hiçbir şeyi unutmaz demiştin.
У Уита есть клуб.
Whit'in sahibi olduğu bir kulüp var.
Бумаги не должны попасть к чиновникам, а Уит не загремит на десять лет в федеральную тюрьму.
Dosyaları maliyecilerden uzak tutmak yani. Whit'i federal bir hapishanede 10 sene yatmaktan kurtarmak.
Конечно, правительство может просто прижать Уита и сказать :...
Elbette, devlet sadece Whit'in sırtını sıvazlamakla yetinip ona :
Об этом знали всего четверо человек, не считая Уита.
Whit'in haricinde bu beyanname senedinden dördümüzün haberi vardı.
- Уит Стерлинг, пожалуйста.
- Whit Sterling'e bir telefon bağlayın...
- Мы разберемся и без него.
- Whit'i bu işin dışında tutsak iyi olur.
- Это не важно.
- Whit'e ihtiyacınız yok.
Да. Уит Стерлинг в клубе "Голубое небо".
Reno'da Blue Sky Kulübünden Whit Sterling.
- Уит, это Кэти.
- Whit, sevgilim, ben Kathie.
Поговорить с Уитом, чего же еще?
Olanları Whit ile konuşacağım. Yapmam gerektiğini düşünmüyor musun?
Не стоит, Уит.
Yerinde olsam denemezdim, Whit.
Не унывай, Уит.
O kadar kederli durma, Whit.
Уит...
Whit.
Уит мертв.
Whit öldü.
120 минут, Уит.
120 dakika, Whit.
Шучу.
- Sendeledim. - Whit.
- Уит
- Whit...
Уит.
Whit...
Уит, иди сюда.
Whit, gel buraya.
Боюсь, что тучи сгущаются, миссис Уит.
Korkarım, yağmur bulutları geliyor, Bayan Whit.
А мне нравится новая миссис Уиттэйкер.
Beni yeni Bayan Whit'i sevdim.
Нет, Уит.
Hayır, Whit.
Видишь?
Gördün mü, Whit?