Балкон translate Turkish
256 parallel translation
Вон балкон, на котором он клялся, что его Рейх простоит тысячу лет.
Hitler, III. Reich dediği devletine işte bu balkonda bin yıllık ömür biçmişti.
Через балкон.
- Balkondan.
Через балкон?
- Balkondan mı?
Нет, залезла через балкон.
Hayır, balkondan.
Я займусь ее внуком. - Какая старая карга? - Соседний балкон ее.
Torununu kendi ellerimle yetiştireceğim.
Грузить, разгружать, на балкон, с балкона,..... в бороду, из бороды.
Her gece yükle, indir. Pencereden in çık.
- А на балкон можно?
- Panjurları açalım mı? - Tamam.
Идемте на балкон.
- Burası çok sıcak.
Не выйдете ли на балкон со мной? Я хочу сфотографировать, как вы приветствуете народ
Benimle birlikte balkona çıkmanızı sizi halkımızı, halkımı selamlarken fotoğraflamayı istiyorum.
- И балкон, и лестница вниз?
- Balkon ve aşağı inen merdivenler?
Балкон... Там кто-то был на балконе!
Balkonda birisi var.
- Здесь у меня балкон зимой будет солнечно. - Это не дача, а дворец!
Şuraya bir balkon koyuyorum böylece eve kışın da güneş girecek.
И ветер в лицо, и первый снег в воздухе, и вода в канаве, и балкон с прекрасными незнакомцами. Настоящие.
Ve yüze vuran rüzgar, ilk karın kokusu, oluktaki su ve yabancı güzelin durduğu balkon... ve kedinin durduğu pencere.
Если его нет, я выйду на балкон.
Eğer evde değilse, balkona çıkarım.
Дальний-дальний балкон.
Bakalım. Yukarı, yukarı, yukarı tribün.
Твое первое задание - выйти на балкон и сказать народу, что станция безопасна.
İlk görevin balkona çıkıp... kalabalığa fabrikanın güvenli olduğunu söylemek.
Кто-то должен проверить другой балкон.
Birinin de diğer balkonu kontrol etmesi gerek.
Я открыл дверь на балкон, выглянул шлёп, бах, оладушек готов.
Balkona çıkıp aşağıya baktım. Aşağıda pestil gibi yere yayılmış şeklini gördüm.
Библиотека. Я выхожу на балкон второго этажа.
Kütüphanedeyim, ikinci kattaki balkona doğru ilerliyorum.
Почему бы нам ни выйти на балкон?
Bu işi dışarıda yapalım mı? Güneş görelim biraz.
Спасибо. Давай выйдем на балкон.
Haydi, terasa çıkalım.
Подождите немного - я выведу её на балкон.
Onu balkona çıkarana kadar bekleyin.
Балкон?
- Balkona mı?
Так что освободите балкон и ожидайте дальнейших уведомлений.
Bu yüzden balkonu boşaltın ve gelişme olana kadar, yerinizden kımıldamayın.
Крюг, на балкон!
Krug, balkona.
- Бедняги. Смогли достать билеты только на балкон.
Zavallılar Ancak balkon bileti bulabilmişler.
Представьте себе я только что понял, что забыл показать наш чудный балкон.
Henüz güzel balkonumu görmediğinizi fark ettim
Балкон и правда чудный, но времени у нас уже в обрез.
Çok güzel. Ama uçağa az kaldı.
Давай, пошли на балкон.
- Hadi, balkona çıkalım. - Ne?
Не ходи на балкон пока я не вернусь.
Ben gelene kadar sakın balkona çıkmayın.
Я хочу балкон, с которого открывается такой вид, который заставит тебя рухнуть на колени и заплакать от такого избытка красоты, и я хочу провести каждую минуту терзаемой ничем, кроме мук совести за потакание своим желаниям.
Güzelliği karşısında dayanamayıp, ağlamak isteyeceğim bir manzarası olan bir balkon istiyorum. Ve balayımızın bir saniyesini bile keyif düşkünlüğü haricinde bir şeyden suçluluk duyarak geçirmek istemiyorum.
У тебя есть балкон?
BAlkonun yok mu? - Hayır!
Я знаю, что балкон предназначен не для сексуальных игр.
Balkonun sex oyunları için uygun olmadığını biliyorum
Помнишь тот раз когда мы вышли на балкон у Мэлвилла и бросались пудингом?
Melville'nin balkonuna çıkıp puding attığımız günü hatırlıyor musun?
Это так вкусно, что я пойду на балкон наслаждаться этим.
Evet, gidip balkonda tadını çıkarmak isteyeceğim kadar güzelmiş.
Я стреляю не так хорошо, как прежде но вам придётся выйти на балкон.
Artık eskisi kadar iyi nişancı değilim. Bu işi balkonda yapmak gerekecek.
Если б ты не спрыгнул на мой балкон, меня бы здесь не было. И потом меня бы не избили на стоянке.
Sen ortaya çıktığın için, bu karmaşanın içindeyim, olmadığım birisiymiş gibi davranarak, dayak yiyerek...
Он вышел на балкон глотнуть воздуха... и должно быть...
Hava almak için balkona çıkmıştı... ve mutlaka- -
На втором этаже, балкон без цветов.
İkinci kat.. Balkonunda saksı olmayan.
Я хочу показать тебе этот вид. У них здесь чертовски клевый балкон.
Çiftliği olan bir aileye sattım onu.
Каждое утро его выливаю за балкон.
Her sabah boşaltmayı unutma.
Я перенёс циркулярную пилу на балкон.
Daire testereni verandaya koymuştum.
Я поднялся на балкон. На балкон? Зачем?
" Cinayet gecesi, tüm akşamımı geçirdiğim Eden'e gitmiştim.
Доктор, на балкон вышла дама.
Hey, doktor, şurada bir kadın gördüm.
Я возвращался назад через балкон и взял его.
Karşıya geçip aldım.
Балкон.
Balkona.
Проверьте балкон.
Terası kontrol edin!
- Ну я поднялся на балкон...
Yukarı çıktım yani üst kata, ve orası inanılmaz...
На балкон.
- Balkona.
Не сколько балкон, сколько заброшенный музей мертвых растений... Мы привезем футболку из сувенирного магазина.
Rahatça dolaşabileceği bir alan ve oynayabileceği bir dolu araba var.
* Они почти обрушат балкон * * в зале *
Az daha balkonu yıkacaklardı.