Йпел translate Turkish
657 parallel translation
Усатый карлик пел восхитительно.
Ufak, bıyıklı olan diğerleri gibi söyledi
Раньше у меня друг был - он пел лирические песни. Так он меня колотил, как только появлялась свободная минута.
Müzikholde çalışırken, şarkıcı erkek arkadaşım ondan daha meşhur olduğum için beni ulu orta tokatlardı.
Я бы плясал и пел, жизнь была бы весельем, только бы мне чуточку мозгов!
Eğer bir beynim olsa
- Разве я так пел?
Belki, ama şöyle yapmadım... ve sonsuzdan sonra da - Ben öyle mi yaptım?
А как ты пел?
Ne söyledin?
Я помню, что я танцевала с высоким, темным мальчиком... с вьющимися волосами... и с маленьким таким, с веснушками... и с толстым блондином, кто пел мне в ухо...
Uzun boylu, kıvırcık saçlı ve esmer biriyle dans ettiğimi sonra çilli ve kısa boylu biriyle ve kulağıma şarkı söyleyen iri yarı ve sarışın biriyle dans ettiğimi hatırlıyorum.
Я там пел на террасе.
- Komedi şarkıları. - Ondan var.
Он в тот вечер не пел, он заболел.
Ne yazalım?
Я говорил о ней... я мечтал о ней... я пел о ней.
Ondan bahsettim, onu düşlerimde gördüm, onunla ilgili şarkılar söyledim.
Ты пел это на тон выше.
Eskiden bir oktav fazlaydın.
Тулуз, ты раньше пел по утрам?
Toulouse? Sen sabahları şarkı söyler miydin, yani benden önce?
Кстати, я пел в церковном хоре, когда служил в базилике.
O bazilikadayken ben de kilise korosundaydım.
Ага, пел и смеялся, когда шёл к машине...
Elbette, arabadaki o kakara kikiri şeyler.
Хочешь, побожусь – ни словом ангелов не помянул. Ну, значит, плясал и пел!
Meleklerle ilgili tek bir kelime bile etmedim.
Пел тенор.
Bir tenor vardı
Был бы у меня голос, я бы пел хвалу лошадям.
Sesim güzel olsa, atların ilahisini söylerdim.
Да... Я помню слова, которые ты пел...
Evet, söylediğin şarkının sözlerini hatırlıyorum.
Песню, которую ты уже пел нам... как там это было?
Bizim için söylediğin... Nasıldı?
Спартак, я хотела вспомнить ту песню, что пел Антонин.
Spartacus, Antoninus'un söylediği şarkıyı hatırlamaya çalışıyordum.
Я пел..., пел... Севильский цирюльник, ария Базилио.
Söylediğim, söylediğim şarkı Sevil Berberinden'iftira'aryasıydı.
А помнишь, как ты пел?
Söylediğimiz şarkıyı hatırlasana..
Кто это пел?
Sahilde kimse yoktu.
Но кто же это пел?
Şarkı söyleyen kimdi?
Кроме того, не хочу, чтобы для тебя пел незнакомый мужчина.
Ve bu arada, yabancı birinin sana şarkı söylemesini istemiyorum.
И пел целый хор.
Ve bir koro seslendirirse.
Я отлично пел христианские гимны и я совсем не лицемерил.
Çok güzel ilahi söylüyordum ve numara yapmıyordum.
А потом... ты пел о любви.
Sonra, şarkıya eşlik ettin.
Просто другой человек уже пел ее сегодня.
Sadece başka biri bugün bu şarkıyı söylüyordu.
Той ночью... красный гребень пел :
O gece... Kırmızı tarak şarkı söylüyordu :
Сван слышал, что я пел это.
Swan beni bu şarkıyı söylerken duydu.
Тот, что пел в клубе в Чхондамдоне?
Chungdam-dong kulübündeydi değil mi?
Сзади нам стало совсем уже тесно. Бадди Холли пел свою новую песню.
Öne geçip sürdüm saç yağını Buddy Holly söylüyordu son şarkısını
Я пел о золотых ее кудрях, Я воспевал ее глаза и руки, Блаженством райским почитая муки ".
Bukle bukle, altın sarısı saçlarınız, ışıltılı, meleksi gülüşünüz cenneti yeryüzüne taşıyor.
Он пел с тобой в хоре.
- Küçükken aynı kilise korosundaydınız.
Хорошо, я сделал действительно страшную вешь потому что когда он пел, это был очень высокий голос.
Tanrım, evet bunu ona yaptım... Ve yeniden şarkı söylediğinde ise sesi en üst perdeden çıkıyordu.
Особенно когда он пел, " Она берет точно как женщина и она любит точно как женщина.
Özellikle o şarkı, " Kadın gibi sever kadın gibi sevişir.
- Возьмут точно, пел бы только для вас.
Yalnız size ithafen söylerdim.
Вы - единственные, кто хорошо к нам относился. Ты пел нам блюзы Элмора Джеймса и научил играть на губной гармошке.
Sen bize iyi davranan tek insansın... bize bu katta Elmore Jones şarkıları söyler, ağız mızıkası çalardın.
Когда я был ребёнком я пел в храме одну песню.
Çocukken tapınakta bir şarkı söylerdim.
Как и остальные ребята я пел слова не думая, что они значат или как они могут повлиять на меня.
Diğer çocuklar gibi sözleri söyledim. Anlamını ve beni nasıl etkileyeceğini düşünmeden.
Я просто напевал песню, которую пел Кеса.
Ben yalnızca sizin Kesakiçi'nin şarkı söylemesini taklit ediyordum.
Когда я его встретил, он все еще пел "Фуникули, фуникула".
Onunla tanıştığım zaman, o daha "Funiculi Funicula" yı söylüyordu.
Чтоб петь те песни, что я пел.
# Asla birine ihtiyaç duymadım.
Чтоб петь те песни, что я пел.
# Bu şarkıları söylemek için... # Asla birine ihtiyaç duymadım.
Не знаю, г-н полковник, я пел в это время.
- Bilmiyorum, ben şarkı söylüyordum.
Хочешь, чтобы я тебе это пел по вечерам?
Akşamları sana Ulusal Marş'ı söyleyeyim mi?
Знаешь, кто пел "Мой парень"?
- My Guy'ı kim söylüyordu?
Ты и так пел бы неплохо.
Herhalde, sesin de incelirdi.
Вы мне напомнили одного моего давнишнего ученика, он тоже пел в хоре...
Bana eski bir ögrencimi hatirlattiniz. O da koroda sarki söylerdi.
Когда я был ребенком и был напуган, ко мне приходил Человек дождя и пел мне.
Çocukken korktuğumda, Yağmur Adam gelip bana şarkı söylerdi.
А что ты пел?
Ne söylüyordun?