English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Б ] / Бедность

Бедность translate Turkish

144 parallel translation
Но это не так, сэр. Бедность - это не не хватка чего-либо,..
Yoksulluk bir şeyin eksikliği değildir.
Ростовщики стали королями... а бедность - смертный грех.
Günümüzde, tefeciler Tanrı'dır. Ve tek ölümcül günah da fakirliktir.
- Отпусти меня. Когда мы поженились, мировой судья говорил нам кое-что.. .. про богатство и бедность, про горе и радость.
Evlendiğimizde, sulh hakimi "İyi günde, kötü günde." demişti.
Ненавижу бедность!
Yoksulluktan nefret ediyorum. Onu lanetliyorum.
Чем бедность или уродство.
Artık ne yoksulluk ne sefalet var.
Меня не интересуют состояния, бедность или карьера.
Zenginliğin, fakirliğin, mesleğin benim için önemi yoktur.
Хочу сказать, она избалованная. Не знает, что такое бедность.
Yani bu dünyada sıkıntı görmemiş, yani nazlı büyütülmüş yani yokluğun ne olduğunu bilmeyen bir insan var karşımızda.
Но проблема гораздо глубже. Если бы не бедность, добрая половина этих людей была бы здорова.
Eğer fakir olmasalardı, bu insanların yarısı hastalanmayacaklardı.
Это бедность довела их до такого равнодушия.
O kadar fakirler ki şuurlarını kaybetmişler.
Благословляю и тебя за твою бедность и силу духа.
Seni kutsuyorum sevgili kardeşim sen gönül zenginliği ve ruh güzelliğinden yoksunsun.
Бедность - это посредственность. я это не выношу.
Çünkü fakirlik sıradanlıktır. Dayanamadığım bu.
Действительно похоже на достойную и... прибыльную бедность.
Gerçekten efendi ve... -... kazançlı bir yoksulsun.
А что, брак - это всегда бедность?
- Evlilik hep mutsuzluk mu?
Правда, что кое-где в Миранде существует страшная бедность?
Söylenenler doğru mu? Miranda'nın bazı bölgelerinde hâlâ korkunç bir sefalet varmış.
Жадность рождает бедность.
Ve parayı seven biri her zaman zayıftır.
Бедность.
Tek sebebi sefalet.
Это не бедность, паренек.
Sefaletle ilgisi yok delikanlı.
чтобы все эти уничижительные прилагательные, напоминающие о дешёвых столовых, постепенно потеряли свой смысл и чтобы печаль, горе, бедность, нужда, стыд, которые неразделимо связаны с жирными чипсами, жёстким мясом, прокисшим вином, перестали задевать тебя, оставлять на тебе свою печать.
Etinin sertliğini, patatesinin yağlılığını şarabının sirkevari tadını, ilk başta aşevlerini çağrıştıran bu küçültücü sıfatların ve onlarla birlikte anımsanan üzüntü, sefalet, fukaralık, ihtiyaç utancın yavaş yavaş anlamlarını yitirmesi patates kızartmasına dönüşen yağın, ete dönüşen sert şeyin şaraba dönüşen bu sirkevariliğin seni etkilemeyi bırakması üzerindeki etkisini yitirmesi biraz zaman aldı.
Или бедность, которая раздавливает человеческое достоинство. Вот это бесчеловечно.
İnsanlığın onurunu yok eden sefalet insanlık dışı.
Наша бедность никогда не была мелодраматичной.
Yoksulluğumuzun melodram tarzında bir yönü yok.
Он верил, что бедность при демократии гораздо лучше, чем богатство при тирании.
Demokrasinin gücünün diktatörlüğün zenginliğinden üstün olduğunu söylerdi.
Бессонница, бедность и унижение!
Uykusuzluk, fukaralık ve küçülmüşlük.
Бедность - это наихудшая форма насилия.
Yoksulluk en kötü şiddet biçimidir.
Бедность больше не в почёте, папа.
Artık fakirlikte asalet yok, baba.
