Манит translate Turkish
90 parallel translation
Эта дорога манит приключениями но никогда она уже не заманит меня.
Macera bu yol boyunca sizi çağırır fakat beni bir daha çağırmayacak.
Совершенство не так манит.
Mükemmelde bile olmayan bir çekicilik.
А сейчас его манит титул : зять - виконт де ла Рошфонтен.
Favraux, damat için de la Rochefontaine ismini beğenmiş olmalı.
Я знаю, что тебя манит, и это явно не его синие очи.
Seni çeken şeyin büyük mavi gözleri olmadığını biliyorum.
Война манит мальчишек, как пламя мотыльков.
Askerlik çağında delikanlılar ateşin etrafındaki kelebekler gibidir Mim.
В нем есть что то такое, я не могу объяснить, что просто манит к себе
Onda bir şey var. Ne bilmiyorum. Bir tatlılık.
Даже в нашем жалком состоянии, мы чувствуем, как манит к себе самый священный город Тибета, жилище Далай-ламы.
En mutsuz anımızda bile Tibet'in en kutsal şehrinin, Dalai Lama'nın evinin cazibesini hissediyoruz.
И лапушек манит на лапушкин бал.
Jellicle'lar, Jellicle Balosuna gelin
И лапушек манит на лапушкин бал.
Jellicle'lar Jellicle Balosuna gelin
Перспектива увидеть, как вы двое делаете из себя дураков, не манит меня, я устрою вечер боевика.
- Kendinizi aptal durumuna düşürmenizi izleme fikri cazip gelse de partiye gelmeyeceğim. Ben de güzel bir filme giderim.
Жизнь - жестокая шутка, которая манит нас красивыми фантиками желаний.
Göreceksin. Varoluş tutku şeklinde kandıran acımasız bir şakadır.
Свободный рынок манит.
Özel sektör beni parmağıyla çağırıyor.
Её столько всего манит.
Tüm bu cezbedici şeyler, onu çekiyor.
Знаю братьев мне не догнать, обогнали они меня, Но в ночь чудес манит меня утренняя звезда.
Eğer takip edersem, benden önce giden kardeşlerimin görünmeyen sırtlarını, yürüdüğüm gecelerde, göz kırpar seher yıldızı.
обогнали они меня. Но в ночь чудес манит меня утренняя звезда.
Eğer takip edersem, benden önce giden kardeşlerimin görünmeyen sırtlarını, yürüdüğüm gecelerde, göz kırpar seher yıldızı.
Там небо ждет И манит, и зовет
Dışarıda gökyüzü bekler Size işaret eder
Ритм города стучит Меня к себе манит
* Şehrin ritmi beni çekmeye başlıyor *
Манит цель тебя...
İşte sizin hedefiniz.. .. hedeften sapmayın.
Манит цель тебя, назад ни шагу.
İşte hedefin bu, takip et.
И облаков нестройный клин Меня так манит и чарует
Gökyüzünü bulutlar kaplıyor.
Что-то манит их в сад.
Onları çeken bir şey var bahçede.
Он снова манит. Подойду поближе.
Çağırıyor yine, gideceğim.
- Он снова манит.
Gel diyor yine.
Все манит он. Дорогу, господа!
Nasıl çağırıyor yine, bakın!
" Твой шелк расстегнут и раскрыт, Стан жаркой прелестью манит
İpeğln çözülmüş, açılmış dantelln. Bellne de görünür, o ılık güzelllğln.
Впервые в жизни любовь меня манит
# Yoksa bu aşkın çağrısı mı? #
Впервые в жизни любовь меня манит
# Yoksa bu aşkın çağrısı mı? # # Sıfır ile bir.
Я просто говорю, что состояние Лайлы манит Тома, также как ее роскошные титьки манят тебя.
Lila'nın yaşam tarzı Tom'u cezbediyor. Tıpkı Lila'nın göğüslerinin seni cezbettiği gibi.
"Аргентина манит негра"
"Eski Püskü Kurt Sürüsü."
Название буквально манит.
Direkt ismi çağırıyor bir kere.
Все "наездники" больших волн осознают риск, и всё равно их манит адреналин и слава.
Bütün büyük sörfçüler riskleri biliyor ama adrenalin ve şöhret tutkusunu dizginleyemiyorlar.
Знаете, нравится. Он.. м, манит что ли.
Seviyorum, bilirsiniz, biraz ilgimi çekiyor.
Власть манит, но манит и любовь, и ты еще сможешь обрести ее вновь.
Güç baştan çıkarıcıdır lakin sevgi de öyle ve buna tekrar sahip olabilirsin.
♪ Манит её из могилы
Mezardan doğru aklını çeliyor
Всегда манит тебя вещами, которые тебе никогда не заполучить.
Her zaman malvarlığını gösterir.
Его магия манит к себе удивительных людей.
Ve bu büyünün kendine çektiği inanılmaz insanlar.
Она манит к себе.
Artık cazip görünüyor.
Tебя манит внутренняя красота?
Derinliklerdeki güzelliğe ihtiyaç duyuyor musun?
Мир манит.
Kalsın, sağ ol. Dünya beni bekler.
В субботу вечером он манит Мария Тремлетт, чтобы Бэгли древесины, и убивает ее.
Yani. Cumartesi gecesi Mary Tremlett'i Bagley Ormanına kadar takip edip öldürdü.
Меня вот никак не манит проводить свои свободные вечера с трубочистами и им подобными.
Gecelerimi baca temizleyicisi vb. biriyle geçirmek için bir çekim göremiyorum.
Его манит кровь, как и меня.
Benim gibi kana kapılmış o da.
Вода манит своей близостью.
Halbuki su nasıl da yakın.
Я тоже. Но меня манит то, что он опасен.
Babamın aşk mektuplarının kamuya açıldığı gündü.
Ясность темноты манит меня.
Karanlığın merkezinden çağırıyorlar.
Гора манит и других - своими богатствами, расположением.
Başkaları da şimdi Dağ'a gidecek servet için konumu için.
Вас поманит эта возможность, как манит блеск рельсов при звуке приближающегося поезда.
Bunu isteyeceksin. Bir trenin yaklaştığını duyduğumuzda bizi cezbeden şey, rayların ışıltısıdır.
Достаток микробов, может, и не манит, но зато тиф манят антисанитария, стеснённые условия жилья и плохая вода.
Mikroplar servete bakmıyor olabilir fakat tifo mikrobu kötü sıhhi tesisat, sıkışık yaşam alanı ve yetersiz kanalizasyondan hoşlanır.
"Вот горечью миндаль манит, И этот запах, словно цианид".
'Acı badem kaçıp saklanır, işte öyle kokar siyanür.'
Просто скажи, что именно тебя манит?
Söyle bana. Seni ne cezbeder?
И тело искушением манит.
Gökyüzünün kan, çiçeklerin yağmur ve gecenin gündüzü beklediği gibi ben de kalplerimizin "bir" olacağı o anı bekleyip durdum hep.