English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Д ] / Даров

Даров translate Turkish

87 parallel translation
Ты знаешь историю итальянских соусов? Которые, предлагали в качестве даров Кунзаго.
İtalyan soslarının hikâyesini biliyor musun Gonzagas'ın hediye olarak sunduğu soslar?
Любой из вас даров иметь достоин много -
Krallığı kurtaramayacak bir taneniz bile yok
Я прошу прощения. Мы добыли пледы для праздника подношения даров.
Özür dilerim.Kış festivali için birkaç battaniye almamız gerekti
Господи, прежде чем снять фольгу с твоих даров мы просим, чтобы ты присмотрел за Тимми О'Тулом, упавшим в колодец.
Yüce Tanrım, cömertliğin için sana şükranlarımızı sunarken... merhametini kuyuya düşen Timmy O'Toole`dan esirgememeni diliyoruz.
Господи, я не достоин даров твоих.
Tanrım, sana layık değilim.
Они были поставщиками на банкете даров моря, когда Корнелл пришёл в ярость потому что Тайлер заказал махи-махи вместо ахи.
Bir davete deniz mahsulleri veriyorlarmış. Tyler, Ahi yerine Mahi Mahi siparişi verince'Cornell'in tepesi atmış.
Моей дорогой Саре принёс я 12 даров.
Bu sana, güzel Sara'm. Sana 12 Noel hediyesi getirdim.
Но не взирая, на то сколько у тебя экстраординарных даров ты не сможешь это изменить.
Ama kaç tane olağanüstü yeteneğin olursa olsun bunu asla değiştiremezsin.
Вы никогда не видели таких свежих даров моря.
Bu kadar taze bir deniz yemeği göremezsiniz.
есть немного даров в этой жизни, но это - один из них.
Hayatta kesin olan çok az şey vardır, ama inan, bu onlardan biri.
Это потому что у Эрика не было моих двух сильнейших даров.
Çünkü Eric en büyük iki gücüme sahip olamadı.
Билл был прав. На этот городок поток даров с небес никогда не изливался.
Kasabaya gökten hediye yağmadığını ima ederken Bill haklı olabilirdi.
Думаешь, судьба превратила нас в богов, чтобы мы отказались от ее даров?
Sence kader armağanını reddetmemiz için mi bizi tanrılara çevirdi?
"Шестифутовый ящик был полон даров моря, подрагивавших на ледяном дне".
Deniz mahsulleriyle dolu iki metrelik kutunun içindeki ıstakozlar buzdan bir yatağın üstünde yüzüyorlardı.
Но вскоре вспомнила, что надо всегда опасаться посетителей, приносящих корзины даров.
Fakat sonra hatırladı ki ziyaretçilerden uzak durmalıydı... özellikle bir sepet hediyeyle gelenlerden.
И, разгневавшись, он отнял у нас драгоценнейший из даров своих!
Öfkesiyle bize verdiği en kıymetli hazineyi aldı.
- Даров.
- Merhaba.
- В качестве закуски у нас есть тарелка "Даров моря".
Deniz ürünleri tabağını önerebilir miyim? Evet?
Даров.
- Merhaba.
Даров! Рики.
Ricky.
То есть они не придут ко мне позже, ожидая новых даров?
Biz tek bir ağızdan konuşuruz. Yani, daha sonra bana gelip de, kendi hediyelerinin beklentisinde olmayacaklar.
В эпоху, когда мораль мертва они не испытали бы стыда по отношению к своим возлюбленным, которые подарили бы им волшебные моменты, будто стараясь победить хрупкость чувств прочностью даров. "
O ahlak seviyesi düşük zamanlarda, onlara unutulmaz anlar yaşatan metreslerinden bile hiç utanç duymazlardı. saygın hediyelerle kırılgan hisleri fethedilmiş gibi davranırlardı.
Они дали нам множество невероятных даров, щедрые урожаи, наставления, и, самое невероятное из всего, волшебное исцеление.
Bize pekçok armağan vermişlerdi : Cömert hasatlar, manevi yol göstericilik ve en etkileyicisi, sihirle iyileştirme.
Она отказалась от моих даров, отвергла наш клан.
Armağanlarımı reddetti klanımızı geri çevirdi.
Даров чувачок.
Bu kankayla tanışayım.
Даров.
N'aber?
Они были рады пробуждению даров.
Yeteneklerinin uyanışını karşıladılar.
И если я пойду, вы остановите поток своих звонков и даров.
Ama bunu yaparsam uygunsuz hediye ve davranışlarına son vereceksin.
Это знак даров смерти, конечно.
Bunlar Ölüm Yadigarları'nın işareti tabii ki.
Даров смерти.
Ölüm Yadigarları.
- -и его братья, Кадм и Антиох, считаются первыми владельцами даров смерти, и, соответственно героями этой сказки.
... ve kardeşleri Cadmus ve Antioch'un Yadigarların ilk sahipleri oldukları düşünülüyor. Bu yüzden hikayeye ilham verdikleri sanılıyor.
Время для даров не настало.
Hediyeler için erken.
Ну брось, для даров всегда есть время.
Yapma, hediyeler için hiçbir zaman erken değildir.
Для меня, это изучение чудеснейшего из даров, ниспосланных нам.
Bence, bize bağışlanan gelmiş geçmiş en mucizevî yeteneğin incelemesi demek.
Я получила много даров от многих Фейри на протяжении века.
Bana yüzyıllardır Fae'ler hediyeler getirir..
У меня много других даров, которые я могла бы тебе предложить.
Senin için verebileceğim bu kadar hediyem varken..
Как насчет даров Южной Америки?
Peki ya Güney Amerika'dan herhangi bir hediye?
Формирование Вашей Личности с помощью даров Жизни.
"Varlığınızı Hayatın Hediyeleriyle Şekillendirin."
Мы не просим тех даров, что нам достаются, Дилан.
Bize verilenleri sorgulamayız, Dylan.
'Даров, братиш! '
N'aber kanka?
"Даров, братиш"
"N'aber kanka?"
Даров, Эмбер!
Naber Amber?
- Даров, прическа!
- Naber saç?
Из всех даров, что Бог даёт нам, величайшим, возможно, является надежда.
Tanrı'nın bize verdiği armağanlardan belki de en iyisi umuttur.
Ты дал мне величайший из полученных мною даров.
Sana bana gelmiş geçmiş en iyi hediyeyi verdin.
Даров, друг, спасибо за то, что не позволил мне бомжевать.
Gece kalmama izin verdiğin için sağ ol dostum.
с помощью своих способностей ты можешь раскрыть весь потенциал даров.
bir yeteneği tam gücüne çıkarabilme yeteneğin var.
У нее был самый счастливый из всех даров.
Hepimizin içinde en şanslı lütufa sahipti.
Каким бы ни был источник твоих даров, я благодарен за них.
Yeteneklerinin kaynağı ne olursa olsun, minnettarım.
— Даров.
- Hey.
Даров, Марвин, это Си-Мани.
- Marvin! C-Money ben.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]