Живут translate Turkish
3,662 parallel translation
Здecь живут Уopды?
Ward'Iarın evi mi?
Кэти, здесь живут очень опасные люди.
Bunlar tehlikeli insanlar Cathy.
Пусть подлые греки живут, как знают.
O şerefsiz Yunanlıları kendi haline bırak.
Пол и Энни живут в получасе отсюда.
Paul ve Annie'nin evi yarım saat uzakta.
Мои сёстры и мать всё ещё живут там.
Kız kardeşlerim ve annem hala orada.
Ведь их души живут в доме Завтра, который вам не посетить, даже в ваших мечтах.
Onların ruhları geleceğin evlerinde ikamet ederler. O evleri rüyalarında bile ziyaret edemezsin.
Тут живут все скауты Америки.
Burada yaşıyorum. Ülkedeki bütün gözlemciler burada yaşar.
Но, да, как и большинство клыкастых, морои живут за счёт крови.
Ama köpek dişleri olan çoğu yaratık gibi Moroiler de kanla yaşarlar.
Хотя, они не живут вечно, поэтому мы и нужны им.
Ama sonsuza dek yaşamazlar. Bize de bu yüzden ihtiyaçları var.
Дампиры живут ради защиты мороев.
Dampirlerin hayatları Moroileri korumaya adanmıştır.
Просто проверь, живут ли они еще в Торрансе.
Torrance'da yaşıyorlar. Sadece hala oradalar mı diye bir bak.
- Для людей, которые живут впроголодь дерьма мы производим порядочно.
Bir bok yemeyen bir avuç adam olarak ne çok sıçıyoruz böyle.
Они здесь живут.
Burada yaşıyorlar.
Если эти мутанты, как вы их называете, уже живут среди нас, то они живут тут мирно.
Tarif ettiğiniz şekilde bu mutantlar zaten aramızda yaşıyorsa barış içinde yaşıyorlar demektir.
Taм, гдe живут вce тoлcтыe мepзaвцы, - pядoм c пляжeм.
Tüm şişko heriflerin oturduğu yerde - plajın yakınında.
Они до сих пор живут так же, как жили в Эдеме.
- Çünkü hâlâ bahçede yaşadıkları gibi yaşıyorlar.
Ты знал, что некоторые из этих видов живут до 200 лет?
Ama bana güvenmen gerek. Benim sorumluluğumdayken kovulmayacaksın.
Они живут по этому принципу. Знаю.
Kardeşlik, onlar bu amaç uğrana yaşıyıp ölebilirler.
Живут в доме рядом с кампусом.
Kampüs'ün dışında büyük bir evleri var.
Потому что я один из тех идиотов, что в ней живут!
Onun içinde yaşayan aptallardan biriyim de ondan!
У нас есть группа, хм, молодых девушек, которые выполняют рутинные задания : ассистентки, переводчицы. Они живут вместе в городе.
Bürokratik işlerin tümüyle ilgilenen asistanlar, çevirmenlerden oluşan bir grup genç hanım var ve kasabada birlikte yaşıyorlar.
что они живут там.
Ama onların da orada olduğunu bilmiyorduk.
Эти ответы живут внутри нас.
O cevapları içimizde taşıyoruz.
Я и не думал, что в Хартфорде живут дуболомы.
Daha önce Hartford'lu hödüklerle tanışmamıştım çünkü ben.
На небе живут великаны!
Gökyüzünde devler var!
Эгоисты дольше живут.
"Bencil insanlar daha çok yaşar."
Нο мнοгие люди живут не так хοрοшο.
Ama çoğu kişi iyi bir hayat geçirmedi.
Да-нет, столько не живут.
Bu da biraz zaman alabilir, mesela sonsuza kadar.
Ты знаешь, что твои дочери ещё живут?
Kızlarının yaşadığını biliyor musun?
Одиночки тут долго не живут.
Yalnızlar pek uzun hayatta kalmazlar.
Поверь, долго они не живут.
İnan bana ömürleri uzun olmuyor.
Я хочу чтобы ты взял всех наших мальчиков. Узнайте где они живут, где они пьют, и даже если они приближенные кололевы долбаной Англии, я хочу их драгоценные яйца.
Senden tüm adamlarını alıp bu heriflerin nerede yaşadıklarını, nerede içtiklerini hatta siktiğimin İngiltere'sinin kraliçesi için çalışıp çalışmadıklarını.
Пары остаются в браке, но живут будто в разводе.
İnsanlar evli kalmaya devam edince de sonunda boşanıyorlar.
Высокие люди долго не живут
Uzun insanlar fazla yaşamazlar.
Мы так радовались в тот день, когда обнаружили планету, похожую на нашу, где живут люди, подобные нам.
Sonra öğrenince çok şaşırdık ki, bizim gezegenimize benzeyen başka gezegenler de varmış.
Здесь живут редкие птицы.
Buralarda çok nadir bulunan kuşlar yaşıyor.
- Там живут люди?
Orada oturan var mı?
Все еще живут здесь?
Hala burada mı yaşıyor?
Они живут, блядь, в трех кварталах отсюда!
Buradan üç blok ötede yaşıyorlar!
Двое из нас живут прямо по соседству друг с другом.
İkimiz birbirine komşu evlerde yaşıyoruz.
Не знала, что собаки столько живут.
Köpeklerin o kadar yaşadığını bilmezdim.
Ну, мои дети живут в Лондоне.
- Ailen nerede?
А там действительно живут индейцы?
Orada Kızılderili olduğu doğru mu?
- Крабы же в грёбаном океане живут?
- Yengeçler okyanusta yaşar değil mi?
То ли он просто не замечал, что люди живут как звери, то ли ему было на это плевать.
İnsanların hayvan gibi yaşadığını fark etmedi mi yoksa umursamadı mı, merak ediyorum.
Люди живут всю жизнь, веря друг другу на слово, не так ли?
İnsanlar hayatlarını yaşıyorlar ama çok hafife alıyorlar, değil mi?
Если люди долго живут без телевидения, Интернета, свежей пищи, образования, они требуют перемен от верховной власти.
eğer insanlar tv siz, ve internetsiz... gıdasız ve eğitimsiz yeterince uzun yaşarsa eyaletlerine liderlik ve değişim getirecekler.
Девочки там работают и живут.
Kızlar orada çalışır ve orada kalır.
Здесь живут немцы, говорящие по-немецки.
- Almanya'da Almanca konuşulur.
Это нормально. И, кстати, они не живут в разных домах.
Onlar iyi ve bu arada, farklı evlerde yaşamıyorlar.
- Они живут в Афинах?
Atina da mı yaşıyorlar?