Иордании translate Turkish
67 parallel translation
Например, в Иордании, я видел, как на завтрак ели бараний жир с двумя ложками меда. Ну и ну.
Örneğin Ürdün'de, erkeklerin kahvaltıda koyun yağı ve bal yediklerini gördüm.
" В штормовые банков Иордании я стою
" Ürdün'ün kumlu kıyılarında duruyorum
Наши воспитанники в ашрамах Индии... и во дворцах Иордании.
Mezunlarımız, mezunlar dergisini Hindistan'daki tapınaklarda ve Ürdün'deki saraylarda okuyor.
Мой партнёр в Иордании продаёт мне целый состав с бензином.
Jordanla bağlantım var. Bana benzin yüklü bir tren satacak.
Я звоню из Иордании, и я только что узнал, что Лидия умерла.
Ürdün'den arıyorum. Lydia'nın öldüğünü duydum.
Израильтяне убивают арабов... в Египте, в Иордании, в Ливане, в Сирии...
İsrailliler, Arap'ı... eee... Araplar'ı... eee... öldürüyorlar Mısır'daki, Ürdün'deki, Lübnan'daki, Suriye'deki Araplar'ı ve bütün...
Он взял ссуду у дяди в Иордании, взял сбережения, занял у отца.
Borç para aldı, Tasarruf hesabı açtı.
Я, якобы, продавал какие-то сведения в Ливане, информацию о секретных технологиях в Иордании.
Anlaşılan, Lübnan da bazı devlet sırlarını, Ürdün'de de bazı şifre-kırma teknikleri Satmışım.
В Иордании.
Ürdün'de.
Возглавлял тайную ячейку, которая специализировалась на трудных заданиях в Иордании, Сирии и Израиле.
Ürdün, Suriye ve İsrail'de faaliyet gösteren güç bitirişlerde uzmanlaşmış gizli bir hücrenin başıydı.
ГРУ - Главное Разведывательное Управление Иордании
Ürdün İstihbarat Merkezi
Мистер Феррис, здесь, в Иордании для фундаменталистов я сам являюсь врагом.
Bay Ferris, Ürdün'de köktendinciler için ben de düşmanım.
Ты оглянуться не успеешь, опять будешь в Иордании.
Tekrar Ürdün'e gideceğinden emin olabilirsin.
Но Вы должны понять, Вы не можете позволить больше ошибок в Иордании.
Ama Ürdün'de başka hata yapmaman gerektiğini anlamalısın.
И мы понимаем, что ситуация в Ираке принесла много невзгод жителям Иордании.
Irak'taki durumun Ürdün halkı için pek çok sıkıntıya yol açtığını anlıyoruz.
Да, она живёт в Лондоне, но свадьба пройдёт в Иордании, где я был на вечеринке в честь помолвки.
Evet, Londra'da yaşıyor ama düğünü için Ürdün'e dönecek. Onun nişan törenine gitmiştin.
Прости за нарушение британских обычаев, но мы всегда целуемся в Иордании при встрече.
İngilizler için stokladığınız malları heba ettiğim üzgünüm ama biz Ürdün'de her zaman öpücük dağıtırız.
Он араб, родился и был воспитан в Иордании.
Kendisi Arap, Ürdün'de doğup büyüdü.
Знаете, Хани работает в правительстве Иордании.
Hani Ürdün Hükümeti'nde çalışıyor.
Пожалуй, самым ошеломляющим археологическим открытием этого столетия... а может, и любого другого, было открытие на юге Иордании Потерянного Города Петра.
Belki de son yüz yılda yapılan kazılarda bulunan en hayret verici arkeolojik eser... Ürdün'ün güneyinde yer alan Kayıp Şehir Petra'dır.
Так же, как и отдых в Иордании, это место стоит того, чтобы его посетить.
Ürdün'ün geri kalan bölgelerinin de ziyaret etmeye değmesi gibi...
Петра просто изумителен, но больше об Иордании сказать нечего...
Petra çok güzel ama Ürdün hakkında söylenecek başka şey yok.
Они все указывают строго на восток, в направлении Иордании, гор Петры.
Hepsi de doğuyu gösteriyor. Ürdün tarafını. Petra dağlarını.
Я думаю об Ассоциации донорских органов в Иордании.
Getir onları. Nakil işini ve Jordan'ı ben ayarlarım.
