English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ З ] / Задушен

Задушен translate Turkish

91 parallel translation
Задушен.
Boğazı.
Он задушен.
Boğulmuş.
Келсо мертв, задушен.
Her ne idiyse, beni de vurdu.
Он был задушен.
Artık yapacak bir şey yok.
Разбита дверь в теплицу иль мопс опять задушен,
Süt kaybolduğunda Veya bir Peke daha boğulduğunda
- Мог быть задушен
- Boğmaya çalışmış olmalı.
Как я уже сообщала ранее, Валлас, один из членов байкерской банды из Инглвуда под названием, "Реперы", был зверски задушен, прошлой ночью, цепью от мотоцикла.
Daha önce de bildirdiğim gibi Azrailler olarak tanınan Inglewood motosiklet çetesinin bir üyesi dün gece bir motosiklet zinciriyle acımasızca öldürüldü.
Кстати, этот парень был задушен. - Кто?
Boğulmuştu bu arada.
Задушен цепью от мотоцикла.
Motosiklet zinciriyle boğulmuştu.
Ди'Энджело был задушен... что значит, у кого-то был план.
D'Angelo planlı bir şekilde boğulmuş.
Он был задушен цепочкой, знаете... из белого золота.
Zincirle boğulmuş, biliyorsun, beyaz altın.
Кальви был задушен Франческо ди карла по приказу Пиппо Кало.
Pippo Calo'nun emri üzerine Francesco Di Carlo Calvi'yi boğarak öldürdü.
но был задушен сзади.
Arkadan boğulmuş ve kendini kurtarmaya çalışmış.
Нет, нет, нет, он был задушен.
Hayır, hayır boğulmuş.
Он был. Задушен, пристрелен и сожжен
Boğulmuş, vurulmuş ve ateşe verilmiş.
Подъязычная кость у парня сломана, мы предположили, что он был задушен.
Adamın dil kemiği kırılmıştı, boğularak öldüğünü varsaydınız.
Кал не был задушен посмертно.
Cal öldükten sonra boğulmamıştı.
Он был задушен, как и остальные.
Diğerleri gibi boğularak öldürülmüş.
Ладно, кто-то будет задушен за это.
Pekala birisi kesinlikle boğulacak.
Задушен.
Boğulmuş. Evet, biliyoruz.
Он был задушен.
Boğulmuş.
На фотографии со вскрытия тела доктора Милано видно, что он был задушен неустановленным орудием убийства.
Otopsi fotoları dr. milano'nın henüz anlaşılamayan bir aletle boğulduğunu gösteriyor.
И, находясь в полубессознательном состоянии, один был утоплен, другой - задушен, а сержант Росс умер в результате сильного алкогольного отравления.
Yarı baygın haldeyken, biri suda boğulmuş, birinin nefesi kesilmiş, ve buradaki Çavuş Ross, aşırı alkol zehirlenmesinden ölmüş.
Всем известно, кто ты, а ты ни задушен, ни застрелен ни отравлен, короче, целёхонький.
Senin kim olduğunu biliyorlar, ve ölü değilsin. Ölü değilsin, vurulmadın, incitilmedin, zehirlenmedin, hiçbir şey olmadı.
В отчёте сказано, что все они получили травму от удара тупым предметом, но на фотографиях с места преступления видно, что Хан был задушен.
Raporda künt travmayla öldükleri yazıyor ama olay yeri fotoğrafları Han'ın boğularak öldüğünü gösteriyor.
Мальчик был задушен.
Bu çocuğu boğazlamışlar.
Только потому, что он задушен левой рукой, ты называешь меня убийцей?
Bütün o sol eliyle, boğularak çünkü Eğer cinayet beni suçlamaya konum
Я сообщил, что мужчина был задушен здесь, затем показался мертвый парень с отметками на шее, и ты не веришь, что это убийство.
Bir adamım boğularak öldürüldüğünü bildiriyorum sonra ölü adam boynunda izlerle bulunuyor ve sen bunun cinayet olduğuna inanmıyor musun? Tamam, üzerinde düşünülecek.
Он был задушен?
Boğulmuş mu?
Задушен.
Oksijensiz kalmış.
Задушен.
- Boğulmuş.
Один парень задушен, один парень пропал, а ещё один всё это фоткал.
Bir adam boğuldu, biri kayıp bir de fotoğraf çeken bir adam.
В отчёте коронера написано, что Фил Бэйкер был задушен, возможно собственным галстуком.
Adli tabip raporuna göre Phil Baker bir şeyle boğulmuş, muhtemelen kravatıyla.
Слепой гордостью задушен
Bakınırsın ama göremezsin
Да, но если он был задушен отметины шли бы прямо поперек.
Evet, ama eğer boğulduysa izler çapraz olur.
Я в том смысле, что он был избит и задушен.
Dövülmüş ve boğulmuş.
Он был задушен, даже я это вижу.
Boğazlanmış, bunu ben bile görebiliyorum.
Так, он был задушен?
- Boğulmuş mu yani?
Стоп. Он был задушен?
Boğulmuş mu?
Рон Фергюсон был задушен.
O zaman ne öldürdü onu? Ron Ferguson boğularak öldürülmüş.
- Он был еще и задушен! - Да.
- Ayrıca boğazlanmış da.
И задушен, и еще ему в шею воткнули карандаш.
- Aynı zamanda da boğulmuş ve boynuna da bir kalem saplanmış.
Он был задушен в своем доме два месяца назад.
- İki ay önce evinde boğularak öldürülmüş.
Врач и водитель погибли при аварии, а вот конвоир был задушен.
Acil yardım çalışanı ve şoför kaza anında ölmüş. Gardiyan her nasılsa havasızlıktan ölmüş.
- Задушен.
- Boğulmuş.
Задушен?
- Boğulma mı?
Я думал, что Кальвин был задушен.
Cal'ın boğulduğunu düşünüyordum. Öyle.
Поскольку Кит Милано не был задушен голыми руками.
Çünkü Keith milano çıplak elle boğulmadı.
Задушен, асфиксия или как?
Boğazlanmış mı, boğulmuş mu?
Он был задушен?
- Boğuldu mu?
Задушен.
Boğulmuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]