English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Л ] / Лужи

Лужи translate Turkish

69 parallel translation
Если там лужи, мальчики, вы меня понесете?
Çamur falan varsa, beni taşırsınız, değil mi çocuklar?
Если бы не Страйд, мы до сих пор бы торчали посреди грязной лужи в двадцати милях от Сильвера.
Eğer Stride olmasaydı Silver'dan yirmi mil uzakta hala çamurda olurduk.
- Не было. Лужи были.
- Gölet yok, sadece küçük su birikintileri.
Когда я лежу у открытого окошка, и идёт дождь, я вижу белые чулочки, прыгающие через лужи... Чёрт возьми, Войцек, мне тоже хочется любви!
Yağmur kestikten sonra penceremden bakınca ve şu beyaz çoraplıları ortalıkta fink atarken görünce lanet olsun, Woyzeck,... içim bir hoş oluyor.
Похоже, существа тают, от них остаются коричневые с зеленым лужи. Как будто- -
Yaratıklar yeşil ve kahverengi çamur olup eriyorlar.
Кролику, который живёт у лужи.
Göl kenarındaki tavşana.
Надо вытереть лужи крови.
Kirli yerler önemli. Kan lekelerini sileceksiniz.
Лужи биомимикрической жидкости?
Biyo-taklitçi sıvı havuzları mı?
Сейчас где-то в другом месте мать твоих будущих детей поднимает голову из лужи слюней.
Eminim şu anda çocuklarının gerçek annesi olacak kadının ağzının suları akmaya başlamıştır.
Смотри, обязательно нужно приземлиться справа от той замерзшей лужи, понял?
Şuradaki buzların sağına düşmemiz gerekiyor.
Мне не нужны лужи, мне не нужны сжеваны вещи.
Etrafa işemesini istemiyorum, her şeyi dişlemesini istemiyorum.
Кругом сплошное побережье, не то, что океан, лужи приличной не найдёшь.
Jersey sahilinden millerce ötede, görünürde bir tek okyanus yok, kuş banyosu bile yok.
Этот бар не для пиратов из лужи.
Burası kuyu korsanlarının barı değil.
- "Пиратами из лужи", но я не...
- "Kuyu korsanı." Ama...
Каждый раз, когда вы зашиваете раны, кругом лужи крови.
Ne zaman yaralarınızı kendiniz dikmeye kalksanız, her şeyi berbat ediyorsunuz.
Оно растекается в форме лужи на полу! Ты снимаешь?
Bak şimdi de bileğinden sızıp döşemeye yayılıyor!
- Роль кровавой лужи под его головой сыграла кровь русского.
- Harry'nin kafasının etrafındaki kan havuzunu oluşturmak için Rus kanı kullanmışlar.
Справа от лужи крови отчетливые следы брызг на плитке.
Eğer kan öbeğinin sağ tarafına bakarsanız zemine gelen farklı bir sıçrama görürsünüz.
Глаза Мэри Динкл были цвета грязной лужи.
Mary Dinkle'ın gözleri çamurlu su rengindeydi.
Oн пахнет солодкой и старыми книгами, успела подумать она, и слёзы потекли из её глаз цвета грязной лужи.
Çamurlu su rengindeki gözlerinden yaşlar akarken onun meyan kökü ve eski kitaplar gibi koktuğunu düşündü kendi kendine.
Когда я последний раз ездил туда, Там были такие огромные лужи, что в них можно было купаться.
En son o yoldan gittiğimde bütün çukurlar duş almak için yeterince derindi.
Тогда почему нет лужи крови?
Ama kan birikintisi yok mu?
- Нет накакой лужи.
- Kaka falan yok. - Kaka nerede?
Ты как та ищейка, натасканная на бомбы, вот только ты лужи вынюхиваешь.
Bomba uzmanı köpekler gibisin. Sen de kaka uzmanı köpeksin işte.
Осторожно, тут лужи.
Su birikintilerine dikkat edin.
"Если под ним нет лужи масла, значит, масла-то в нем и нет."
"Altlarında yağ yoksa, içlerinde de yağ yoktur."
От лужи отойдите.
Limonataya basmayın.
В то же время девушка исчезает, оставив лужи крови по всему Форхевену, но ты к этому абсолютно не причастен.
Bu sırada kadın bütün Forthaven'da kan kaybederek kaybolur ve kesinlikle seninle alakası yok.
