Гаснет translate Turkish
98 parallel translation
Встанешь на собрании, вякнешь чего - гаснет свет, и тебя как не было.
Toplantıda bir şey söylemeye kalkarsan birden ışıklar söner, kendini dışarıda bulursun.
Видите огонек, который загорается и гаснет... в одном и том же месте там, в поле?
Şu ileride yanıp sönen ışık nedir?
При достаточно высокой гравитации звезда гаснет и исчезает из нашей вселенной, оставляя только свою гравитацию.
Yeteri kadar yüksek yoğunluğa ulaşmış yıldızlar sönükleşir ve.. ... arkalarında sadece kendi çekim kuvvetlerini bırakarak evrende yok olurlar.
– Инди, факел гаснет!
- Indy, meşale sönüyor!
Свет, что ярко горит, быстро гаснет.
Iki kat isik veren ates, normalin yarisi kadar dayanir.
Так происходит, когда Летающий камень соприкасается с воздухом. Он гаснет и становится обычным камнем.
İşte böyle oluyor kaldırtaş hava ile temas ettiğinde Soluyor ve sade bir taşa dönüşüyor.
Что, если бы свет пропадал мгновенно, вроде того, как гаснет свеча, например, вот сейчас мы едем, вокруг светло и всё видно, и вдруг - бум!
Demek istediğim, ya tıpkı bir mum gibi aniden sönseydi? Yani, şu anda atlarımızı sürerken her şeyi, birbirimizi görebiliyoruz...
- Огонь гаснет.
- Alev almadı.
Любой из Вас, кто потерял родителя, знает как это больно видеть как жизнь Вашей матери или Вашего отца гаснет.
Anne ya da babasını kaybedenleriniz, bilir. Hayatlarının eriyişini görmek çok acı verir.
О, у вас тоже гаснет?
Hey, bende de aynısından var.
Художник загорается на мгновение, а затем гаснет, как фосфорный порошок.
Bir ressam bir anlığına ışıldar, ve sonra bir fosfor kıvılcımı gibi söner.
Так же возможно, как и то, что если свет гаснет, то навсегда.
Ayrıca, ışık sönünce, sonsuza kadar sönük kalıyor da olabilir.
Её свет гаснет.
Işığı soluklaşıyor.
У нас вдобавок гаснет пламя со стороны правого борта.
Sağ taraftaki jet motoru da arızalandı.
Когда огонек гаснет, они умирают
Ve ışık ne zaman söner, o vakit onların da ömrü sona erer.
Ты такой, какой есть, ты чувствуешь, что еще полон сил, ведь так? Мы все, наверное, чувствуем этот огонь внутри но не даем ему выйти, и он гаснет сам собой.
Ama senin kişiliğin, bir parçan o kadar hayat dolu ki hepimizin içinde o his, o ateş vardır ama genelde onu kullanacak fırsatımız olmaz, ve sonra da o hissi yitiririz.
Гаснет свет.
Işıklar söndü.
Он гаснет, так и надо?
Sönüyor. Sorun mu var?
Ианто, у нас опять гаснет свет.
Ianto, farklı bir seviyede karanlıktayız.
Лампочка гаснет
Isik sonuyor.
Потом свет гаснет, и мы в последний раз слышим внутренний монолог месье Л :
Sonra sahne kararır. Ve son kez Bay L'nin iç sesi duyulur :
Наше светило гаснет.
Yıldızımız ölüyor.
КАЖДОМУ СВОЕ КИНО или те острые ощущения, которые охватывает Вас когда гаснет свет и начинается кино
HERKESİN KENDİ SİNEMASI ya da ışıkların sönüp filmin başlamasının heyecanı
Гонзик, если пламя гаснет, быстро уходи, потому что бурчак сжигает кислород, и ты можешь задохнуться.
Johnny, eğer ateş azalıp hemen sönüyorsa, taze şarap bütün oksijeni emiyor demektir, ve boğulabilirsin.
