English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Г ] / Гниёт

Гниёт translate Turkish

150 parallel translation
Подумайте о тех, кто заживо гниёт в этом земном аду!
O cehennem yerde çürüyenleri düşün!
При этом кожа их... гниёт и отпадает, а во чреве бушует огонь, пожирающий лопающиеся кишки!
Derileri pul pul dökülür ve çürür. Bir ateş topu feryat eden bağırsaklarında döner.
Когда плоть гниёт, даже если это твоя рука, — следует отсечь её!
Et çürüdüğü zaman kendi etimiz bile olsa... onu kesip atmalısın! Durun, lordum!
Гниёт ил он где-нибудь в земле, или может он на небесах... тусуется с Джимми и Дженис.
Toprağın altında bir yerlerde çürüyor mu ya da belki cennette Jimi ve Janis'le parti yapıyordur.
Поэтому вчера я пошёл в холмы, но запах преследовал меня и там, как будто моя... плоть гниёт.
O yüzden, dün gece tepeye çıktım, ama koku beni takip etti. Sanki etlerim çürüyormuş gibiydi.
Ничего не гниёт, преподобный.
Etlerin çürümüyor papaz efendi.
Пока дело не разрешится, пусть гниёт с бродягами.
Yabancılarla çürümesi umurumda bile değil.
Пока мой сын гниёт под землёй она продолжает жить.
Oğlum yer altında çürürken o hayatta mı kalacak? Bunu kabul edemem Bernard.
Если Гретар был похоронен здесь в 70-е и с тех пор так и гниёт в дерьме своего дружка Хольберга, не думаешь ли ты, что он и до завтра никуда не денется?
Gretar 70'lerde buraya gömülmüş o gün bugündür dostu Holberg'in pisliğinde çürüyorsa sence herif yarın yine de gelir mi?
На лицо симптом прогрессирующей гангрены, эпидермис гниёт.
Bunu görüyor musun? Bu, kangren ve üstderiye ait çürüklerin ileri seviyede olduğunu gösterir.
Гниёт потихоньку на полу в хижине с Анной.
- Komadaki kız mı?
Дерево гниёт так медленно...
Yavaş yavaş çürüyen bir ağaç.
Он гниёт.
Çürümüş.
Все тело гниет.
Tüm bedenim çürüyor.
Я говорила тебе, что муж этой женщины гниет где-то... в какой-то Швейцарской клинике.
Sana söyledim, kadının kocası İsviçre'de bir klinikte ölümle pençeleşiyor.
У меня спаржа гниет.
Elimdeki bütün kuşkonmazlar çürümek üzere.
Ты опоздал, спаржа гниет, а теперь еще и спичек просишь?
Geç gelip kuşkonmazları çürütüyorsun, bir de benden kibrit mi istiyorsun?
Пусть гниет.
Bırak çürüsün.
Но если мы много работаем, наша плоть и кровь гниет.
Fakat eğer çok çalışırsak, soyumuz çürüyecek.
Она гниёт, спадает с меня клочьями.
Çürüyor, parçalara ayrılıyor.
Дерево разбухает, гниет, рассыхается.
Ahşap genişler, çürür ve kurur.
Пусть гниет здесь!
Bırak çürümüş, adamım!
гниет.
Ruh için bir sürü zamanımız olacak.
Все смотрят не в ту сторону,... пока наша страна гниет изнутри.
Cok sacma sizin o liberal zirvaliklariniz da... ayni seyin uzantisi. Ulke icerden cururken... herkes kafasini cevirip baska yone bakiyor.
Он гниёт и исчезает.
Çürür ve yokolur.
" Я шлю тебе яблоко, и оно гниет.
Sana elma gönderiyorum, çürüyor...
Рэчел не сказала бы тебе спасибо за то, что он гниет в углу только потому, что она больше не может на нем играть.
Rachel kendisi çalamadığı için o aletin de bir köşede paslanmasına izin vermene teşekkür etmezdi herhalde.
Даже сейчас она все еще гниет на колу позади имперского дворца.
Şu anda sarayın bahçesindeki mızrağın tepesinde çürüyor.
Почему я сразу не сказал им, что мой брат дебил. А отец гниет в навозной дыре, на Лолланде.
Kardeşimin dengesiz olduğunu ve babamın Lolland'da oturduğunu kendisine neden söylemedim ki?
Ато, что мой Милош в тюрьме гниет, тебе наплевать!
Ya Miloş hapishanede çürüyüp giderse!
Пусть гниет.
Bırak da çürüyüp gitsin.
Он гниет заживо.
Et yeme bozukluğu.
Мой научный проект в третьем классе был смотреть, как гниет банан!
Benim üçüncü sınıf fen projem bir muzun çürümesini izlemekti.
Моя сестра гниет в могиле.
Nasıl? Kız kardeşim hâlâ toprağın altında çürüyor.
Если мы посмотрим на необычное лицо самого Сталкера, мы увидим, что это лицо человека, облученного слишком большой дозой радиации, лицо, которое как бы гниет и распадается заживо.
Bunlar, birileri tarafından yanlış anlaşılmak, ya da rahatsız edici bir nokta görevi görmektir. Yani rahatsız edici lekelerdir.
У него теперь бедро гниет.
Bacağı devamlı aksayıp duruyor.
По хирургам ходили, по врачам ходили, - ни кто помочь не может, а у него бедро гниет...
Kimse bize derman bulamadı ve ayağı hala aksıyor.
Его кишечник гниет.
Bağırsakları çürüyor.
Оно гниет. Это губит наши растения.
Ve bitkilerimizi öldürüyor.
как будто что-то гниет.
birşeyler çürümüş gibi kokuyor.
Тело гниет, превращается в жижу,
Ceset çürür. Balçığa dönüşür.
Ќаверное, гниет.
Çürüdü herhalde.
Трегер, торговец оружием гниет в земле... Номер 11.
Trager, boka batmış bir adam 11 numaram.
Да, чей отец... гниет далеко отсюда в какой-то больнице для престарелых, где-то в Вирджинии, и почему?
Evet babasi Virginia'da bir yerde yaslilar evinde çürüyor, neden?
Еда гниет на полках супермаркетов.
Süpermarket raflarındaki yiyecekler bozulmaya başlayacaklardır.
"Ее отец старый глупец," "который гниет в тюрьме уже 20 лет".
"Onun babası 20 yıldır hayatını uzakta bir hapishanede çürüten yaşlı bir budala"?
Что по-прежнему гниет во Флите по незаконному приговору, направленному против гражданских свобод, кровавому, нечестному, варварскому и тираническому!
Yasadışı bir hükümle Fleet'te çürümeye terk edilmiş durumda. Kendisine özgürlük anlayışına aykırı bir şekilde gaddarca, ahlaksızca, vahşice ve zalimce davranılıyor!
Пока мир думает, что он гниет на столе - у коронера.
Herkes onu adli tıpta ölü olarak yatıyor biliyor.
Она гниет.
Kokmuş.
Так ты лучше будешь смотреть, как твой сын гниет в тюрьме, чем поможешь казнить убийцу детей?
Bir çocuk katilinin idam edilmesine yardım etmektense oğlunun hapishanede çürümesini tercih ediyorsun demek.
Без сомнения, гниет в том подземелье Морд-Сит, как мы говорим.
Biz burada konuşuyorken onun Mord'Sith zindanlarında çürüdüğüne hiç şüphe yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]