English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ W ] / Whole

Whole translate Turkish

220 parallel translation
Она бросила работу менеджера в магазине здорового питания, чтобы тут работать.
Whole Foods'daki yönetici işini bırakıp buraya çalışmaya geldi.
Everybody on the whole cell block
Tüm bloktaki Herkes
The whole rhythm section was the Purple Gang
Tüm ritim bölümü Mor Çete olmuştu
Everybody on the whole cell block
Tüm blokta Herkes
A universe whole and entire unto herself.
Kendi başına bir evren.
Я буду работать в магазине натуральных продуктов, болтаясь в радиобудке, и крича, что я тебя знал, а ты будешь в свете рампы, вся такая прекрасная и в дерьме.
Whole Foods'da çalışıyor olacağım, Radio Shack'e takılıp seni tanıdığımı haykıracağım, sense ünlü, güzel olacaksın.
Тебя никогда не возьмут в магазин "Натуральные продукты".
Seni Whole Foods'a asla işe almazlar.
Знaeшь пecню "У нeгo в pyкax вecь миp"?
He's Got the Whole World in His Hands'i biliyor musun?
ЛОНДОНСКИЕ ПСЫ
"In the avenues and alleyways" "While you sleep there's whole world coming alive"
The whole of my heart
~ ve bundan böyle ben ~
- В целом, а не только телом!
- Whole ( bütün ) demek istedim, "w" ile.
"Telling my whole life"
"bütün hayatımı anlatıyor"
Я могу прожить жизнь в страхе и одиночестве,.. ... изливая душу какому-то священнику, или могу сказать, что очень люблю тебя,.. ... и только ты делаешь меня счастливым.
Ya tüm hayatımı, korkmuş ve tek başıma,... rahiplerle kavga ederek geçirebilirim... yada seni ne kadar çok sevdiğimi... ve bunun beni ne kadar mutlu ettiğini söyleyebilirim... and if it takes our whole married life to make it up to you...
How about the whole "man walking on the moon" thing, you know?
Tüm o, Ay'da biri yürüyor, hikayesine ne dersin?
And it was LeMay who really came to that conclusion and led the chiefs переместить все это на Марианские острова, с которых и был нанесён ущерб Японии. ... to move the whole thing to the Marianas, which devastated Japan.
Komutanların operasyonu Marianalar'a taşımasını sağladı ve bu Japonya'nın sonu oldu.
Независимость, объединение. " " You could've had the whole damn thing :
Bağımsızlık, birleşme. "
NICE. LOOK, HIS CHIN'S OFF HIS CHEST THE WHOLE TIME, HE'S NOT TUCKING HIS CHIN IN.
Bakın, çenesi hep yukarıda, göğsüne değmiyor.
Работники Whole Foods не смотрят на тебя сейчас.
Marketteki görevli çocuk izlemiyor.
По большому счету, всю свою жизнь я шел к этому, So, basicly, my whole life has been leading up to this, к обучению на раввина. Это мое истинное признание. to the rabbinat, you know.
Aslında, bütün hayatımı... buraya, haham olmaya adadım.
Нет, но Френни тут разыгрывает рождение нового хорошего человека,
Frannie'yi yeni doğdum havalarıyla dolaşırken this whole born again nice person act,
Если я тебе понадоблюсь, ищи меня в супермаркете "Всё есть" или в элитных супермаркетах, или в магазине Джей Крю в Миннесоте, в конгрессе...
Bana ihtiyacın olursa, Whole Foods'a gideceğim veya Williams-Sonoma'ya veya Muz Cumhuriyetine veya J Crew'e, Minnesota'ya, Kongreye...
Разве ты не должна быть в "Whole Foods"?
Senin Whole Foods'da olman gerekmiyor muydu?
Это ведь не во "Всех Продуктах" было, так?
Umarım Whole Foods değildi.
Jeff Cuevas is fantastic, but I know I could take his department to a whole new level.
Jeff Cuevas muhteşem biri, ama onun departmanına yenilik getirebileceğimi biliyorum.
И в гостях Мы просто украл от Аш-полного состава.
And we just stole Nike away from Ash-Whole.
It won't cover a whole fence, but it'll defray the cost considerably.
Tüm bir çiti kapsamıyor ama maliyeti ciddi şekilde azaltıyor.
Дафна работает в магазине органической пищи.
Daphne, Whole Foods'da çalışıyor.
Кейт Кэссиди как сольный исполнитель Has a whole rogue woman thing going on.
solo bir hareket olarak Cate cassidy bütün bir haydut var kadın bir şey oluyor.
You know, but this whole work thing - it's just a lot.
Ama, biliyorum bütün bu çalışma şey - bu sadece bir çok şey.
My whole childhood is a lie.
Bütün çocukluğum bir yalanmış.
Fuck that whole family!
Onu da ailesini de siktir et!
Нет, но ими барыжат как наркотой в "Здоровой Еде".
Evet. Hayır ama Whole Foods'da onları delice uzaklaştırıyorlar.
I started a joke, which started the whole world crying.
# Bir şaka başlattım # # Tüm dünyayı ağlatan #
I started to cry, which started the whole world laughing.
# Ağlamaya başladım # # Tüm dünya güldü sonra #
Also, I have a whole new appreciation for your jacket-and-boots thing.
Ayrıca senin ceket ve bot olayını takdir ediyorum.
Я совсем не уверена, что могу справиться the whole emotional triage of it all.
Sanırım bunun duygusal yükünü kaldırmaya hazır değilim.
The whole world... will thank me.
Bütün dünya bana minnet edecek.
Yeah, this whole statuatory rape thing is pretty fucked up.
Tecavüz davası olayı gerçekten çok kötü.
Smiled the whole entire time.
Sürekli gülümseyerek dans etti.
Walk away with a little something or a whole lot of nothing.
Ya elimde küçük de olsa birşeylerle çekip gidecektin ya da koca bir hiçle geri dönecektin.
I searched her whole office.
Tüm ofisi aradım.
I get Happy down here, ball gag takes on a whole new meaning.
Happy'i gönderirsem buraya, o kırmızı top yeni bir anlam kazanır.
This whole time that I've been trying to have kids, she's been killing it off.
Bunca zaman ben çocuk sahibi olmaya çalışırken, o bunu engelliyormuş.
These things happen fast, though, okay, so I'm sure that this whole thing is great, but promise me you'll be careful.
Bu işler çok hızlı ilerler, her şey harika görünüyor olabilir ama bana söz ver dikkatli olacaksın.
Ярмарка длилась целую вечность.
Whole Foods bütün vaktimi aldı.
♪ Our whole universe was in a hot, dense state ♪
Evrenin her yanı Yoğun ve sıcaktı
The whole world. You know, renewin'itself again.
Dünyanın tümü yeniden canlanacak.
We only have $ 938 for the whole month.
Bir ay için sadece 938 dolarımız var.
Cheap, and enough to last us the whole month.
Ucuz ve bize bu ay sonuna kadar yeter.
Конечно же, если до конца быть верным рецепту, я должен был бы приготовить это с голубем, но мясник в "Whole Foods" ужаснулся, когда я спросил о голубином мясе, так что мы сошлись на курице.
Elbette ki tam anlamıyla otantik olması için güvercin eti kullanmalıydım fakat sorduğumda kasap afalladı resmen ben de mecburen tavuk kullandım.
Кажется, это была песня "Whole Lotta Love".
Bence Whole Lotta Love gibiydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]