Ты переключаешь выключатель, лампочка гаснет, а потом ты тонешь.
Düğmeyi kapatıyorsun, ışıklar sönüyor. Ve sen boğuluyorsun.
Ага, играешь в шахматы и тут вдруг гаснет свет в твоих глазах.
Bir de satranç turnuvasını hava kararmadan bitirseniz iyi olur.
Дети успокоились, это как огонь полностью гаснет.
Çocuklar aşırı rahat davranıyor. Sanki, bütün heyecanları bitmiş.
Свет гаснет, и все.
Işıklar söner, oraya kadardır.
Свет гаснет, он выходит на сцену, выплевывает сигарету и ударяет по басам...
Işıklar sönüp Motörhead sahneye çıktığında sigarasını atar ve bas gitarına sarılır.
— вет гаснет... "вот что дальше : этот падает, а этот отходит." то там про охранника?
Işıklar kapanıyor, geri geldiklerinde yakınlaşmış, ama uzaklaşıyor.
Огонь гаснет без ущерба для хранимого внутри.
Alev sönüyor, içeride zarar kalmıyor.
Гаснет свет - непрерывный огонь.
Işıklar söndüğü anda aralıksız ateş edin.
И у меня есть причиньi верить, что она ваша - когда я рассказьiваю ей о своих горестях, она гаснет.
O yıldızın size ait olduğundan eminim. Yalnızca kalbimi kıran konulardan bahsetmem gerektiğinde yıldız sönüp gidiyor.
Огонь гаснет.
Ateş azalıyordu.
Я смотрю, мысль потихоньку гаснет в твоих глазах.
Gözlerinde giderek küçüldüğünü görüyorum.
Затем упругая грудь, упругая грудь, упругая грудь, замедленная съемка, в кадре упругая грудь, посасывание соска, обычная скорость, упругая грудь, шлеп по жопе, шлеп по жопе, шлеп по жопе, затем легкий порыв ветра, гаснет свеча.
Sonra göğüsleri hoplatacağız, hoplatacağız, hoplatacağız. Yavaş çekimde, göğüsler hoplatılacak, göğüs uçları yalanacak normal çekimde göğüsler hoplatılacak kıça şaplak atılacak, şap, şap, şap sonra rüzgâr esip, mum sönecek ve çekim bitecek. Ne düşünüyorsun?
Огонь гаснет. Пожалуйста?
Lütfen!
- Свет гаснет.
- Işıklar söner.
Все взоры обращены на стартовый светофор, и вот он гаснет - и гонка началась.
Başlar aşağı ışıklar hazır Çıkış yaptıkları andan itibaren yarış başlamış olacak
А когда гаснет красный свет, никто не оглядывается назад.
Ve kırmızı ışıklar söndüğünde kimse ardına bakmaz.
Не бойся, просто свет гаснет.
Endişelenme,... sadece ışıklar gidiyor.
Гаснет свет...
Işıklar söndüğünde...
Гаснет огонь, но разжигаются страсти.
Şenlik ateşi söndükten sonra her şey ısınmaya başlar.
Когда гаснет свет, мы все равны.
Işıklar kapandığında hepimiz aynı görünürüz.
Так вот, даже глядя на смерть животного, можно поймать тот момент, когда свет гаснет в его глазах.
Aklına bile gelmezdi, ama hayvanda bile gözlerindeki canlılık gittiğindeki anı görebilirsin.
Падающая звезда гаснет за секунду, но... разве ты не был рад увидеть ее?
Kayan bir yıldızın ömrü sadece birkaç saniyedir ama gördüğüne yine de sevinmez misin?
Он гаснет...
Söndü.
Свет гаснет.
Işıklar kapandı.
"Свет гаснет".
"Işıklar sönüyor." Sonra bilgisayar gezegeni mühürlemiş.
Всё время гаснет.
- Tamam, işte bu.
Свет гаснет.
Onların konusu bir tarih öğretmenini konu ediniyordu.