Гринго translate Turkish
269 parallel translation
Но для гринго тут хода нет.
Yerli olsaydım, bir kutu ayakkabı cilası alır... ve işe koyulurdum. Ama beyaz adama bunu yaptırmazlar.
Можешь клянчить у других гринго, или даже взламывать замки, но если попытаешься чистить обувь на улицах или разносить лимонад, тебя искалечат.
Başka bir beyaz adamdan dilenir, ya da hırsızlık yaparsın. Ama ayakkabı boyamayı denersen... ya da limonata satmaya çalışırsan, defterin dürülür.
Гринго никогда не умирают.
Bizi kullanmalarına daha fazla göz yummayacağız.
Так как Вы не гринго и не художник.
Bir Yanki ya da ressam olmadığım için neden zor olsun ki?
А кто сказал что он не гринго.
Belki o da bir Yanki'dir.
- Особенно у гринго.
- Özellikle yabancıları.
Год назад, эти люди сражались бы с федералами, а не с гринго.
Bir yıl önce, o adamlar haydut yerine, savaşan federal olabilirlerdi.
Определенно, нам повезло с этим гринго.
Bu yabancıyı bulduğumuz için çok şanslıyız.
Может быть гринго?
Belki bir yabancı?
- Гринго?
- Yabancı mı?
- Да, гринго.
- Evet, yabancı.
Спрошу у гринго, возьмёт ли он тебя.
Sen çok akıllı bir gensin, sırf ödül için seni sağ bırakacağımı düşünüyorsun.
- Гринго, который остановил поезд.
- Bizim için treni durduran yabancı. Güzel iş becermiş.
- Что ты за гринго, англичанин?
- Nerelisin sen yabancı, İngiliz misin?
- Этот гринго с нами.
- O bir Gringo, bizimle beraber.
- В чём дело, Гринго?
- Neyin var gringo? Hiç!
Спроси у Гринго!
Gringo'ya sor.
Гринго, ты едешь?
Geliyor musun?
Не уверен, что Гринго и остальные найдут его.
Genç ve diğerlerinin ona ulaşabileceğini sanmıyorum.
Гринго, пулемёт!
Genç, makineli tüfek!
Стреляй, Гринго!
Ateşle şunu genç. İşte böyle. Ateş ediyoruz.
Подожди, Гринго, я иду туда.
Koru beni genç. Oraya gidiyorum.
- Ты взял, Гринго?
Sen almadın değil mi genç?
Этот гринго - мой друг.
Sen! O Gringo benim arkadaşım.
- Что этот гринго о себе возомнил!
- Kendini kim sanıyor bu gringo? - Bunlar hep böyledir.
Я не гринго.
- Ben gringo değilim.
Никогда не пойму этих гринго, никогда.
Bu gringoları hiç anlayamayacağım, hiç.
- эй, гринго.
Hey, gringo.
Ладно тебе, гринго, не убивай меня.
Ne olur gringo, öldürme beni!
- Никаких гринго?
Hiç Amerikalı yok mu?
Гринго взяли поезд!
Gringolar trene saldırmışlar.
Убеди гринго отдать оружие.
Silahları size vermeleri için gringoları ikna et.
Очень умно для вас, чертовы гринго.
Sizin gibi lanet gringolar için çok zekice!
- Чертовы гринго!
Lanet gringolar!
- Ты все чертовски хорошо продумал, гринго.
Güzel ayarlama yapmışsın, ha?
- Гринго, раз сражаешься с генералом...
Gringo, Mapache'nin yanında savaş....
Убери пушку, гринго.
Silahını bırak gringo.
Это все гринго, синьор.
Bir gringo vardı, senyor.
Эти гринго, сволочи, хотят спать с нашими женами, хотят спать...
Gringo kadınımı kaşar sandı. Ona yanaştı senyor ve yatmak...
Вся эта мерзкая история - просто шутка, которую индейцы со мной сыграли, чтобы выставить гринго дураком!
Bütün bu lanet iş koca bir şaka. Yerliler, gringo ile dalga geçmek için bana bir oyun oynadı!
Сеньор, буйнос диас. ХУАН : Что тебе надо, гринго?
Ne istiyorsun, yabancı?
ХУАН : Вайуа Кон Диас, гринго.
- Vaya con dios, yabancı.
Я Великий Корнхолио, я Гринго.
Ben muhteşem Cornholio'yum. Ben gringoyum.
- Потому что он - гринго, да?
Gringo olduğu için mi?
Он хотел убить Гринго.
Guapo neredeyse genç'i öldürecekti.
А Гринго... он... он мой друг!
Genç ise... benim arkadaşımdır.
Ты же гринго.
Ne de olsa sen bir gringo'sun.
- Стреляй, Гринго!
- Sakin ol.
Они убивают любого гринго, которого видят на своем пути.
Buldukları her gringoyu öldürürler.
Никого не было, кроме этого гринго...
- O, benim...
Эмильяно не предает, гринго.
Emeliano ihanet etmez, gringo!