English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Б ] / Беду

Беду translate Turkish

871 parallel translation
Кто мешал в поимке ведьм, сам навлекал на себя беду.
Eğer bir cadının yakalanmasına karşıysanız, sizin de bir cadı olduğunuz düşünülürdü.
Я не взломщик, я попал в беду...
Rahatsız etmek istemem, ancak bir karmaşanın ortasındayım.
Мы и раньше попадали в беду.
Sen sessizce otur.
А как еще назвать человека, который использует беду короля, чтобы захватить власть?
Yetkişini ele geçirmek için bir kralın talihsizliğinden yararlanana ne dersiniz?
Вы ему приносите беду.
Ona şanssızlık getirdiniz.
Чтобы он передал полковнику Хаки Х-А-К-И в Стамбуле, что я попал в беду.
Ona söyle, Albay Haki'ye desin ki H-A-K-İ, İstanbul'da başım belada.
Хотите получить по тысяче песо на брата? Не откупишься, приятель, ты попал в беду.
- Adam başı 1,000 peso iyi mi?
Я просто хочу знать, не попал ли ты в беду.
- Kimin habercileri? - Başın dertte sandım.
Красотка у стойки бара и, кажется, она попала в беду.
Güzel kadın barda.
- Она попала в беду.
- Söylemezsen başına daha büyük işler gelebilir.
Но ты же не хочешь, чтобы Билли попал в беду?
Billy'nin bir kamyon tarafından ezilmesini mi istersin?
И понятно, почему ты помогаешь попавшим в беду.
Bahtsız insanlara neden yardım ettiğini de biliyorum.
Мама умерла и Мэри сказала, что если она уедет, я попаду в беду.
Annem ölmüştü. Mary yanımdan gidecek olursa başımı derde sokabileceğimi söyledi.
- Попали в беду?
- Bir sorun mu var?
- Нет, не в беду.
- Hayır, bir şey yok.
Я сразу понял, что кто-то попал в беду.
Birinin başının belada olduğunu hemen anladım.
- Подумай, прежде чем навлечь на себя беду.
Daha da belaya batmadan... mantıklı düşün Shanghai.
Так это вы тот джентльмен попавший в беду?
Sorun yaşayan beyefendi sizsiniz demek.
Автор хотел воплотить в изображении и звуке беду честного юноши, по слабости своей ставшего вором.
Yazar sesler ve resimlerle, bir gencin zaafıyla kendisine uygun olmadığı halde içine girdiği yankesicilikte yaşadığı kabusu anlatmaya çalışıyor.
В своих статьях увлекался лакировкой действительности. На свою беду я поняла это в день окончания медового месяца.
İlk kocam da gazeteciydi, yazdığı haberleri hep abartırdı ve zavallı ben bunu ancak balayımız bittiğinde anladım.
Арни, тот парень с шахтой в Доусоне, попал в беду.
Arnie'nin yanında, Bizim Dawson daki madenimizi sahiplenmeye çalışan adamlar var.
Гонджи попал в беду!
Gonji'nin başı dertte!
Сегодня я узнала, что этот мальчик попал в беду.
O gece bu çocuğun başının belada olduğunun farkına vardım, belki yalnızdı.
Возможно, она попала в беду.
Başının belada olduğunu düşünüyorum.
Огонь принесёт беду и смерть в племя.
Ateş, kabileye ölüm ve bela getirecek.
Ну что же, посмотри на мою беду. Можешь ему потом рассказать.
Sefil durumdayım, kabul.
Пока он не попал в беду.
Yoksa başı derde girecek.
Перехитрит любую беду, выгонит осу из гнезда,
O her haşereyi çileden çıkarır O bir arıyı yuvasından çıkartır
Однажды из банка мы могли спокойно вынести 2000 долларов, но я увидел полицейских на улице и подумал : "Бонни может попасть в беду".
Hatta bir iş vardı... Hani hatırlarsınız. Biz o zaman... o zaman tereyağından kıl çeker gibi 2000 dolar kazanabilirdik.
И рыдают бедные, и клянут беду,
Kör şeytanın işi, Kadere lanet etmek.
Ну, они, конечно, грубоваты, и неотесанны, но если ты попал в беду, хоп! - они тут как тут.
Biraz kaba saba olduklarının ben de farkındayım, fakat bir şeye ihtiyacın olursa seni asla yalnız bırakmazlar.
А когда попали в беду мы - хоп! - ты оказался рядом.
İhtiyacın olduğu zaman yanında olurlar.
Угодил в беду и тянешь всех за собой.
Belayı arayıp buluyor, sonra da herkesi ona sürüklüyorsun.
Есть ли у тебя родители, не попала ли ты в беду...
Ebeveynin var mı... Bir sorunun var mı yok mu...
Впрямь, друг, в беду попал -
Başın çok... dertte, dostum
что она попала в беду.
... ama ne yazık ki koruyamadım.
Тот, кто прячет у себя Вито Андолини, попадет в беду.
Dikkatli olun ve söylediklerimi iyi dinleyin.
Чтобы мне не попасть в беду, на либидо набросить нужно узду.
Ve birisine söylenmeli Cinsel içgüdüm kontrollü değil
Я верю, что вы попали в беду. Я понимаю, вам грозит опасность. Но какая?
... bir sorunun içinde olduğuna inanıyorum tehlikenin içinde ama ne çeşit bir tehlike bilmiyorum ve ne kadarı uydurma, emin değilim.
Момо! Он принесет нам беду, я просто в этом уверена.
Bize zarar verecek, eminim bundan.
Похоже, она попала в беду.
Başı belada gibi.
Ужасно, когда твои друзья попадают в беду.
Bir arkadaşın zor duruma düşmesi çok kötü.
Я приношу беду.
Herkesin başına bela olurum.
Ну, я с самого начала сказала тебе что приношу беду, когда мы начали встречаться.
Sana daha işin başında beladan başka bir şey olmadığımı söylemiştim.
Где-нибудь еще, вы попадете в беду.
Başka bir yerde, başınız derde girebilir.
попала в беду.
umutsuz dertin içinde.
Тревис, я не знаю, в какую ты попал беду, я не знаю, что именно случилось с тобой,
Başını ne tür bir belaya soktuğunu bilmiyorum. Ne olduğunu da bilmiyorum.
Своевольное сердце попадает в беду, как слепец, зашедший в пещеру дракона.
Körün tekinin sürünerek bir iblisin inine girişi midir yoksa....... yoldan sapmış bu yüreğinin efkarını dindirme arzusu.
Мы все попали в одну беду.
Aynı durumdayız.
Ты сам накликал на себя беду!
Şu haline bir bak, inatçı aptal!
Ты на меня беду накличешь.
Bana kötü şans getirecek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]