Говорили, что его видели в Иордании.
Bir duyuma göre Ürdün de görülmüş.
Так он представлялся в Иордании.
- O Ürdün'de kullandığı isimdi.
Эти изысканные финики я нашла в Иордании.
Bu nefis hurmaları Ürdün'de buldum.
Я был в подготовительном лагере в Иордании летом 1970-го.
1970 yazında Ürdün'deki kamplarda eğitim aldım.
Пока они убивают наших товарищей в Чили и Иордании.
Onlar yoldaşlarımızı Şili ve Ürdün'de öldürürken.
Это было всего 3 года назад в Иордании.
Bu, Ürdün'de üç sene önceydi.
В Иордании.
Tehlikenin olmadığı yerlerde.
Я думал, что я еду посмотреть Петру в Иордании.
Dünya harikalarını gezeceğimi sanıyordum.
Подарок от шефа полиции Аммана, в Иордании.
Polis şefi Armand'an hediye.
У неё была неудачная операция в Иордании, она на два года ушла в тень.
Ürdün'de sonu kötü biten bir operasyondan sonra iki yıllığına kayıplara karışmış.
Когда я была во главе группы, которая перехватила их в Иордании
Çubukların Ürdün'de olduğunu tespit eden ekibin başındaydım.
Свяжемся с Басрой, попросим помощи у Иордании.
Basra'nın dışına çıktığımızda Ürdün'den yardım isteriz.
Может, в какую-то тюрьму, дыру в Иордании или в Бейруте
Hapiste misin, yoksa Ürdün'de ya da Beyrut'ta bir çukurda mısın bilmiyorum.
- Я из Иордании.
- Ben de Ürdün'denim.
Абдули, ты действуешь на мои нервы с Иордании.
Bak Ürdün'den beri.. tersime gidiyorsun Abdülhey,
Фрост служил в горячих точках, в том числе Ливии с 95-го до 98-го, в Иордании до 2000-го.
Frost pekçok aktif bölgede hizmet verdi, Bunlara 1995'ten 1998'e kadar Libya'daki ve 1998'den 200'e kadar Ürdün'deki görevleri de dahil.
В Иордании Фроста заподозрили в передачи разведданных в Моссад, но доказать нечего не смогли.
Ürdün'deki görev süresi boyunca, Frost'un Mossad'a bilgi sızdırdığı yönünde şüpheler oluştu ama hiçbirşey kanıtlanamadı.
Надень шапку. Если я вам понадоблюсь, вот мой номер телефона в Иордании.
İhtiyacınız olursa Ürdün'deki telefon numaralarım.
- Я была в Иордании.
- Ürdün'e gitmiştim. Tamam.
Джон Мильтон, Чарльз Дарвин, Джейн Гудолл, Алан Тьюринг, Эдвард Форстер, Стивен Хоукинг, король Иордании, премьер Индии и трое из подписавших Декларацию Независимости.
John Milton, Charles Darwin Jane Goodall, Alan Turing E.M. Forster, Stephen Hawking, Ürdün Kralı, Hindistan Başbakanı ve Bağımsızlık Bildirgesi'ni imzalayan kişilerden üçü.
Им пришлось задержаться в Иордании из-за самолёта, попавшего в шторм.
Fırtına çıkmış ve nakliye uçağının Ürdün'de iniş yapması gerekmiş.
Ладно, Дэниел был в Иордании.
Daniel da Ürdün'e gitmiş.
Все помешаны на этом клочке земли 15 на 65 километров, но вам надо смотреть масштабнее, дальше Иордании и Сирии, дальше Ирака.
16'ya 65 kilometrelik bu ufak toprak parçasına herkes kafayı takmış. Ama ötesine bakmalısınız, Ürdün ve Suriye'nin ötesine.
Некоторые уже просят убежища в Иордании.
Şimdiden Ürdün'e girmek isteyen mülteciler var.
Насколько я знаю, она переехала в Амман в Иордании.
Bildiğim kadarıyla Amman, Ürdün'e gitti.
Эйприл привезла из Иордании ребенка с болезнью Олье.
April'ın Ürdün'den getirttiği çocuğun Ollier rahatsızlığı var.
Не в Иордании, где находится чудо. В Израиле.
Ürdün'de, Petra'nın olduğu yerde değil.