English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ З ] / Заражён

Заражён translate Turkish

361 parallel translation
Он сообщил о другой расе, напавшей на Землю. Его разум заражён суеверием о призраках.
Zihnindeki bilgiye göre, batıl hayalet inançları sayesinde yayılmış yerküreyi işgal eden ikinci bir tür var.
Но я уже заражён, ты это знаешь.
İmreniyorum ve nedenini biliyorsun.
Куб был заражён три дня назад, после ассимиляции инопланетного шаттла.
Küp, yabancı bir gemiyi asimile ettikten 3 gün sonra enfekte olmuş.
Чёрт, я же по-настоящему заражён! Что теперь?
Gerçekten enfeksiyon kaptım lan ben!
Пока рана остаётся открытой, инфекция туда попадает. Потом ты уже заражён.
Biliyorsun, o şey açık kaldığı sürece, enfeksiyon kapma riskin çok fazla.
Чтобы определить развитие метастазов определим, какой орган был заражён первым.
Metastazın gelişimini saptamak üzere, hastalığı kuşatın. Önce hangi organların enfekte olduğunu tespit edin.
Но Г-н Барри был заражён укусом...
Ama Bay Barrie şeyin ısırığıyla hastalandı...
У нас нет времени! Мы не знаем, кто из нас заражён.
Zamanımız yok.
Ты заражён, как и мы, Сэмми.
Sen de bizim gibi hastasın, Sammy.
Он заражён!
Enfeksiyon kapmış!
Не знаю, почему я не был заражен, а доктор Маккой не может объяснить физико-психологический аспект заражения.
Neden bana da bulaşmadığını bilmiyorum. Dr. McCoy'un, bunun fiziksel ve psikolojik yönlerini açıklamasını sağlayamıyorum.
Я - заражен!
Bana da bulaştı.
Он заражен этим?
Onda var mı?
Он не заражен.
Onda yok.
Если мы пустим его, корабль может быть заражен.
Onu içeri alırsak, gemiye yayılabilir.
Хомяк номер один заражен вирусом стафилококка.
Bir Numaralı Hamster'a bir staphylococci virüsü enjekte edilidi.
Техотсек заражен и радиация распространяется дальше.
Mekanik yüksek oranda kirlenmiş ve radyasyon ilerliyor.
Сиско заражен.
Sisko'ya hastalık bulaştı.
Ты был заражен пожинателями.
Hasattaki şey sana bulaşmış.
Ею и заражен тот подопытный.
İçerideki deneğin başına gelen de bu zaten.
Один из беглецов был заражен - он уже мертв.
Bir kaçak mahkum hastalığa yakalanmış, şu anda ölü.
И если он заражен, умрёт много людей.
Ve eğer hastalık taşıyorsa, birçok insan ölecek.
Если он заражен, то много распространить это.
Eğer Steve hastaysa, hastalığı yayabilir.
И он заражен.
Hastalık ona da bulaşmış.
- Он заражен.
- Adam hasta.
Участок, где для стерилизации подается озон, не заражен.
Ozonun çıktığı yer aseptik durumlara bulaşıp kirletmesini engelliyor
Присоединяется к здоровой компании a потом выясняется, что весь штат заражен.
Sağlıklı birine bulaştıysa, bütün çalışsanlar hastalığı kapmıştır.
Он был заражен вирусом, переданным вами, как мы полагаем...
Bir virüs etkeni ile enfekte olmuş ve bu virüsün sizin tarafınızdan gönderildiğine inanıyoruz.
Как только другой борговский корабль подберёт его, он также будет заражен.
Bir Borg gemisi onu aldığında, virüs bulaşmış olacak.
Когда я впервые онаружил, что ты заражен морфогенетическим вирусом, то предположил, что ты заразился при слиянии с Основателями.
Morphojenik virüsün sana bulaştığını ilk fark ettiğimde bunu Kurucular'dan kapmış olabileceğini düşündüm. Öyle değil miymiş?
Вы утверждаете что он заражен морфогенным вирусом, который действует на Основателей. - Верно.
Kuruculara bulaşan morfojenik virüsün ona bulaştığını belirtmişsiniz.
Если верить этому, то Одо был заражен уже больше двух лет.
Buna göre, iki yıl önce mi bulaşmış?
- Я буду заражен.
- Kirleneceğim.
Так какой заражен?
Kim kimi enfekte ediyor?
Макровирус - корабль был заражен ими несколько лет назад.
Bir makrovirüs - bir kaç yıl önce gemiye bulaşmıştı.
Я уверенна, что агент Малдер заражен вирусом.
Ajan Mulder'ın bir virüs taşıdığına inanıyorum.
А еcли я буду заражен?
- Bana bulaştıysa ne olacak?
Сверху по лицам было не определить, кто из заражен, а кто - нет.
Aşağıya bakınca, kimin mikroplu olduğunu bilemiyordum.
Как ты поняла, что он заражен?
Onun mikroplu olduğunu nasıl bildin?
Я не знала, что он заражен. Он сам догадался.
Onun mikroplu olduğunu bilmiyordum.
Он заражен.
O mikroplu.
Он заражен.
O lanetli.
Он не заражен.
Mikroplu değil.
Он заражен.
Ona da bulaşmış.
Мы полагаем, что Флемминг был заражен первым, затем заразил других горожан.
Flemming'in etkilendiğini anladık, sonra diğer kasaba halkının peşinden gittik.
— ушествует веро € тность того, что он заражен.
Onun bulaştırdığı ihtimali var.
Город полностью заражен.
Tüm şehir tamamen kontrol altında.
В прошлом году он был заражен древней неизлечимой болезнью.
Geçen yıl tedavi edilemeyen eski bir hastalığa maruz kaldı.
Итак, если кто-нибудь еще из нас заражен... Отсчет уже пошел, лейтенант.
Eğer bir başkasına bulaşmışsa, mesela bizlere saniyeler bile değerlidir, Teğmen.
Очень возможно, что никто из вас не заражен.
Hiçbirinize bulaşmamış olması hâlâ mümkün.
"В стране с наибольшим процентом больных СПИДом, там, где заражен каждый четвёртый, Андре не мог придумать лучшей шутки, чем юные Иман и Наоми в моей постели и ни одного презерватива в радиусе 150 километров."
Dünya'nın en çok AIDS vakası görülen bölgesinde 4 kişiden birinin AIDS'li olduğu bir yerde Andre'nin şaka anlayışı beni genç Iman ve Naomi'nin yatağına atmaktı. 100 mil içerisinde hiçbir kondom olmadan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]