Все не так уж плохо translate Turkish
297 parallel translation
Все не так уж плохо.
O kadar da belirgin değil. Ama bak!
Все не так уж плохо, Барт.
O kadar da kötü olmayacak.
Все не так уж плохо. Перестань, все будет хорошо.
Hey, bu o kadar kötü değil.
Все не так уж плохо.
Aslında çok da kötü değil.
У меня тут под рукой капли для глаз - все не так уж плохо.
Yanımda biraz göz damlası olunca o kadar da kötü olmuyor.
Ну же, не вешай нос, все не так уж плохо.
Ah, hadi ama. Neşelen. O kadar da kötü değil.
Все не так уж плохо.
Adamım, o kadar da kötü değil.
Не так уж всё и плохо.
O kadar da kötü değil.
Быть может, когда доберемся до места - найдем работу. А может, и кусок хорошей земли у воды, все будет не так уж и плохо.
Oraya gidip iş bulunca, belki kendimize su yakınında, çalışacak topraklar alabiliriz, fena olmayabilir.
Вот вымоем все как следует, и будет не так уж и плохо.
Temizledikten sonra fena olmaz.
Всё не так уж плохо.
Çok da kötü değilmiş.
Да ладно, всё было не так уж и плохо.
- Yapmayın. O kadar da kötü değildi.
Не так уж все и плохо.
- Çok kötü görünmüyor.
Значит, не так уж все плохо.
İşte şimdi rahatladım.
Все не так уж и плохо.
Hiç fena bir anlaşma değil.
Всё не так уж плохо, серьёзно.
O kadar önemli değil, gerçekten.
Не всё так уж плохо, Пол.
Aslında göründüğü kadar kötü değiller.
Всё не так уж плохо.
- O kadar da kötü sayılmaz.
Всё было не так уж плохо.
Çok kötü değildi.
Сначала вы кажетесь страшной. Но потом я подумал, что не все так уж плохо.
İlk gördüğümde korkmuştum, ama düşününce o kadar kötü değilmiş.
Всё не так уж и плохо.
O kadar da kötü değil.
В конце концов, всё получилось не так уж и плохо для меня.
İyi şovdu. Sonuç olarak, işler benim için pek de fena sonuçlanmadı.
Возможно все будет не так уж плохо.
O kadar kötü olmayabilir.
И, словно всё было не так уж плохо, появился Пискано, помощник босса из Канзас Сити.
İşler yeterince kötü değilmiş gibi, Kansas'ın şefi Piscano devreye girdi.
Ну, я уверена, что все не так уж и плохо.
Oh, eminim o kadar kötü değildir.
Учитывая то, что мы думали несколько часов назад, не так уж все и плохо, не так ли?
Ama birkaç saat öncesine kıyasla durumumuz kötü sayılmaz, değil mi?
А всё не так уж и плохо!
Bu iyi gözüküyor!
- Всё не так уж плохо.
— O kadar da kötü değil.
- С другой стороны, может покалечить его было бы всё-таки не так уж плохо...
Diğer taraftan belki de onu yaralama fikri o kadar da kötü değilmiş.
Все не так уж и плохо, Тед.
O kadar da kötü değil Ted.
Все не так уж и плохо, Тед.
Çok da kötü değil, Ted.
Не так уж всё плохо.
O kadar da kötü değildi.
- Не так уж всё плохо.
- O kadar da kötü değil.
Не так уж всё и плохо.
Çok kötü değil.
Возможно всё будет не так уж плохо.
Belki o kadar kötü değildir.
Фрейзер, всё не так уж и плохо.
O kadar da kötü değil Frasier.
Всё не так уж плохо, как выглядит. Это предосторожность.
O kadar da kötü görünmüyor.
Когда я с тобой разговариваю, все кажется не так уж плохо.
Seninle konuştuğumda, işler o kadar da kötü gözükmüyor.
Все складывается не так уж плохо.
Beni dikkatle dinleyin. Her şey aleyhimize işliyor.
Не так уж всё плохо.
Hoş olmadı, neyse...
Может быть, нам обоим все приснилось и это было не так уж плохо?
Belki ikimizde hayal gördük ve bu o kadar da kötü değildi.
Не волнуйтесь, Иван Фёдорович, всё не так уж и плохо.
Hiç iyi değil, Ivan Thedorovitch, Hiç iyi değil.
Всё было не так уж и плохо.
Eh, adam o kadar da kötü değildi.
Я думал, что ненавижу здоровый образ жизни, но всё не так уж и плохо.
Sağlıklı yaşamdan nefret ederim sanıyordum ama o kadar kötü değilmiş.
Не так уж всё плохо, знаешь-ли.
Hayır o kadar da kötü değil.
Все не так уж и плохо. Я похожа на гермафродита!
Ross, insan müsveddesiyim ben!
Я уверена, что с подачей кислорода всё в порядке. Так что, не так уж всё и плохо.
Oksijen sağlayabileceğimden oldukça eminim durumumuz o kadar kötü değil.
Может всё не так уж плохо. Она подарила ему часы.
Belki de işler kötü gitmiyordur.
Всё не так уж плохо.
O kadar da kötü değil.
Все не так уж и плохо...
Yani o kadar da kötü değildi- -
Всё не так уж плохо.
O kadar kötü değil.