Верен translate Turkish
605 parallel translation
но... он 30 лет был верен нашему строю.
Yoldaş Lee Sang Ryul'un çabuk sinirlenen ve hiddetli biri olduğunu bilirim. Yine de sonuçta o partimize 30 yıldan uzun süredir sadık kalmış biri- -
Почти столь же остроумен, как и мой другой друг, но не так верен.
Diğer dostum kadar tehlikelisin. Ama onun kadar itaatkâr değilsin.
Чудо, что он все еще верен мне.
Hâlâ bana sadık olması bir mucize.
Ты должен был оставаться верен своему хозяину!
Efendine sadık olup çalışacağına sahipsiz bir köpek gibi kaçıyorsun.
Я останусь верен, пока большой зевок не разлучит нас.
Bir "büyük esneme" bizi ayırana kadar sana bağlı kalacağım.
И если так же справедлив и верен король Эдвард, как я лукав и лжив, сегодня будет Кларенс в заключеньи, ибо предсказано, что буква "г" убьёт наследников Эдварда.
Eğer benim kurnaz, ikiyüzlü ve hain olduğum kadar Kral Edward da saf ve hakseverse, "Edward'ın varislerinden'G'diye biri onun katili olacak." diyen kehanet yüzünden Clarence bugün kafese kapatılmış olmalı.
Король нас всех друг с другом помирил, и договору верен я останусь.
Umarım Kral artık aramızda barış sağlamıştır. Benim için sağlam ve güvenilir bir anlaşma bu.
будешь ли верен ей до тех пор, пока вы оба живы?
"başka herkesi unutup yalnızca ona bağlı kalmayı kabul ediyor musun?"
У верен.
- Emin miyim?
- Ты уверен? - У верен.
- Böyle mi düşünüyorsun?
Я всю жизнь провел в армии... и был верен своим принципам.
Tüm hayatım orduda geçti. Her zaman prensiplerime bağlı olmaya çalıştım.
" верен, мо € красота растопит ее сердце.
Tabi ki, güzelliğim küçük kalbini heyecanlandırdı.
Пусть он только любит меня и будет верен мне.
Beni eskisi gibi sevsin.
Как я покровительствую тем, кто был верен мне. Эту священную клятву, начертанную здесь, я вручаю святой церкви.
Bana hep sadık kalmış olanları koruyup kolladığım gibi, onları da koruyup kollayacağıma söz veriyorum.
Будешь ли ты тогда верен своему слову?
Belirttiğin bu şartları yerine getireceğine söz veriyor musun?
Визирь Али верен Вам во всём, мой господин.
Şerif Ali'nin size sadakat borcu var.
И его рапорт о вине капитана верен.
Bu mantığa göre kaptan da şaşmaz ve kesin olarak suçlu.
Я всегда верен, даже вам.
Sadık biriyimdir, senin için de geçerli.
Я не из тех, кто всю жизнь верен одной женшине.
Ben yalnızca bir kadınla yapabilecek erkeklerden değilim. Öyle mi?
Хью был верен и тверд как сталь.
Hugh güvenilir ve sadıktı.
Он всегда был верен мне.
O bana her zaman sadık oldu.
У верен?
- Emin misin?
Но, я думаю, человек должен оставаться верен своей природе.
Ama benim düşünceme göre her insan hareketlerinin sorumluluğunu bilmelidir.
Но пока кто-нибудь не предложит разумные реформы, Я буду ей верен.
Ama mantıklı değişim önerileri gelmedikçe... sisteme bağlı kalmaya devam edeceğim.
Я надеюсь, мой возраст верен.
Umarım, yaşım doğrudur.
Якудза верен долгу
Bir yakuza borcunu öder...
Якудза верен делу
Bir yakuza görevini yapar...
Он верен тебе.
O sana sadık.
- У верен в этом, м-р Гардинер. - Я уверен в этом.
- Eminim öyledir Bay Gardiner.
Наш алфавит верен.
Bizim alfabemiz yeterli.
А сёгун говорил, что народ не верен ему.
Shogun, halkın sadık olmadığını söylerdi.
Каждый, кто считает себя рыцарем и верен королю, следуйте за мной.
Şövalye olmak ve bir krala... hizmet etmek isteyenler beni izlesin.
Я был верен своему желанию.
Arzularıma sadık kaldım.
- Ты верен?
- İnançlı mısındır?
Но это скорее вопрос выбора, кому человек должен быть верен.
Asıl mesele, insanın kime inanacağını seçmesidir.
У верен, что сможешь?
Demek kaldırabilirsin.
Я должен быть верен своей профессии.
Sanatıma... sadık olmalıyım.
Надо же, я былу верен, что это не вы. Как я мог ошибиться?
Sen olmadığından emindim, ama yanılmışım.
Приди же ко мне, приди! Я буду верен тебе! И мы вдвоём... "
" I will be true to thee
- " верен, ты не испугаешьс €.
- Herhalde denemeye korkmuyorsundur.
" верен, что ты получишь от него награду.
Ödülünü almayı ihmal etme.
Пока мистер Хой жив, я буду верен ему.
Bay Hoi hayattayken olmaz.
Я восхищаюсь тобой за то что ты верен своей жене.
Sana saygı duyuyorum karına sadık kaldığın için.
Но тот, Кид, он просто мальчик, а другой Вилл, такой славный, жене своей верен....
O Kid dünkü çocuk. Öbürü, Will, hani iyi kalplisi. Karısına sadık filan...
Я говорю не о клочке бумаги. Я говорю о моменте невыносимого счастья... от возможности доказать себе, что я верен своему делу и хорошо его знаю.
Ben kâğıt üzerindeki şeylerden bahsetmiyorum bana mutluluk veren anlardan bahsediyorum bu işi hakkıyla yapabildiğimi kanıtlayabileceğim anlardan.
Я тоже буду вам верен.
Ben de sadık kalacağım.
.. Я прикинул, если он останется верен себе он попытается помешать нам где-то ещё.
Bize zarar vermeye çalışacağı yer orası değil.
Мистер Ротстин верен себе.
Bay Rothstein çok tipik bir davranış sergilemektedir.
Как говорил Гамлет, "Будь верен самому себе".
Aynen Hamlet'in dediği gibi "Önce kendine dürüst ol."
Я верен всем, кого люблю.
Ne demek istedin?
Он верен себе.
Şuna bak.