Дождик translate Turkish
123 parallel translation
Кап, кап, льётся апрельский дождик, песню свою барабаня вокруг.
Pıt, pıt, pıt kısa nisan sağanağı Düştüğü her yere nağme ile çarpıyor.
Дождик приходит к нам песней.
Güzel müziğinle gel
Кап, кап, льётся апрельский дождик песню свою, барабаня вокруг.
Pıt, pıt, pıt kısa nisan sağanağı Düştüğü her yere nağme ile çarpıyor.
Кап, кап, льётся апрельский дождик, радостный звук, радостный звук.
Pıt, pıt, pıt gökyüzü bulutlandığında Güzel şarkınla geleceksin.
Как, кап, кап, если небо в тучах дождик идёт.
Pıt, pıt, pıt gökyüzü bulutlandığında Güzel şarkınla geleceksin.
Как приятно барабанит дождик в это время года.
Pıtırtılarını dinlemeyi öyle severim ki Tatlı küçük pıt pıtlar
Кап, кап, льётся апрельский дождик, песню свою, барабаня вокруг.
Pıt, pıt, pıt küçük nisan sağanağı Düştüğü her yere nağme ile çarpıyor
Кап, кап, льётся апрельский дождик, радостный звук.
Pıt, pıt, pıt küçük nisan sağanağı Düştüğü her yere nağme ile çarpıyor
Кап, кап, льётся апрельский дождик.
Pıt, pıt, pıt küçük nisan sağanağı
Маленький калифорнийский дождик.
Kaliforniya şebnemi.
ДОЖДИК, дождь, перестань!
Yağmur, yağmur, artık yağma...
Дождик идет.
Şimdi kendine geldin mi?
Помню, моросил дождик, было воскресенье.
- Bu, her şeyi açıklıyor.
Да, но цветочкам бы не помешал дождик.
- Evet. Ama biraz yağmur çiçeklere yarardı.
Юрт совсем худая стал... дождик был, крыша капает...
Yurt yıkıldı yıkılacak.
Долго дождик слезы лил
Baktım penceremden dışarı.
Теперь ведь знаем, что во всём виноват дождик. Подождём.
Yağmur yağana kadar ne olacağını bilemeyiz, bekleyip görelim.
Горы смеются, дождик прошёл.
"Dağlar gülerken, yağmur bastırır"
Дождик собирается Мой любимый умирает
Yakında yağmur yağacak Sevgilim yola çıkacak
Не уходите Это просто небольшой дождик
Gitmeyin, bayanlar baylar. Bu kısa süreli bir yağmur.
И дождик начинается.
Ayrıca yağmur yağmaya başlıyor.
- Какая капля, целый ливень! - Мелкий дождик.
O damla değil, sağanak.
- Похоже на дождик.
- Sanki yağmur yağıyor gibi.
Дождик кончился.
Yağmur durdu.
Грибной дождик.
Bir tilki evleniyor olmalı.
Ты заметил, что идет дождик?
Yağmur yağdığının farkındasın, değil mi?
Помню, накрапывал легкий дождик, но ждать пришлось недолго...
Yağmur çiseliyordu, hatırlıyorum, ama beklenemez bir durum yoktu.
~ Когда идёт дождик ~ ~ она плачет и рыдает ~
Ağlarlar yağmur yağınca, bir yüzle
Короче, стоим мы на бензоколонке и вдруг начался дождь. Не какой-нибудь моросящий дождик, а настоящий ливень, как из ведра.
BB benzin istasyonundayız bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor.
А что, был дождик?
Yağmur mu yağdı?
"дождик пошёл - паучок весь в воде"
Yağmur yağdı göklerden ve örümceği boğdu.
"Дождик пошёл - паучок - -"
Yağmur yağdı göklerden ve örümceği aşağıya sürükledi.
Мое настоящее имя - Вернон, но они зовут меня Дождик.
Benim gerçek adım Vernon'dur, ama bana Puslu derler.
Или же Карта, Искра, Плевок и Дождик.
Daha çok Harita, Kıvılcım, Tükürük ve Puslu diye bilinirler.
Давай, Дождик.
Haydi, Puslu.
А почему ты Дождик?
Peki sana neden Puslu diyorlar?
А где мой подопечный Дождик?
Benim kıymetli Puslum neredeymiş?
Дождик, я знаю, что этому есть свое объяснение почему бы тебе не сказать его нам?
Puslu, bu yaptığının çok iyi bir açıklaması olduğuna eminim o yüzden neden dışarı gelip bize bunun ne olduğunu anlatmıyorsun?
Быть ревнивым нормально, Дождик, мой дружок.
Sorun değil, kıskan tabii, küçük dostum Puslu.
Дождик самый младший, хорошо рисует.
Puslu en küçükleri ve iyi bir sanatçı.
Если Дождик прав, нас пошлют собираться.
Eğer Puslu haklıysa, bizi geri gönderecekler.
- Дождик все время выдумывает.
- Puslu hep bir şeyler uydurur.
- А где Дождик?
- Puslu nerede?
- Дождик.
- Puslu.
Дождик, перестань!
Puslu, kalk üzerimden!
На помощь, это Дождик!
Yardım et, bu Puslu!
Держись, Дождик!
Dayan, Puslu!
Ставлю на тебя, Дождик.
Ben paramı sana yatırıyorum, Puslu.
- Пуще, дождик, пуще! - Ты что?
- Yağ yağmur, yağ!
Похоже что будет дождик.
Yağmur gelebilir.
Как в аду - хоть бы дождик.
Yağmur mu yağıyor?