Жуткая translate Turkish
472 parallel translation
Какая жуткая профессия, Чэдвик, – разделывать туши... –... одну за другой.
Ne kadar sefil bir iş, Chadwick... Hayvan bedenlerini parçalamak... - Evet ama bu mesleği efendim!
Жуткая вещь.
Korkunç bir akıl kaybı.
Жуткая расточительность!
Tanrı aşkına!
Какая жуткая слышимость.
Burada her şeyi duyabilmen korkunç.
Жуткая.
Korkunç.
Жуткая вещь...
Korkunç bir şey, değil mi?
У меня жуткая температура. Мне сразу после работы нужно в постель.
Çok fena üşüttüm ve ateşim var.
Жуткая гора из игл и озеро из крови.
Kazıklardan oluşmuş dehşet verici bir dağ, kan gölü.
Жуткая шутка.
Artık eşek şakası olmaktan çıktı.
- Эта легенда довольно жуткая.
- Zaten bu bir efsane.
Жуткая вонь.
Ne kötü kokuydu!
Жуткая баба.
O kadın tam bir dehşet.
Жуткая пушка.
Baba bir silahtır.
Это жуткая цепь причин и следствий.
İç karartıcı bir nedensellik zinciri mevcut.
Атмосфера в баре была жуткая.
Berbat bir atmosferi vardı.
В нем была жуткая неполадка. Но мы нашли его...
Dingili arızalıydı...
Я все повидал. Жуткая работа.
Nasıl benden uzun yaşayacak, bunu bilemiyorum.
Не хочу злословить о пацане, но он жуткая, нечестная, аморальная гнида.
Onun hakkında kötü şeyler söylemek istemiyorum, ama o iğrenç, üç kağıtçı ahlaksızın biri.
У меня жуткая головная боль.
Başımda feci bir ağrı var.
Я ночую на рынке. Жуткая вонь!
Kokuyorsun, iğrenç.
Какая жуткая у них, должно быть, жизнь...
Ne kadar korkunç bir hayat sürdürüyor olmalılar.
Эта жуткая женщина скоро привезёт свадебный торт...
Ve şu korkunç kadın birazdan damadı n pastasını getirecek...
У сучонка в руках была такая жуткая крутая штука, типа М-16.
Manyağın tekinde acayip bir silah vardı, M-16 gibi bir şey.
Да, ещё одна жуткая деталь...
Bu iğrenç bir çalışma.
Многие из вас считают, что это жуткая мутация.
Çoğunuz onun korkunç bir mutasyon olduğunu düşünüyorsunuz.
У всех у них жуткая репутация.
Hepsi de kötü şöhretli, düşük kişiler.
- Какая жуткая боль.
- Çok ağrım var.
У неё жуткая депрессия после катастрофы, но она отказывается говорить.
Kazadan sonra ağır bir depresyon geçiriyor ve konuşmuyor.
Кевин знает - его зовут Кевин, он сам из этих мест - он знает, что у дома жуткая репутация.
Bu arada adı Kevin'dı. Onun da bildiği gibi bu otelin çok meşhur bir şöhreti vardır.
Жуткая была буря!
Ne kötü bir fırtınaydı!
С этой картиной была связана одна история, но она - такая жуткая :
Bu tablonun bir hikayesi vardı, ama aşırı gerginlik yaratıyordu.
У меня была жуткая головная боль.
En kötü baş ağrısına sahibim.
В разгар свадебного банкета у нее вдруг началась жуткая рвота.
Tam düğünün ortasında deli gibi kusmaya başladı.
Жуткая хуйня.
Nasıl bir şey? - Korkunç bir şey.
Как животное, жуткая вонь.
Şeye benziyor, kötü bir kokuya.
Говорю вам, эта кукла такая жуткая.
Sana söyleyeyim, bu bebek hiç tekin değil.
- Эта кукла такая жуткая, да?
- Şu bebek çok korkunç, değil mi?
Жуткая штука.
Gerçekten zalimce bir şey.
Свобода воли жуткая мерзость.
Özgür irade bir fahişedir.
- Жуткая гадость.
- T. Ray, ortalığı batırdın!
Жуткая вонь. Едой и не пахнет.
Burası mutfak değil.
Нет, я не... Нет, сейчас очень неподходящий момент потому что у меня жуткая простуда.
Hayır, iyi bir fikir değil, çünkü ben çok kötü soğuk aldım.
Горящие обломки, падающие тела a потом, когда над аэродромом повисла жуткая тишина я закричал "Будет больно."
Yanan enkaz, düşen cesetler ve tam o ürkütücü sessizlik havaya hakim olduğunda bağırdım, "Acıtmış olmalı."
Полагаем, что там будет жуткая бойня.
Ortalığın kan gölüne döneceğini sanıyoruz.
За Тони и Берни. - Жуткая парочка.
- Tony ve Bernie, ikisi de çöp yığını.
- Жуткая погода, да.
Hava.
Напустили какой-то гадости. Вонь стояла жуткая.
Parmak uçlarını sodyum hidroksitle yaktılar.
Через минуту-другую мы продолжим программу "Жуткая правда".
Daha korkunç olaylarla tekrar birlikte olacağız ancak şimdi bir ara vermemiz gerekiyor.
В самом деле, жуткая история.
Bu gerçekten akıl almaz bir şey.
И наступила жуткая тишина.
Korkunç bir sessizlik oldu.
Жуткая погода сегодня.
Kötü bir gün.