English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Б ] / Бьют

Бьют translate Turkish

487 parallel translation
Барабаны бьют... горны трубят, всюду бежали ноги и губы были прижаты к губам на прощание...
Her yerde, dudaklar birbirine kilitlenirken ayaklar hızlanıyordu.
Это бьют ритуальные барабаны.
Kötü ruhları kovuyorlar.
Женщин всегда бьют.
Her zaman dövüldüm.
Бывают часы, которые показывают 2, а бьют 4, когда на самом деле 12.
Bazı saatler 2'yi gösterir ama 4'te çalar ve saat aslında 11.45'tir.
Человека бьют, и он сходит с ума, потом озлобляется.
Canını yakarlar ve sinirlenirsin ve sonra kötü olursun.
А потом его бьют еще, и он озлобляется еще больше... И в конце концов, он становится просто ходячим озлобленным нелюдем.
Bir daha canını yakarlar ve daha kötü olursun, sonunda insanlıktan çıkarsın ve kötülük ve delilik örneği olursun.
Я думал, все писатели без конца пьют и бьют своих жён.
Ben de yazarlar içip içip, karılarını döverler sanıyordum.
У папы нефтяные вышки, деньги так и бьют ключом.
- Babam petrol işinde. Para kendi kendine yerden fışkırıyor.
Я же тебе говорил, что ему нравится, когда по нему бьют.
Top gibi atılmakdan hoşlandığını söylemiştim sana.
Вас бьют дубинкой, дают вам по голове колют какими-то средствами а вы все так же стараетесь остаться меж двух огней.
Herkes sırtında sopa kırıyor, suratını yumrukluyor vücuduna bir sürü şey dolduruyorlar ve sen bana mısın demeden sahadaki yerini alıyorsun.
Похоже, вы трусиха из породы дают - бери, а бьют - беги.
Fazla zarar görmeden sıyrılan tiplerdensin. Bu kötü bir şey mi?
Волны бьют
Dalgalar kırılmış
- Почему бьют в барабан?
Davul mu?
А вы любите когда вас бьют по носу?
- Burnuna bir yumruk atmama ne dersin?
Пусть все ликуют, Пусть бьют литавры,
" Tebrikler Profesör Higgins
Ненавижу мужиков, которьIе бьют женщин.
Kadına el kaldıran erkeği sevmem.
Паломники святыням бьют поклоны,
Hacıların eline ermişlerin eli değer.
Так что мы решили показать пацифиста, порывающего с идеологией несопротивления и по-настоящему сражающегося ( вместо того, чтобы оставаться спокойным, пока его бьют ), после того, как он хладнокровно оскорбил судью в знак протеста против отношения к Бобби.
Bu yüzden size şiddet karşıtı ideolojisinden vazgeçip ve Bobby'ye yapılan muameleye karşı çıkmak için yargıca sakin bir şekilde hakaret ettikten sonra yüzüne yumruk yerken serinkanlı kalmak yerine aslında mücadele eden bir barışseverin bir görüntüsünü göstermeye karar verdik.
Они притворяются, что связывают вас и бьют плёткой, а вы одеты в платье с поясом.
Üstünde bir elbise varken, seni bağlayıp, kumaş bir kemerle kırbaçlıyor gibi yapıyorlar.
А когда они бьют час. Когда главный колокол поёт :
Ve tam zamanı gelip de, büyük çan çaldığı zaman :
Что же они сразу по двум бьют?
Neden iki uçağa da ateş ediyorlar?
Пусть же бьют меня, пусть мучат, распинают, но -
Benden nefret eder, acıtır, incitirlerse Ağaca çivilerlerse
Эти часы бьют уже три дня без перерыва.
Bu saat üç gündür durmadan çalıyor.
КРАСНЫЙ ЕЖЕДНЕВНИК "Рабочие бьют тревогу!"
KIZIL GÜNLÜK! İşçiler Alarm Veriyor!
Они бьют стекла, Они мусорят в подъезде...
Camları kırıyorlar, yerleri kirletiyorlar...
Милая, разве Сибил не знает, что хорошие мамы не бьют своих дочек?
Tatlım, iyi annelerin, kızlarına zarar vermeyecekleri Sybil'ın aklına gelmedi mi?
Не тебя же бьют ногой.
O hiç senin kıçını tekmelemedi.
Не мы бьемся, а нас бьют.
Biz çarpmadık. O bize çarptı.
Ребята, Сарму бьют!
Sarma'yı dövüyorlar!
Паука Майка бьют в тюрьме города Альварес, Техас.
Spider Mike, Alvarez Teksas'ta ve başı büyük dertte.
Три в масть не бьют это.
- ÜçIü bundan büyük değil.
- Бьют.
- Daha büyük!
Паломники святыням бьют поклоны. Прикладываться надобности нет.
Aziz'in eli temasa tahammül eder, ve el ele bu bir dindar aziz öpücüğüdür.
Заикающийся Макс. Он кончает, только когда его бьют.
"Kekeme Max".Buraya sadece kamçı istediği zaman gelir
Теперь их бьют, потом будут нас!
Şimdi onları dövüyorlar sonra da bizi!
Пусть меня заберут, бьют, убьют!
Bırak, beni hapse atsınlar, dövsünler, öldürsünler!
Тебя здесь бьют?
- Seni dövdüler mi?
Нет. Политических не бьют. Отучились от этого.
- Artık siyasi tutukluları dövmüyorlar.
Я любил бить, но не любил, когда меня бьют.
Ben yumruk atmayı çok severdim ama yemeyi sevmezdim.
Кто это там идёт, когда часы на дворцовой башне бьют полночь?
Gece saatler 12'yi çalarken kuleye gelen kim?
Они бьют и пытают нас. Я говорю...
Dayak atıp, işkence ediyorlar.
Осторожно, тут силовые поля. Очень больно бьют током.
Merat etme kendini incitmek için daha çok şansın olacak.
Вам нравятся, когда вас бьют?
Tokat yemekten hoşlandığını mı söylüyorsun?
В церкви бьют колокола.
" Dinleyin, kiliseden çan sesi gelir
- За нечаянно бьют отчаянно. Такие как он позорят наше общество!
Bu tür insanlar toplumumuz için tehdittirler.
Соседи бьют нашу семью.
Komşular ailemizi dövüyor.
Сарму бьют.
Sarma'yı dövüyorlar.
- Сарму бьют.
- Nerede?
- Его бьют.
Geç oluyor.
Когда пятеро одного бьют - зто неинтеллигентно.
Haksızlığı sevmem.
* Один из этих моментов * ( Звяканье об стекло ) ( Бьют часы )
* Bu da o anlardan biri işte. * Mmmm...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]