Зажег translate Turkish
149 parallel translation
Зажег ее для себя. Тридцать семь лет?
Size bir şey olursa, 37 yıldan sonra, bana ne olurdu acaba?
Кто зажег в ней этот огонь?
Biri ateşlemiş onu
Он решил это сделать, взял её, зажег фитиль, бросил, ну и побежал, конечно.
Bunu yapar. Bombayı yerleştirir, fitili ateşler. Sonra da elbette koşarak uzaklaşır.
Это ты зажег курай?
Kurayı sen mi yaktın?
Я был бы твоим Пигмалионом. Как он вдохнул бы жизнь в свое творение. Я бы зажег в тебе чувства своим жаром, и в тебе бы засиял яркий огонь жизни...
Senin Pygmalion'un olacağım, nefesimle hayat vereceğim kendi kanımı ve tutkumun ateşini vereceğim.
Если бы у тебя не было трех пальцев или всей правой кисти... -... как бы ты зажег спичку? - Никак бы не зажег.
Bu elinin üç parmağı olmasa ve bu elin de bu elin olmasa kibriti nasıl yakardın?
И было так : В день великого праздника Рождества он собрал всех у елки. И зажег свечи.
Adam büyük yılbaşı kutlamasının olduğu gün, herkesi ağacın altına toplayarak, mumları yaktı ve onlara şunu söyledi :
Он зажег сигарету.
Bir sigara yaktı.
Порядок. Зашел и зажег свет.
Giriş ve ışıklar açık.
... он зажег искру в каждом из нас.
... hepimizin içinde bir şey alevlendirdi.
Спичку зажег!
Kibrit.!
Голый страшный мужик зажег кучу свечей.
Çirkin Çıplak Adam birkaç tane mum yakmış.
Я зажег ракету Ракеты взрываются!
Ben sadece fitili yaktım. | Roketler patlar!
" И где зажег восток огни, той ночью три звезды взошли.
"Ve orada doğu ışıklarının arasında, " gece üç yeni yıldız belirdi
"где зажег восток огни, той ночью три звезды взошли."
"doğu ışıklarının ortasında, bu gece üç yeni yıldız belirir."
Он пришел домой пьяный как свинья, веселый такой, и зажег в ней огонь.
Kütük gibi sarhoş geldi. Kutlama yapıyordu. Sonra sobayı yaktı
Допустим, парень, ну, уже зажег свой фонарик.
Varsayalımki adamın biri... meşalesini yaktı.
Убил дюжину демонов, зажег Дарлу и Друзиллу как рождественскую елку.
Bir düzine iblisi öldürmüş. Darla ve Drusilla'yı Noel ağacı gibi ateşe vermiş.
Зажег свечи. А с Селией?
Mum yakmıştı.
Ты накрыл его,... зажег свечи, дал ему розарий.
Üstünü örttün mumları yaktın. Tespih verdin.
Судя по траектории, наверное, он зажег самодельную бомбу.
Böyle bir etkisi olan bir boru bombası bırakmış olmalı.
Я просто зажег свечи для медитации.
- Bu hayatta değil.Bir mum yakıp meditasyon yapıyorum.
Я пошла к нему заниматься, а он зажег камин, и мы это сделали.
- Oraya ders çalışmaya gitmiştim. Ateş yaktı. Sonra o işi yaptık.
Генерал нарушил главное правило зтого доМа - и зажег сигарету.
General bu evin kuralını ihlal etti ve bir sigara yaktı.
А помнишь в прошлый раз в Хэмпден Парке он зажег ее прямо в метро.
Upton'da o sefer olanları hatırlıyor musun? ... Upton Park'ta olanları, Hani tüpün üzerinde olmuştu!
Смотрите, Противный Голый Мужик зажег свечи.
Bakın! Çirkin Çıplak Adam bir sürü mum yaktı.
Я зажег огонь и начинаю делать пиццу.
Ateş yakıyorum, pizza yapıyorum.
Потом он накинулся на меня с тем, что за весь год Логан не написал ни одной статьи, и он хочет, чтобы я зажег в нем огонь и заставил его писать.
- Sonra Logan'ın bütün yıl bir makalesi olmadığı için beni sıkıştırdı. Onu yazmaya zorlamak için altında ateş yakmamı istiyor.
А это ваш келейник Амвросий виноват... -... он керосин в лампу заливал, спичку зажег, обронил, да и полыхнуло.
Sizin kardeşlerinizden biri, Amvrosy lambayı gazla doldurmuş sonra, eli çarpmış ve lambayı devirmiş.
- Что за придурок зажег в больнице сигарету?
- Ne çeşit bir aptal hastanede sigara yakar?
И я уверенна, что Шонни сожалеет, что зажег ту сигарету.
Shawny'nin sigara içmek için ateş yaktığını biliyorum.
Доакс случайно открыл вентиль баллона с пропаном, а потом случайно зажег плиту.
Doakes kazara önce propan vanasını, sonra da ocağı açmış.
Зажег свечки, принес вино, нюхал ее волосы?
Mum yakıp, şarap getirip, saçlarını kokladın mı?
- Ну да. Вот с тобой бы он зажег.
- Halen ona karşı bir şeylerin var.
Так-то, Стив... я зажег неподецки, глянул в толпу и увидел миллион довольных лиц.
Görüyormusun Steve, az önce bir milyon surat gördüm ve hepsini salladım.
Кто этот юноша, что зажег огонь в твоем сердце?
İçindeki tutkuyu ateşleyen kim?
Затем он вернулся на кухню и облил керосином Мери, лежащую на полу, зажег спичку и бросил в нее.
Sonra aşağıya inmiş ve mutfakta yerde yatan Mary'nin üstüne gaz yağı dökmüş bir kibrit çakmış ve üstüne atmış.
Когда я вошёл к мадемуазель Лягранж, кто-то зажёг свет на лестнице.
Dairenin olduğu kata geldiğimde, birisi ışık düğmesine bastı.
Это ты лампадку зажёг?
Evet, ben yaktım. İnanmaya mı başladın?
Он отвёз меня на лесопилку, связал меня, а потом зажёг огонь.
Beni fabrikaya götürdü. Beni bağladı ve yangın çıkardı.
Я нарочно зажёг не тот индикатор на входной фазе.
Giriş ara yüzeyinde onlara sahte gösterge ışığı verdim.
Силитиум зажёг червоточину, разверз врата Храма.
Silityum solucan deliğini ateşledi ; Tapınak kapılarının yanması.
- Ты уже одну зажёг.
Bu elinde sigara var zaten.
Теперь я должен найти её, но мне нужно что бы ты вернулися назад в поселение и зажёг огонь для того что бы мы смогли найти дорогу назад.
Şimdi onu bulacağım... fakat yolumuzu bulabilmemiz için şimdi senin köye dönüp bir ateş yakman gerek.
Мы хотим, чтобы он зажёг на нашем шоу. "
Gelip programımızda gösteri yapmasını istiyoruz. "
Кто зажёг свечи?
Mumları kim aldı?
Зачем ты зажег фитиль, чувак?
Fitili neden ateşledin, dostum?
Винс "проваливайте на хрен с моего пути" Ховард Зажёг это поле сегодня.
Vince "yıkıl karşımdan" Howard bu gece sahada ışıldıyor.
- И он реально зажёг!
O da ne resmen içini döktü!
Кто зажег свечу?
Mumları kim yakmış?
Зажёг во мне бунтарский огонь.
İsyankar bir ateş yaktı içimde.