English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Л ] / Лезете

Лезете translate Turkish

57 parallel translation
- Нет. Так какого чёрта вы ко мне лезете?
O zaman işime burnunuzu sokmayın.
Что вы лезете в чужую жизнь?
Neden hayatıma karışıyorsun?
Похоже, вы из кожи вон лезете, чтобы сделать ее привлекательной, чтобы я чувствовал себя защитником.
Benim koruyucu gibi davranmam için çok gayret gösteriyorsunuz.
Почему вы туда лезете?
Moskova'dayım, başkentte, tatlım...
Почему вы всё время лезете в мою жизнь?
Niye hayatıma karışıp duruyorsun?
Сами лезете в ловушку.
Tuzaklarına doğru ilerliyorsunuz.
А вы лезете в мою личную жизнь!
Hastalık dolu ve bana hayatımı soruyorsun!
Куда лезете при госте!
Misafirimiz hala bizimle birlikte.
В драку лезете, а ответить нечем.
Yine de hiçbir şey için kavga edemezsin.
ВьI лезете в чужие дела, указьIвая людям, как надо жить.
Nedenini bilmediğiniz savaşlarda taraf tutarak başkalarına nasıl yaşamaları gerektiğini anlatıyorsunuz.
Вы же в карман за словом не лезете.
Sen genellikle bu kadar sessiz durmazsın.
Лезете в пекло?
Bir harbeyle gelmişsiniz.
Чего вы на рожон лезете, сопляки!
- Toylar! Hiçbir şey hakkında fikriniz yok!
Зачем вообще вы лезете в мою жизнь?
Neden hayatıma karışıyorsun ki?
Всякий раз, как я подумаю, что у нас все в порядке, вы лезете в мой карман.
İyi olduğumuzu düşündüğüm her an, ellerinizi cebime sokuyorsunuz.
- Эй, вы лезете вперед.
- Hey, sıranın önüne geçiyorsun!
Дьявольщина! - Куда вы лезете?
- Allah'ın cezası.
- Зачем вы лезете у ним.
Mutlu bir ailenin yanında yanaşmasın.
Похоже, вы за словом в карман не лезете.
Çok yaramaz bir şakacısın.
Простите, Пуаро, но вы лезете не в своё дело, вы, наглый маленький бельгиец!
Kusura bakma Poirot, ama sen tam anlamıyla saçmalayan kendini beğenmiş bir Belçikalısın.
А вы чего лезете в чужие дела?
Neden başkalarının işine burnunuzu sokuyorsunuz?
Если вы лезете прямо под нами, сохраняйте дистанцию!
Eğer düşüş hattımızda tırmanacaksanız mesafenizi koruyun!
Ну и кто вы теперь, после того, как лезете не в свои дела?
Siz kimin işine burnunu soktuğunuzu sanıyorsunuz?
Вы сами не знаете, куда лезете.
- Hadi ama. Zala'nın kim olduğunu öğrenmek istiyordun.
Может, поэтому, вы лезете на стенку в больнице.
Belki de bu yüzden hastanede duvarlara tırmanıyordun.
Отвали, все вы сразу лезете в кошелёк.
Toz olun, gidip cüzdanlarınızı getirin.
Здесь есть много людей, которым не понравится, что вы лезете в это дело.
Bu olayı ilgi gösterdiğinizi gördüğünde memnuniyetsizlik gösterecek birçok insan var burada.
Вы лезете в нашу страну.
Siz americanos ülkemize sızıyorsunuz.
Вы вообще не понимаете куда лезете.
Neye bulaştığınızın farkında bile değilsiniz.
Каракатица, Блондинчик, вы там как, в неприятности не лезете?
Catfish, Blond, beladan uzak duruyor musunuz, çocuklar?
Потому что большинство кандидатов в шефы полиции борются за популярность, а вы в политику не лезете, симпатичны, и даже дружелюбны.
Çünkü polis şefi adaylarının çoğu, popülerliğini arttırma çabasında, ve siz, özellikle politik, iyi tanınan, hatta cana yakın biri bile değilsiniz.
лезете в неравную драку хотя бы выбирайте оружие.
Yanlış adama da çatsanız en azından doğru silahı alın.
Вы к ней не лезете, поняли?
Onu kendi haline bırakın.
- Вы лезете не в свое дело - Разумеется
- Haddinizi aşıyorsunuz.
Вы лезете не в свое дело, мистер Каллен.
sınrın dışındasınız, Bay Callen.
Но чего я не знаю, так это почему вы из кожи вон лезете, чтобы вывести меня из себя!
Neden beni çıldırtmak için özel bir çaba gösteriyor gibi yapıyorsun?
Он всего лишь их постоялец, а вы лезете поперёк следствия.
Adam onların sadece pansiyoneriydi, hem sen soruşturmaya önceden el koymuşsun.
Куда, куда лезете девочки?
Hey, kaynak yapmayın. - Bana mı diyorsun? - Evet sana diyorum.
Честно говоря, я не знаю почему вы лезете с этим ко мне.
Doğrusu, neden benimle uğraştığınızı bile bilmiyorum.
председатель Ли. что Вы лезете в мою жизнь. давайте держать дистанцию в наших отношениях.
Başkan Lee'nin yanlış anladığı bir şeyler var. Başkan Lee, evliliği aceleye getirdiği için değil, hayatıma karıştığı için ona kızgınım. Sizden ricam, hayatımla aranıza bir mesafe koyun.
Вы всегда в бутылку лезете с утра пораньше, преподобный?
İçmeye hep bu kadar erken mi başlarsınız Vaiz Bey?
Круто, Майки. Ребята, вы и правда тут из кожи вон лезете.
Gerçekten kendinizi aşıyorsunuz.
Ну что вы все лезете не в свои дела!
Herkes kendi işine baksın.
Я не лезу в Огайо, вы не лезете в Пенсильванию.
Ben Ohio'ya sen de Pennsylvania'ya bulaşmayacaksın.
Состряпала грустную историю о маленьком ребенке, которого забрала злая ведьма, и вы оба из кожи вон лезете, чтобы исправить это!
Kötü bir cadının alıkoyduğı küçük bir çocuk hakkında maval okuyor siz de hemen kanıyorsunuz.
Я его не убивал, так чего вы ко мне лезете?
Bunu ben yapmadım, neden beni rahatsız ediyorsunuz?
Я не хотела бы наблюдать, как вы из кожи вон лезете и тратите большие деньги, чтобы оттянуть неизбежное.
Kaçınılmazı ertemek için bir sürü engelle karşılaşarak daha fazla para harcadığını görmek istemem.
Когда на самом деле, вы буквально лезете на стены фермы, Где-то в Вирджинии, без ума от ЛСД,
Ama aslında sen CIA ve MK-Ultranın verdiği LSD yüzünden Virginia'daki bir çiftlik evinin duvarlarına tırmanıyordun.
Мало того, что вы понаехали в мою страну, так вы еще и в бизнес мой лезете.
Senin gibilerin ülkemde yaşaması yetmiyormuş gibi işimi kesiyorsunuz bir de.
Что вы ко мне лезете?
Israr etmeyin!
Зачем вы в это лезете?
- Neden öyle bir şey yapacaksın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]