Везде translate Turkish
5,022 parallel translation
Отопление везде. Холодно только на улице.
Her yerde ısıtma var ve yalnızca dışarıda üşürsünüz.
В каждом баре, ресторане, отеле, везде.
Tüm bar, restoran, otellerde, her yerde.
Намеки были везде.
Her yerde imalar var.
Он побывал везде.
Her şeye girmiş.
Раньше у меня везде были глаза и уши.
Eskiden her yerde gözüm vardı. Geri kalan her yerde de kulaklarım.
Такое теперь везде случается, и некоторые ритуалы используют детей.
Toplumun her köşesine yayılmış durumdalar ve satanistler mürit toplamak için çalışıyorlar.
Оно не его и на нём везде следы крови.
Kendine ait değil ve her tarafında kan izleri var.
Главное, чтобы мы были вместе, и мы везде будем счастливы.
Birlikte olduğumuz sürece her yerde mutlu oluruz.
- Она везде ходит с ней.
Tek bir çantası olduğuna ve sürekli onu yanında taşıdığına göre...
Получить паспорт везде.
Bütün yerlere pasaportun olsun.
Девочки выпрыгивали из трусиков перед сценой, ну и... везде, короче.
Kızlar külotlarını çıkarıp sahneye falan attılar.
Кажется, куда ни ткни - везде говно.
İki türlü de siki tutmuş gibisin.
Но если подумать, деревья есть почти везде.
Yani adil olmak gerekirse her yerde ağaçlar var.
А не вроде лохов, что шарятся тут везде.
O herifler de bu işi berbat etmezler. Öyle değil mi?
У него везде свои люди.
Her yerde maaşlı adamı var.
Я тебя везде ищу.
Her yerde seni arıyordum.
Бедные люди везде и постоянно готовить капусту.
Her yer fakir kaynıyordu ve sürekli lahana pişirirlerdi.
- Я везде тебя искала.
- Seni her yerde aradım.
У тебя везде бардак, как будто ее никогда не было.
Hayatın karmaşa halinde ve bu sayede sanki o hiç var olmamış gibi davranabiliyorsun.
Ты молодой, энергичный, везде поспеваешь.
Sen gençsin, enerjiksin, her zaman ayakta kaldın.
Я извиняюсь, Ваше Высочество, я везде посмотрела.
Üzgünüm, Majesteleri. Her yere baktım.
У меня везде камеры, Бекки.
Her yerde kameralarım var, Becky.
* Оно везде. *
# Ve her yere #
Я его придумал. Он летает везде.
Ben uydurdum, serüvenlere falan çıkıyor.
- Они везде.
Kod 1! - Tanrım, her yerdeler.
Я искала везде, так испугалась.
Her yere baktım, çok korktum.
Я искала тебя везде.
Ben de her yerde seni arıyordum.
Через полгода взрывчатка будет везде, куда тебя направят.
Altı ay içinde baskın yaptığın her eve patlayıcılar döşenecek.
Ну да, подумаешь, что везде гражданские, мать их ёб!
Etraf sivil kaynıyordu lan.
Мне можно везде, можете посмотреть карточку.
Benim tam iznim var, eğer parkeyi inleteceksen, tamam mı?
Везде бананы.
Her yerde muzlar var.
Да, и кровь везде.
- Evet, ortalık hep kan oluyor.
У них везде есть связи.
Onların herkesle bağlantısı var.
Привет, Анни! - Я тебя везде ищу.
- Ben de her yerde seni arıyordum.
Везде камеры и микрофоны.
Her yerde kamera ve mikrofon var.
- Я просмотрел ее в соцсетях, искал по имени, в полицейских протоколах, по налогам, везде.
- Sosyal güvenlik numarasını, adını arattım. Adli sicil kayıtları, vergiler. Aklına ne geliyorsa.
Да ты сегодня везде.
Her yerde karşımıza çıktın.
Слава Богу, мы тебя везде ищем!
Yaşasın, her yerde seni aradık!
Везде, будто... будто кто-то следил за нами.
Sonra, o ses, o çığlıklar. - Her yerde, sanki... takip ediliyor gibiydik.
Везде.
Her yere.
Там везде полиция.
Her yerde polis var.
Везде был терроризм.
Her yerde terör vardı.
Вы везде искали?
Her yeri aradınız mı?
Везде.
Her yer.
- Они везде расставили снайперов.
Her yerde kesin nişancıları var.
Мои глаза везде.
Her yerde gözüm vardır.
Везде, где есть проблема, за этим стоят евреи.
Yahudiler. Nerede bir sorun olsa altından Yahudiler çıkar.
Они везде вешают люстры.
Her yere avize takarlar.
Свет везде выключен, это отлично.
Tüm ışıklar sönük, bu iyi bir şey.
Везде тайны.
Her şeyde bir sır var işte.
Куда ни плюнь, везде жопа.
Her şey bok içinde kaldı.