Это не бедность.
Yakamı düzelt.
Бедность, болезни, наркотики. На борьбу с ними тратятся миллиарды.
Bunlara bir sürü para saçtık.
— Я тебе говорю о том, что такое бедность.
Fakirliği sana anlatayım.
Избавь нас от лишних знаний и возложи на нас невинность и бедность.
Bizi ilimden kurtar ve yoksullukla, masumiyet nasip et bize.
Ты сам говорил, бедность не порок.
Fakir olmak çok kötü değil diye kendin demiştin.
Бедность, болезни и войны исчезнут за 50 лет
Yoksulluk, hastalık ve savaş ; hepsi50 yıl içinde ortadan kalkacak.
Это не преступление, это бедность. Все это чушь.
"Bu suc degil yoksulluk." Hepsi sacma sapan seyler!
"Принеси свою усталость, свою бедность и болезни и свободу обрети?"
Peki şu sözün anlamı ne : "Özgürlüğe hasret, yoksulları biçareleri bana getirin"?
Джимми, ты согласен взять в жёны Энн и делить с ней вместе горе и радость, богатство и бедность, болезни и здоровье отныне и до конца своих дней?
Yaşadığınız sürece hastalıkta ve sağlıkta fakirlikte ve zenginlikte? Bu Anne'i karılığa kabul ediyor musun? Kabul ediyor musun?
... богатство и бедность, болезни и здоровье отныне...
Zenginlikte ve fakirlikte? Bu Jimmie'yi kocalığa kabul ediyor musun?
Согласен ли ты взять Лору в жёны делить с ней богатство и бедность, горе и радость пока смерть не разлучит вас, да поможет тебе Господь?
Bu kadını yasal eşin olarak kabul ediyor musun? ... Zenginlikte, fakirlikte, hastalıkta sağlıkta ölüm sizi ayırana dek?
"Оставьте мне вашу усталость и вашу бедность. Все, кроме Генри и Нэнси Кларков!"
"Yorgun ve fakir olanları bana verin, ama Henry ve Nancy Clark hariç!"
Что ж, возможно, бедность вдохновит тебя.
Belki fakirlik sana ilham verir.
Ваша честь, это учреждение уже переполнено с тех пор, когда вы признали бедность душевным заболеванием.
Sayın yargıç, fakir olmayı sinirsel hastalık saydığınızdan beri orası tıka basa dolu.
Джимми, ты согласен взять в жёны Энн и делить с ней вместе горе и радость, богатство и бедность, болезни и здоровье отныне и до конца своих дней?
Bunu Anneye ulaştırabilir misin? Varlıkta ve yoklukta, hastalıkta ve sağlıkta, birbirinizi kollayıp... ömür boyu koruyacağınıza yemin edermisin?
... богатство и бедность, болезни и здоровье отныне...
Varlıkta ve yoklukta, hastalıkta ve sağlıkta, birbirinizi...
Шипли, бедность как афродизиак!
Afrodizyak olarak yoksulluk.
Но не бедность или слабость наша проблема...
Ama yoksulluk bu değil. Yoksulluk zayıf olmamız.
Наверное, ты тоже считаешь, что неимущие свою бедность заслужили?
Sanırım onlara katılırsın, fakirler fakir olmayı hakkediyor yani?
Бедность, фрустрации, чрезмерная романтичность Вагнера заставили относится к нему с презрением
Zayıf orkestrasyon aşırı romantizm, Wagner onu küçümserdi.
Бедность тоже не порок.
Onun suçu değil.
Бедность?
Fakirlik mi?
До того, как война и бедность не изменили вас.
Küçük bir kız, savaşın ve fakirliğin seni değiştirmeden önceki hâli.
Бедность не порок
Yoksulluk yardımcı olamaz.
Вот что значит бедность.
Fakirlik budur.
Вы не понимаете, что такое бедность.
Siz şair ruhu ne demek anlamıyorsunuz.
Значит, познала бедность, мой друг.
- Yani yoksulluğu biliyor, dostum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]