English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ В ] / Ведешь

Ведешь translate Turkish

3,088 parallel translation
Но ты странно себя ведешь, и я не хочу, чтобы ты разрушил ваши отношения с братом — снова.
Ama garip davranıyorsun... ve ağabeyinle olan ilişkini mahvetmeni istemiyorum. Yine
Почему ты так себя ведешь?
Neyin var?
Если у сына проблема, ведешь его на бейсбол, покупаешь ему хотдог, и он доволен.
Çocuğun bir problemi olduğunda, alır onu maça götürürsün, sosisli falan alırsın... İyidirler.
Почему ты себя так ведешь?
neden böyle hakaret ediyor gibisin.
Что за игру ведешь?
Oyunun ne?
Почему ты ведешь себя странно?
Niye böyle garip davranıyorsun?
Ты может быть ведешь себя глупо, но ты не в ответе за действия своих соотечественников.
Ahmakça davranmış olabilirsin ama vatandaşlarının yaptığı her şeyden sorumlu falan değilsin.
Ведешь себя как полный кретин.
Koca bir beyinsiz gibi davrandın.
Но дело в том, что ты не ведешь дела, а заводишь в тупик.
Ama sorun da bu ya : sen işleri yürütmüyorsun. Sen kaçıp gidiyorsun.
То, как ты себя ведешь.
Sen davranıyorsun yolu.
К чему ты ведешь? Знаешь, возможно, вчерашнее начиналось не в спальне.
- Geçen gece burada olan şey belki de yatak odasında başlamadı.
Вы себя как-то странно вели. - И ведешь машину ты, как псих.
Hepiniz çok tuhaf davranıyordunuz ve delirmiş gibi sürüyorsun.
Это забавно, ты ведешь себя как мой парень, у тебя есть все привилегии от того, что ты мой парень.
- Erkek arkadaşım gibi davranman ve erkek arkadaşım olmanın tüm ayrıcalıklarına sahip olman tuhaf.
К чему ведешь?
Amacın nedir?
Если ты с ними и не говоришь, ведешь себя как первый парень в городе - охотятся за тобой, как за принцем.
Eğer sallamayıp, umursamaz davranırsan prens kovalar gibi peşine düşerler. - Haklısın.
Я бы хотел Ягуар, с откидным верхом, который ты ведешь в воскресный день, чтобы впечатлить милую девушку.
Şahsen ben Jaguar'lardan hoşlanırım. Üstü açık olanlardan. Şu pazar günleri bir kızı etkilemek için sürmeye çıkaracağın türlerden.
ты оставил его умирать, но он вернулся, а ты и ухом не ведешь?
Onu ölüme terk ediyorsun, o çıkıp geliyor. Ve sen bu durumdan hiç etkilenmiyor musun?
если так себя ведешь? что проще будет ограничиться помолвкой.
Böyle davranacaksan neden benimle nişanlandın? Daha sonra seninle evlenmemek için en azından önce nişanlanmam gerektiğini düşündüm.
Люди настолько привыкают к тому, как ты себя ведешь, что начинают считать, будто ты такой и есть, каким выглядишь.
İnsanlar senin hakkında öyle sınırlar çizer ki gördüklerinin dışına çıkmazlar.
Я знаю, что ты ведешь его по этому пути, и поскольку я не могу получить информацию ни от кого из вас, я скажу это.
Böyle davranmasına neden olan sensin biliyorum. Senden bir bilgi koparamayacağım için şunu sorayım.
Про то, что мне пришлось бросить И части меня которые я отбросила ради тебя, и ты так со мной себя ведешь.
Vazgeçtiğim şeyleri, ve senin için kendimden parçalara yol verdiğimi, ve sen bana böyle davranıyorsun.
Я привожу к тебе важных клиентов, людей, крайне необходимых мне, людей, чья жизнь зависит от сохранения конфиденциальности, а ты ведешь себя как лабрадудель, которому надо чесать животик.
Abraham! Ben sana çok önemli müşterilerimi yönlendiriyorum benim işim için çok önemli olan hayatları senin işlerinde yaptığın gizliliğe bağlı olan insanları! Ama sen birden bülbül gibi şakımaya başladın öyle mi?
А ведешь себя как он. - Окей.
Ama öyleymişsin gibi davranıyorsun.
Ты ведешь себя по-детски.
Hareketlerine bir bak, çok çocukça.
Так куда ты меня ведешь?
Beni nereye götürüyorsun?
Кэм, ты ведешь себя по-детски, и я не думаю, что этим ты подаёшь хороший пример...
- Cam, davranışın çok çocukçaydı ve bunun Lily için iyi bir örnek olacağını...
Алан, ты ведешь себя как ребенок.
Alan, saçmalamaya başladın.
Ты думаешь, я не замечаю, как снисходительно ты себя ведешь, когда мы приезжаем сюда?
Verandaya çömdün, gözlerini devirdin ve hiçbir şeye iştirak etmedin.
Ты ведешь себя на свои 18 лет... Но это ошибка.
İstediğin gibi yapmak 18 yaşında iyi bir şeydir fakat yanlış düşünmüşsün.
Куда ты её ведешь?
Onu nereye götürüyorsunuz?
- Куда ты меня ведешь? - Что?
- Beni nereye götürüyorsun?
когда ты так себя ведешь.
Ne biliyorsun ki sen? Ne biliyorsun?
Иногда ты ведешь себя так, будто тебя только что взяли на службу.
Bu arada, şu geziye çıkmış izci çocuğu ifadeni siler misin yüzünden?
Ведешь себя, как придурок.
- Kendini gülünç duruma sokuyorsun.
И мне надоело, что ты ведешь себя так, будто ты здоровая, а я ребенок, который нуждается в присмотре.
Ve senin, sağlıklı olanın kendin, benim ise özel bakıma ihtiyacı olan çocuk davranışlarından bıktım.
Ты ведешь видео-дневник...
Bu şekilde görsel bir günlük tutuyorsun.
Почему ты так себя ведешь?
Bunu neden yapıyorsun?
То, как ты себя сейчас ведешь, и есть непостоянство.
Karmakarışık şu an yaptığın işte.
Ведёшь себя ужасно.
Saçmalıyorsun.
Прокурор беспокоится о том, как ты ведёшь себя, когда даёшь свидетельские показания.
Savcı mahkemede kendini nasıl göstereceğin konusunda endişeli.
Ты ужасно себя ведёшь.
Saçma sapan davranıyorsun.
Я не знаю, к чему ты ведёшь, Неро...
- Nereye vardırmaya çalışıyordun bilmiyorum ama...
Почему всегда так себя ведёшь?
Niye hep böyle yapıyorsun?
Куда ты его ведёшь?
Onu nereye götürüyorsun?
Ты ведёшь себя слишком грубо, Лили.
Çok kabalaşıyorsun, Lily.
Я знаю, к чему ты ведёшь.
Nereye varmaya çalıştığını anlıyorum.
Бёрт, ты ведёшь себя глупо.
Burt, saçmalıyorsun.
Ты ведёшь себя странно.
- Neden tuhaf davranıyorsun?
Чем ближе мы к нахождению Роджера, тем осторожнее ты себя ведёшь.
Roger'ı bulmaya ne kadar yaklaşırsak o kadar çok sorguluyorsun.
Ну, ты определённо ведёшь себя странно рядом с ней.
- Onun yanında çok tuhaf davranıyorsun.
Что бы он не сказал, ты ведёшь себя так будто это самая смешная вещь на свете.
Ne dese çok komikmiş gibi gülüp duruyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]