Нравится, когда на улицах лужи испражнений?
Evet. Sokağın ortasında ishal kalıntısı görmek ister misin?
Женщину, лужи крови, мужчину с ножом.
Bir kadın bir sürü kan ve elinde bıçak olan bir adam.
Пробует сомнительное суши, массирует предплечья, пока я смотрю телевизор, переносит меня через лужи.
Şüpheli görünen suşiyi yer TV izlerken kolumu gıdıklar, çamurlu suların üzerinden taşır beni.
Судя по лужи крови вокруг тела, жертва уже была мертва, после третьего выстрела.
Cesedin etrafında fazla kan olmaması kurbanın üçüncü kurşundan önce öldüğünü işaret ediyor.
Я никогда не был набожным, но смотреть, как Лилит появилась из лужи крови, пока я высасывал кровь той невесты под нежные ноты "You Light Up My Life", это...
Daha evvel bana sofu diyen çıkmamıştı. Ancak ben gelini "You Light Up My Life" şarkısının eşliğinde emerken onun kan havuzunda vücut buldu.
В июле от снеговиков останутся одни лужи.
Kardan adamlar Temmuz ayında hiç işe yaramaz.
Альфред хорош, но выглядит, как щенок, выбравшийся из лужи.
Alfred de iyi ama sokaktan kurtarılmış bir köpek yavrusu gibi görünüyor.
И когда все вы будете бороться за глоток воды из радиоактивной лужи, я буду сидеть в безопасности в моем бункере, потягивая хороший, горячий ява с запахом весеннего дождя.
Geri kalanlarınız, radyoaktif su birikintisinin başında bir damla su için kavga ederken ben güvenli bir şekilde sığınağımda oturup güzel, sıcak, parazitsiz ve bahar yağmuru kokulu cava kahvemi yudumluyor olacağım.
Это как пить из лужи.
Göletten su içiyormuş gibi sanki.
Какая сейчас разница? Тут... Тут труп на полу и лужи крови.
Önemli olan, şu an yerde bir cesedin olması, bir kan gölü olması.
И вы нашли сотовый Кристины у второй лужи крови.
Ve Christine'in telefonunu ikinci kan birikintisinde buldunuz.
Взять и убить живых людей, представить, что ты на самом деле можешь услышать то мгновение, когда их сердца перестают биться, вдохнуть запах крови, которая собирается в лужи на полу.
Yaşayan bir canlıyı alıp öldürmek kalplerinin durduğu anı duyabildiğini hayal etmek yere yayılan kanı koklamak.
Это брызги, подтеки, лужи крови.
Sıçrayan kan, püsküren kan, biriken kan olur.
Дождь смывает клей, и головастики соскальзывают с листьев в растущие лужи внизу.
Yağmur yapışkanı çözerken... iribaşlar kayıp suya düşüyor.
Забавно, потому что мы нашли отпечаток подошвы в переулке, возле лужи с кровью Энн, и он полностью совпадает с рисунком подошвы ваших ботинок.
Komikmiş ; çünkü o ara sokakta Anne'nin kanının yakınında tıpkı sizin şu an giydiğiniz botlara benzeyen izler bulduk.
По плану, вечеринка будет проходить у лужи кислого молока позади Баскин Роббинс.
Planlandığı üzere başka bir törenle Baskin Robbins'in arkasında eski süt birikintisinde devam edeceğiz.
Будь у них всё в норме - не пришлось бы сейчас обходить лужи мочи.
Olsaydı onlara giderken böyle kuytulardan gitmezdik.
Лужи Такахамы!
Takahama Gölcüğü!
Они там моют грузовики из шлангов. так что там постоянно лужи.
Hani hortumlarla araçları yıkıyorlar ya, sonra her yer ıslanıyor.
Нет лужи крови и на земле.
Yerde kan birikintisi yok.
150 ) } barabara ame yureteru no ni 150 ) } ima bokutachi niwa mukankei 150 ) } muchuu ni sasenaide 150 ) } kono ookami haato образуя лужи.
150 ) } Görebiliyorum dışarıdaki yağmur birikintilerini.
Лужи крови.
Küvet dolusu kan içinde kaldı.
Очертание этой лужи крови указывает на то, что через неё что-то протащили.
Bu birikintinin biçimine bakılırsa, üzerinden bir şey sürüklenmiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]