Гуляли translate Turkish
274 parallel translation
- Где вы гуляли?
- Nerede yürüdün?
Однажды мы гуляли по голливудским холмам.
Bir gece beraber Hollywood'daki tepelerden birine gittik.
Вы давно не гуляли вместе.
Evet, ikiniz uzun zamandır dışarı çıkmadınız.
- Гуляли с ней.
- Hala bir çocuk ama. Çocuk ama gene de onu yanına alıp her türden yerlere gidiyorsunuz.
Иногда, чтобы немного развеяться, мы гуляли вокруг спящей студии.
Bazen hikayede takılınca, boş stüdyoda gezintiye çıkardık.
Мы гуляли, должно быть, несколько часов, и ее настроение медленно менялось.
Saatlerce yürümüş olmalıyız, sonra yavaş yavaş havası değişti.
Когда мы выходили, мы долго гуляли.
Evden ayrıldıktan sonra, uzunca bir süre yürüdük.
Мы гуляли у реки.
Nehir kenarında yürüyüşe çıkmıştık,..
О, мы гуляли с ним, разговаривали... и прежде чем расстаться, он... заключил меня в объятья... и потом я проснулась.
Birlikte yürüdük, konuştuk, ve ayrılmadan önce beni kollarına aldı ve sonra da uyandım.
- Мы никогда с ним не гуляли.
- Bizi hiçbir yere götürmez.
Ой, пили и гуляли, и колядовали с парнями.
Yedik, içtik, eğlendik keyfimiz kıyak mı kıyaktı.
Я и Паршивец, мы с ним немного гуляли по парку.
Pis-Köpükle parkta yürüyorduk.
"Мы гуляли в лесу, вы остановили меня, придержав за ремень..."
"Ormanda yürüyüşe çıkmıştık." "Durmuş ve kemerimden tutmuştun."
Как гуляли мы с тобой,
Seninle nasıl gezdiğimizi.
Что случилось потом? Мы гуляли...
Biz... siste yürüyorduk.
Гуляли, сударь, аж до вторых петухов. А пьянство, как известно, до трех вещей доводит.
İkinci horoza kadar alem yaptık ve içki, efendim, üç şeye yol açar.
Помнишь, мы гуляли по вечерам, когда были маленькими? Однажды мы чего-то испугались и крепко обняли друг друга.
Hatırlar mısın, oyun oynarken akşam olurdu ve çok korkardık ve birbirimize yaklaşıp sarılırdık.
Мы с ней гуляли, а потом вернулись.
Biraz yürüdük ve geri döndük.
- Мы гуляли и он упал.
Yürüyorduk... v-ve o düştü.
Мы гуляли до десяти часов.
Yaz sevdası, pek anlamsız
Когда я был маленьким мы с отцом подолгу гуляли.
Çocukken ben ve babam uzun yürüyüşlere çıkardık.
Был бы я на его месте, я бы отвёз вас на какой-нибудь маленький остров, гуляли бы возле моря, пели шлягеры.
Onun yerinde olsam, seni küçük bir adaya götürürdüm, sahilde yürürdük, şarkılar söylerdik...
Как гуляли!
Beraber takılırdık!
Мы гуляли по каменным скалам как греки из древних времен.
Kayaların üzerinde Antik çağdaki Yunanlılar gibi yürüdük
- Не мучайтесь. Вы гуляли вокруг ее дома.
Siz etrafta dolaşırken ben de oradaydım.
- А пока Вы гуляли, Вы никого не встретили?
Yürürken biriyle karşılaştınız mı?
А когда мы гуляли по прерии, мы встретили небольшое стадо бизонов.
Bir gün bozkırda yürürken, küçük bir bufalo sürüsünü ürküttük.
- A ceгодня мы гуляли допозднa.
Bu gece de geç çıktık.
Да, мы с ним гуляли, но это было несколько месяцев назад.
Nişanlım. Kayıp oldu. Onu tanıyor musunuz?
Вы не гуляли на стороне, когда были женаты, Ник?
Karını hiç aldatmadın mı?
Гуляли по лесу, потом сидели у камина..
- Ormanda yürüdük. - Şömine başında oturduk.
Агентов обвинили в том, что накануне они всю ночь гуляли.
Bütün ajanları olaydan bir gece evvel alkol aldıkları için eleştirdiler.
Лето давно минуло, мы с тобой одни сидим на пляже, где когда-то гуляли,..
# Uzun bir yaz... İkimiz başbaşa.... # sahilde otursak ve birlikte yürüsek...
Послушайте, офицер, мы с братом просто гуляли по лесу и наткнулись на мёртвого Роми.
Bakın polis bey, Romey'yi ormanda yürürken bulduk. - Hepsi bu.
Один из последних раз, когда мы гуляли с тобой... ты подбежал к какой-то старушке... и стал сверлить ей мозг насчет ее духовной жизни... а она испугалась, и грозила вызвать полицию.
En sonunculardan birinde, seninle beraber dışarı çıkmıştık, geziniyorduk ve sen yaşlı bir kadının yanına gidip onun manevi hayatı hakkında beynini yemeye başlamıştın. Kadın öyle korkup tehdit altında hissetti ki polisi aradı.
Мы гуляли всю ночь, Дженни и я, просто разговаривали.
Ben de Forrest. Jenny ve ben tüm gece dolaştık ve hep konuştuk.
Каждый день мы гуляли, и я болтал, как мартышка на дереве, а она слушала о креветках, о пинг-понге и о том, как моя мама отправилась на небеса.
Her gün yürürdük ve ben ağaçtaki bir maymun gibi hızlı konuşurdum ve o da pin pon, karides ve annemin cennete gidişi hakkında anlattıklarımı dinlerdi.
Мь просто гуляли вдоль реки.
- Sadece nehir kıyısında yürüyüş yapıyorduk.
Мы гуляли с ней.
Göl kenarında dağa tırmanıyorduk.
Слушай. Сегодня мы гуляли по парку.
Dinle, bugün parktaydık.
Какие-то дети гуляли по холмам.
Tepeye çıkan birkaç çocuğu takip ediyordum.
Мы часами гуляли, разговаривали. Иногда, но только иногда, после бокала вина... ... мы даже целовались.
Saatler boyunca durmadan yürür konuşur ve bazen de bazen, bir şişe şarabın ardından onunla öpüşürdük.
Мы гуляли у озера рука об руку...
Göl kenarında el ele yürümüştük.
Коровы слишком долго гуляли на свежем воздухе?
İnekler zamanlarının çoğunu dışarda geçirmiyor mu?
После закрытия кафе они долго гуляли и разговаривали.
Caz kulübü kapandıktan sonra yürüyüp uzun uzun konuştular.
Перед смертью моей мамы мы часто приходили сюда и долго гуляли ночью.
Ölmeden önce annem ve ben, burada..... uzun gece yürüyüşlerine çıkardık.
Дэвида и эту женщину они гуляли в парке.
David ve o kadın parka doğru yürüyorlardı.
Прошло много времени с тех пор, как мы гуляли вместе.
Uzun zaman oldu. Buradan birlikte yürüyüşümüzden bu yana.
Что бы мы ни делали - гуляли, смотрели кино лежали в постели, смотря телевизор, - я всегда держал ее за руку.
Yürürken film izlerken, hep elini tutardım.
Мы гуляли по парку а вокруг никого не было, и...
Parkın etrafında geziyorduk ve etrafta kimse yoktu, böylece...
Мамочка, покажите, как вы гуляли.
Lütfen yürü anne.