English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ В ] / Варить

Варить translate Turkish

186 parallel translation
Мне пришлось самому варить кофе.
Kendi kahvemi kendim yapmam gerekti. Berbattı.
Я пошел варить кофе.
Ben kahve pişiriyorum.
Не могли другого времени найти, чтобы мыло варить?
Sabun yapımı için başka bir zaman bulamaz mısın?
По-моему, собиралась варить кофе.
Kahve pişirecek sanırım.
- Так надо варить, Кларисса.
Böyle yapmalısın Clarisse.
Потом они начали варить его... в этих больших котлах...
Sonra da etleri büyük bir kazanın içine attılar hepsini... Kaynatmak için!
Я вас повешу, утоплю, четвертую! И буду варить вас в кипящем масле... пока... пока... пока не решу, что с вас хватит!
Sizi astıracağım, süründüreceğim, dörde böldüreceğim, kırbaçlatacağım ve kaynatacağım... hak ettiğinizi alana kadar!
- Кофе варить умеет?
- Kahve yapabiliyor mu?
Но он может варить кофе?
Tamam da kahve yapabiliyor mu?
Варить зелье и пакостничать.
İksirler ve ufak tefek şeytanlıklar.
Если только варить,... всегда есть чем поживиться.
Kilerdeki yiyecek yalnızca kişi başına bir kaseye yeter Sahi mi?
- Пельмени будем варить?
- Pilmen yiyelim mi?
- Вы знаете, что уже древние Египтяне умели варить пиво?
Eski Mısır'da bira içildiğini biliyormuydunuz! - Oh, öyle mi?
Пошёл варить.
Hemen yapayım.
Цинлай, ну что - варить лапшу?
Qinglai, yemeği hazırlayabilir miyiz?
И варить варенье...
Ne nakış, ne de reçel yapmayı.
Ты можешь их коптить, варить, жарить, печь, парить.
Izgarası yapılır, haşlanır, kavrulur, fırına verilir, sotelenir.
Не самой критики ради, но ты не умеешь варить лапшу.
Eleştirmek için söylemiyorum ama şehriyeyi hiç sevmiyorsun.
Как варить людей в масле.
İnsanları yağda haşlamak.
И вместо того чтобы просто варить всех этих ребят так и сяк можно парочку сделать в стиле картофеля фри.
Belki de her seferinde bu insanları haşlamak yerine bir kısmını kızartabiliriz.
Я подумал, что если я использую нужные специи и буду варить достаточно долго....
Düşündüm ki doğru ve gereken miktarda baharat kullanırsam yeterince uzun pişirirsem...
Да вообще, что ты знаешь о том, как нужно варить?
İşten hiç anlamıyor! - Kapa çeneni, Dave. - Sen ne anlarsın kaynaktan?
Эта старая сука Финукейн прислала ей ужасное письмо с угрозами. Посмотри. Людей, которые пишут такие письма, нужно варить в кипящем масле.
- Şu yaşlı cadı, bayan Finucane tehdit dolu bir mektup yollamış ona, baksana böyle mektupları yazan insanları, kızgın yağda kızartıp, tırnaklarını çekmeli.
Мы не умеем стирать, убирать, варить кофе.
Bulaşık yıkayamayız, temizlik yapamayız.
- Ох, черт... - Кто-нибудь хочет суп варить?
- Peki, çorba ne olacak?
Суп не так легко варить.
Yani olmaz. - Balık türlüsü yapmak zordur.
Я ищу рыбный ресторан. Я собираюсь варить суп.
Balık türlüsü yapacağım.
Как только получим его формулу, сможем варить это на кухне.
Bir kere formulü aldık mı, bunu mutfakta bile yapabiliriz.
Он сам не умеет варить себе кофе?
Kendi kahvesini yapmayı bilmiyor mu?
Можно варить, делать пюре, класть в суп.
Haşlar, ezer ve kısık ateşte pişirirsin.
Когда ты будешь его варить?
Ne zaman yapmayı planlıyorsun?
Будешь ли ты ее жарить или варить, я повесил ее сюда для твоей безопасности.
İster pişir, ister kızart. Onu oraya senin iyiliğin için koydum bu yüzden dikkatli ol.
Отвечать на звонки варить кофе, я живу ради этого.
Telefonlara bakar... ... kahve getiririm. Hep yaptığım iş.
АЛАН Хорошо, не возвращайся, но хоть скажи, как варить этот проклятый рождественский кофе.
Madem dönmeyeceksin en azından şu lanet olası kahveyi nasıl "Noelimsi" yaptığını söyle bari.
Думаю, он будет нас варить.
Sanırım bizi pişirmeyi deneyecek.
Ужин будет, когда Улитка и Лось перестанут заплетать волосы и начнут варить фасоль.
Akşam yemeği, Spiral ve Elk saç örmeyi bitirdiğinde yenecek. Yemek için nohut haşlayacağız.
А пока- - Пока будем варить суп попостнее.
O vakte kadar çorbayı biraz daha sulandıracağım.
Умеет варить холодец?
Güzel kuzu yahni yapabiliyor mu?
Они зальют разведённую уксусную кислоту, опустят меня в котёл и станут варить меня.
Güçsüz bir asetik asit hazırlarlar, beni kazana sokarlar ve haşlarlar.
Какая жалость их варить. Или что вы с ними делаете.
Onları kaynatmak ya da her ne yapıyorsanız ne büyük israf.
Водителем или там кофе варить, я не знаю...
Sürücü, çaycı veya bu tür bir iş.
А что касается лапши, лапшу нужно варить и есть без масла.
Bazı salaklar şehriyeleri bamya ile haşlayıp sonra yağını süzerek yerler.
Кто научил тебя варить такой суп?
Etli yemek yapmasını kim öğretti?
Ну, парням следует знать, что мы способны на гораздо большее, чем отвечать на звонки и хорошо варить кофе.
Erkeklerin telefona bakmaktan veya kahve yapmaktan daha fazla şey başarabildiğimizi bilmesi lazım.
Но варить суп недостаточно, чтобы остаться у меня на кухне, сынок.
Ama mutfağımda kalıcı olmak istiyorsan, çorbadan başka şeyler de yapabilmelisin, evlat.
Плюс все что нужно, чтоб самим варить.
Ayrıca ihtiyaç duyacağımız her şey de var.
Ты что, мадам Шонье не умеет варить кофе.
Chaunier'ın kahvesi berbat!
Ты сможешь даже варить яйца.
- Sobayı bitireceğim için.
Пойду варить кофе с удовольствием.
- Biz hep arkadaş kaldık. Kızın onu seçmesi onun hatası değildi.
Вы же не можете здесь учить как варить бульон.
Burada çorba falan yapılmaz!
Только в Стакановск его варить.
Zamana ihtiyacim var...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]