English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Е ] / Елей

Елей translate Turkish

1,099 parallel translation
Епископ берет святой елей и начинает миропомазание.
Eli eldivenli Piskopos, kutsal yağı alıp sürmeye başlıyor.
Еле-еле.
Epeyce.
Тогда мне ответили. Это был еле слышный шепот. Фоскаттини.
Ve sonra sadece bir fısıltı :
Ёлейн, это и есть почта.
Elaine, posta zaten budur.
- ќ, да, они этого хот € т, Ёлейн.
Hayır. - Evet, isterler Elaine.
Ёлейн, изобрази девушку на входе.
Elaine, tanıtımcının taklidini yapsana.
- " ерил, это Ёлейн и ƒжерри.
- Cheryl, bunlar Elaine ve Jerry.
- Ёлейн ты помнишь.
- Elaine'i hatırlarsın.
Ёлейн забирала мою почту, пока мен € не было дома потому что этот маленький € щик может переполнитьс €.
Elaine de ben şehir dışındayken benim postalarımı alıyordu çünkü o küçük kutunun da bir sınırı var.
¬ идишь ли, € уже был дома около недели а Ёлейн не отдавала мне мою почту вплоть до вчерашнего дн € хот € € неоднократно еЄ об этом просил.
Bir haftadır evdeydim ama Elaine postalarımı daha dün verdi her ne kadar defalarca istemiş olsam da.
Я еле-еле прошёл мимо кардассианцев.
Cardasyalıları zar zor geçtim.
Я еле протснулась в магазин.
Dükkanın içine zor girdim.
Я сама еле пролезла!
- Ben bile zor geçiyorum.
...... я еле могу дышать...
Pöh! " Zor nefes alıyorum.
Я заметил, что сорочка еле касается её кожи, как она ложится на подушку из воздуха, как шёлк скользит по её телу,
Ve ilk defa o zaman fark ettim. Bir kadının çamaşırlarının tenine nasıl dokunduğunu, salındıkça rüzgarda nasıl süzüldüğünü.
Но еле-еле, и я...
Ama zorlukla, ve ben...
Вау, да ты еле влезаешь.
Ne kadar da şişmişsin.
Мы еле держим импульсную скорость
Ancak itici motor hızında gidebiliyoruz.
Я еле сдерживаюсь от смеха!
Gülmekten kendimi alı koyamıyorum!
Сначала Креймер едва не победил меня в "Риск", я еле ускользнул a потом Tим Уитли дает мне этот билет на Суперкубок.
Kramer beni Risk'te neredeyse yeniyordu. Paçayı zor kurtardım. Sonra Tim Whatley bana Super Bowl bileti hediye etti.
- Ёлейн?
— Elaine?
Ќе могу поверить, что Ёлейн никогда теб € сюда не водила.
Elaine'in seni buraya daha önce getirmediğine inanamıyorum.
- Ёлейн скорее всего говорила тебе о ней.
— Elaine Mema'dan bahsetmiş olmalı.
" ак похоже на Ёлейн.
Şey, bu normal.
- ћальчики, это Ёлейн.
— Çocuklar, bu Elaine.
" х вз € ла Ёлейн, да?
Elaine aldı onları, değil mi?
Ёй, Ёлейн, твой друг не разбудил мистера ћоргана.
Hey, Elaine, arkadaşın Morgan'ı uyandırmamış.
ѕривет, Ёлейн. " з-за теб € € потер € л всех своих клиентов на 6 : 30.
Selam Elaine biliyor musun 6 : 30 müşterilerimin hepsini senin yüzünden kaybettim.
Потому что ты еле стоишь прямо сейчас.
Çünkü şu anda zar zor ayakta duruyorsun.
Ты еле ходишь.
Ancak yürüyebiliyorsun.
Мы еле уговорили его забрать Кес из медотсека.
Neredeyse, onu Revir'den çıkarmamıza izin vermiyordu.
Ты уже еле выносишь эти головные боли.
Baş ağrıları, neredeyse ayakta durmana bile engel olacak durumda.
Я еле спасся.
Hayatımı zor kurtardım.
Ты ноешь два дня подряд, я еле сдерживаюсь.
İki gündür durmadan konuşuyorsun, artık çıldırmak üzereyim
И еле видимый свет... Словно от свечи...
Geriye kalan tek ışık ; aynı bir mum gibi..
Я еле слышу тебя.
Seni zar zor duyabiliyorum.
Ты еле держишься на ногах!
Eşek tepmişe dönmüşsün!
Он средней популярности, а этот недавно купил классную тачку и скоро будет более популярным. Популярности этого парня еле хватило для приглашения, но теперь ему надо подцепить девчонку, которая более популярна, чем он.
Şu çocuk orta derecede popüler, ve şu çocuk yeni araba aldı, yani yakında çok popüler olur... şu çocuk partiye davet edilmeye yetecek kadar popülerdi... ama şimdi kendisinden daha popüler bir kızla çıkması gerek.
Кардассианский флот еле волочит ноги.
Kardasyan filosu darmadağın olmuş durumda.
- Еле слово вспомнил.
Gördün mü? Daha cümleyi bile kuramıyorsun.
Слышали это? Он еле сводит концы с концами... и ему нужны мои деньги.
Duydun mu?
Тарелки еле видно.
Tabaklarımızı da göremedim.
Проползёт в еле видную щель,
En ufak çatlaktan Bile geçebilir
Ее маленькая ножка немного подергивалась, еле заметно под одеялом.
Küçücük ayakları örtünün altında hafifçe hareket ediyordu. İçimden bir ses "Git, ona git" dedi.
В баре ты просто как бы позируешь и еле двигаешься. Смотри.
Barda sadece rol kesip, hareket edersin.
Лео спрашивал про неё. Еле как выкрутились.
Leo'nun onun hakkındaki sorularını savuşturmayı başardım.
А вы беспокоились, что у меня еле один получится.
Üç mü? Bir tane doğurabileceğimden bile şüpheliydiniz.
Ты еле крутишь дабо-колесо, куда тебе мяч отбивать.
Sahada topa şut atmayı bırak, bir dabo çarkını bile zor çeviriyorsun.
В этом случае, мы установили первый контакт год назад, и еле выбрались оттуда живыми.
Bu durumda, bir yıl önce ilk teması yaptık, ve zar, zor hayatta kalabildik.
Я еле вижу порты инжекторов.
Enjektör portlarını, zar zor görebiliyorum.
Иногда еле слышно но он очень четко произносит слова.
Bazen konuştuğunu zor duyarsınız ama çok düzgün konuşur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]