Испортит translate Turkish
413 parallel translation
Это всё испортит.
Hayır. Bu her şeyi mahvedebilir.
Это испортит форму рта.
Ağzının yapısını bozar. Biliyorum, biliyorum.
Надеюсь, швейцар впустит ее, иначе испортит нам все веселье.
Kapıcı eğlencemizi bozabilir. İnşallah kadını içeri sokar.
Если мы разбудим её слишком резко, это испортит праздничную песню.
Rosita eğer onu erken uyandırırsak doğum günü şarkısını bozmuş oluruz.
Если ты мне что-нибудь подаришь, это все испортит.
Eğer bana bir şey verseydin bu her şeyi berbat edecekti.
Почему это все испортит?
Neden berbat etsin?
- Разлитый коньяк испортит ковер.
Şu dökülen içki halınızı mahvedecek.
А что, если дядя Элвуд вернется и все испортит?
Anne, konuklar geldikten sonra Elwood dayının dönüp her şeyi mahvetmeyeceğinden emin misin?
Она - "крокодил" и испортит тебе репутацию.
Paçozlarla etrafta aylaklık etme. Bu sana kötü bir ün sağlar.
Она не испачкает платье и не испортит туфельки.
Elbiseleri ve ayakkabılarına iyi bakar.
Надеюсь, этот шторм не испортит ваш вечер, мистер Ринк.
Uygun hava sipariş etmeyi unutmuşum işte! Waco'yu bir hortum vurmuş.
Нет, это все испортит.
Hayır, bu havayı bozar.
Скажите, что я замужем за важным правительственным чиновником, который выбьет ему зубы и испортит эту улыбку.
Ona, evli bir kadın olduğumu, kocamın önemli bir devlet memuru olduğunu ve onun o güzel ön dişlerini dökmeye hazır olduğunu söyleyin.
О, мисс, вы боитесь, что он испортит вас?
Hanımım, size de zarar vermesinden korkmuyorsunuz ya?
Это испортит вам аппетит.
İştahını kaçıracak.
Родольф пригласил одну девушку пожить здесь, и это испортит нам отдых.
Villada Rodolphe'un daveti üzerine bir kız kalıyormuş. Bizi huzursuz edeceği kesindi.
И как будет красиво, если никто ничего не испортит.
- Niye hep bozmaya çalışıyorsun? - Çünkü seni seviyorum.
Теперь будешь делать то, что я тебе говорю, иначе это испортит мне репутацию, понятно?
Bundan sonra, sana söylediğimi yap.. .. çünkü şöhretim için iyi olmuyor, anladın mı? Anladın mı, Rock?
Это испортит мне аппетит.
İştahımı keser.
- Дэнни, не надо все портить. - Это не испортит.
- Bozmuyorum, güzelleştiriyorum.
Этот вампир всегда всё испортит.
Vampir herif habire keyif kaçırıyor.
Я не думаю, что отказ от плавания... испортит мою жизнь.
Yüzmeyi bırakmanın hayatımı mahvedeceğini düşünmüyorum.
Это испортит мне мой средний балл.
Bu bütün ortalamamı mahveder!
Это тебя не испортит.
Bu seni kötü bir kız yapmaz.
Ничего нового в том, что он опять все испортит.
Böyle koca şapşalların böyle günlerin içine etmesi çok normal.
- А ну держись! - Он испортит продукты моей мамочки!
Yiyeceklerimin üzerinde.
Это все испортит.
Bu herşeyi yerle bir edecek.
Надеюсь, этот машинная смазка у тебя на волосах не испортит рецепторы СКВИДа.
Umarım yağlı saçların... SIKPA alıcılarını bozmaz.
За джунгли, где какая-нибудь пичуга может насрать тебе на голову, и это испортит тебе весь день.
Bu ortamda... bir kaç kuş gelip kafana sıçarsa.. sana tüm gününü zehir edebilir.
Но, кажется, кое-кто просто не может быть счастливым, если кому-нибудь другому ничего не испортит!
Ama galiba bazı insanlar bir şeyleri kırıp dökmekten zevk alıyorlar.
Он испортит всю церемонию.
Tüm töreni mahveder.
Дизраптор испортит твой костюм, нож - слишком варварски, паралитический газ плохо пахнет, повешение - слишком долго, а отравление... что там с отравлением?
Parçalayıcı, giysilerini batırıyor. Bıçak fazla vahşi. Sinir gazı kötü kokuyor.
Испортит всем отпуск?
Herkesin tatilini berbat mı edecek?
Нет-нет, не могу сказать. Это испортит удовольствие.
Üzgünüm, söyleyemem Filmin eğlencesini bozamam.
Но это пустая трата добра, несмотря на то, что рыба свежая... потому что человек, который будет ее готовить, все испортит.
Ama balık ne kadar taze olursa olsun... Yemek pişirmesini beceremeyen birisi onu mahfede bilir.
Это испортит резюме. - Давай как-нибудь уладим это дело.
Ally bir haftada iki hukuk bürosundan ayrılamazsm bu öz geçmişinde kötü bir koku bırakacaktır.
Это испортит карму?
Karma olayını bozar mı?
Эта штука испортит его окончательно, и мы в любом случае его потеряем.
O şey, onu daha da bozacak ve her şartta onu kaybedeceğiz.
Ты знаешь, что сигарета испортит сидр! Я такого не потерплю!
O sigaranın bütün bu parti elma şarabını mahvedeceğini bilmiyor musun?
Это испортит мне карьеру.
Hayatımı mahvedersin.
Он обязательно все испортит.
Nedense her zaman birileri içine eder.
- Боже, это всё испортит.
- Tanrım, bu her şeyi mahvediyor.
И ты сразу понимаешь, что женщина испортит все дело, в конце концов.
Her zaman bunu izliyorsunuz, bir kadına bunu söyleyecek olursanız sonunda hapı yutarsınız.
"Если мы поцелуемся, это все испортит."
Eğer öpüşürsek, bir şeyleri başlatır mı?
Видишь, ничто не испортит наше времяпрепровождение.
Görüyorsun ya, hiçbir şey eğlencemizi bozamıyor.
Дениэл испортит единственное классное место в школе.
Daniel okulda sevdiğimiz tek yeri mahvedecek.
- Она все испортит.
- Hepimizi ele verecek.
- Не испортит.
- Hayır, vermez.
Всё испортит.
- Her şeyin tadını kaçırıyor.
Ты права, есть риск, что священник своей эрекцией испортит свадьбу.
Eğer senin kocan olsaydım kıskançlıktan ölürdüm. Haklı olabilirsin. Tehlikeli.
Она все испортит.
Korkarım konuşacak.