Вы сердитесь translate Turkish
122 parallel translation
Вы сердитесь на меня за то, что я попросила вас о встрече?
Seninle buluşmak istediğimi söylediğim için kızgın mısın bana?
Я так боялась, что вы сердитесь на меня за то, что я сказала.
Belki de o korkunç kadının sözlerini tekrar ettiğim için kızmışsındır...
- Вы сердитесь, да?
- Kızgınsınız, değil mi? - Evet, kızgınım.
Вы сердитесь на меня?
Kızgın mısın?
- Вы сердитесь?
Biraz sinirli misin?
- Вы сердитесь на то, что я привела вас сюда?
- Seni buraya getirdim diye mi?
Мне не нравится, когда вы сердитесь.
Kızgın olmanızdan hoşlanmıyorum.
Вы сердитесь.
Kızgınsın.
Вы сердитесь?
Kızıyor musun? Bana mı? Ha anladım.
Вы отвратительны, когда вы сердитесь.
Kızınca çirkin oluyorsunuz.
Почему вы сердитесь на меня?
Niye bana bu kadar kızıyorsunuz?
- Вы сердитесь?
Kızgın mısın?
Я могу понять, почему вы сердитесь.
Neden kızgın olduğunu anlayabilirim.
Если вы сердитесь потому, что тот, кого вы любите, любит кого-то больше вас я понимаю это лучше, чем вы думаете.
Sevdiğiniz insan, bir başkasını birazcık daha fazla seviyor diye kızmak istiyorsanız, bunu tahmin edebileceğinizden daha iyi anlıyorum.
Я понимаю, вы сердитесь, но нам нужно оставить это в прошлом.
Kızgın olduğunu biliyorum, ama bunu geride bırakmamız gerekiyor.
Что, теперь вы сердитесь?
Ne oldu? Deli misiniz?
- Вы сердитесь, что я не хочу остаться.
- Kalmadığım için bana kızgınsınız. - Hayır.
Я думал, что вы сердитесь.
Kızgın olduğunu sanıyordum.
Вы на меня не сердитесь?
Bana kızgın mısın?
Вы ведь не сердитесь на Мамушку?
Bunu, bana karşı kullanmazsınız, değil mi?
- Спасибо. - Надеюсь, вы не сердитесь.
- Umarım beni bağışlarsınız.
Надеюсь, вы не сердитесь, просто я подумал...
- Umarım bağışlarsınız ama düşündüm de...
Надеюсь, вы не сердитесь.
Umarım beni bağışlarsın.
Почему? - Вы на меня не сердитесь?
- Bana kızgın değil misiniz?
- Вы не сердитесь на меня?
Bana kızmadın değil mi?
- Вы не сердитесь?
Kizmadin sen, yoksa
Вы не сердитесь на меня, за то, что я сказал на трибунале7
Mahkemede söylediklerim için bana kızmadın mı?
- Вы на меня не сердитесь?
- Bana kızmadınız, değil mi?
Алеша, вы только не сердитесь.
Alyoşa, kızmazsanız bir şey söyleyeceğim.
Только вы не сердитесь.
Kızmayın n'olur!
Вы всё ещё сердитесь на нас?
Yoksa hâlâ kızgın mısın?
– А вы на меня не сердитесь?
- Sen değil misin? - Çok gaddarsın.
Когда вы не ответили на письмо, мы испугались, что вы всё ещё сердитесь на Ло, за то, что она убежала из дома.
Mektuba cevap gelmeyince, evden kaçtığı için... Lo'ya hala kızgın olduğunuzu düşünmüştük.
- Вы прекрасны, даже когда сердитесь.
Aşık bir kadın olamam! - Huyunuzu sevdim.
Вы не сердитесь на меня?
- Hayır, bayım, ben... Bayım değil, Louis.
- Вы прекрасны, когда сердитесь.
- Kızdığın zaman çok tatlı oluyorsun.
- Вы на меня сердитесь?
- Öyle olsun.
Вы не сердитесь, что я так сказал?
Sizi gücendirdim mi?
Вы до сих пор сердитесь на отца?
Babana hâlâ kızgın mısın?
- Вы на него не сердитесь?
- Yoksa ona kızdın mı?
- Вы сказали что не сердитесь.
- Kızgın değilim demiştiniz.
Вы ведь не сердитесь на меня?
Bana kızdınız mı?
Я хочу Я надеюсь, вы не сердитесь.
Mesele... Mesele sadece... Kızmayacağınızı umuyorum ama...
Вы, кажется, сердитесь.
Rahatsız olmuş gibisiniz. Sizi artık sevmediğimi mi düşünüyorsunuz?
Вы не сердитесь, что я принес Мефисто?
Mefisto'yu getirdim diye bana kızmadın, değil mi?
Вы даже красивей, когда сердитесь.
Kızgınken daha bile güzelsin, biliyor musun?
Вы не сердитесь наменя?
Bana dargın değil misin?
Да. Вы все еще сердитесь?
- Ona hâlâ kızgın mısın?
Я не собираюсь. Вы на меня не сердитесь?
Ben gelmesem kızmazsın ya?
- Вы сердитесь на меня?
- Kiziyor musunuz bana?
Да не сердитесь вы
Sadece merhaba demeye geldim.